"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocukların kalbine sevgi tohumları atalım

12 Ekim 2014, Pazar 00:01
Bu zamanda en zor şey “genç” olmak. Çünkü genç olarak dışarıya çıktığında her köşe başında seni bekleyen çirkin günahlar üzerine yapışmak için ellerini ovuşturarak bekliyorlar.

Kapanlarını ya da ağlarını üzerimize atmak için fırsat kolluyorlar. Yakaladıkları zaman da bütün enerjimizi bitirmeye çalışıyorlar.
Şarkılar ile beynimizi hipnotize etmeye çalışıyorlar, sosyal ağlar ile dünyamızı ekranlara hapsediyorlar. Özenti ile meşrû hayatları yüksek tahtlara oturtuyorlar, bağımlılık yapan maddeler ile kendilerine köle yapmak istiyorlar.
Eve gelirken merdivende bonzai içmiş iki ilköğretim öğrencisi gördüm. Birisi yerde yatıyor, dünya ile ilişkisini kesmiş, sadece ağzını açarak gülmeye çalışıyordu. Diğeri ise, gelip geçenlere yalvaran gözlerle bakıyor, durmadan özür diliyordu. Bonzai içen birisi bir kere bile içse, yüksek bir ölüm riski ile karşı karşıya kalmaktadır. On yıl içinde ölüm ihtimali oldukça fazladır. İlköğretimde on iki on üç yaşlarında olan bu çocukların ise on yıl sonra Allah göstermesin, ama gençliklerinin baharında vefat ettiklerini hayal edince üzüldüm. Aslında Allah izin verirse yaşayabilirlerdi tabi ki, ama onlar intiharlarının altına bir kere imza atmışlardı.
Dindar bir devletin dinden bîhaber gençleri. Bu zamanda sınavdan sınava sürüklenen kuru yapraklar. Her alış verişte alınan kalın test kitapları, ama alınmayan mutluluklar…
O çocukların haline her ne kadar üzülmüş olsak da, gerekli yerlere haber vermekten başka elimizden bir şey gelmemişti. Ama nedense için o kadar acımıştı ki, sonra duâ edebildim onlara ve bütün gençlere. 
Gençlik hayatın taze bir baharı iken, yapılan hatalar sonucu zehirli meyvelerin tohumlarını taşıyabiliyor. Artık küçük bir çocuk bile, sözde akıllı telefonlardan çok akılsızca düşünceler öğrenebiliyor.
Bizim çocukluğumuzda hayat çok daha güzeldi. Elimizde akıllı telefonlar yoktu, ama çevremize akıllı büyüklerimizden güzel dersler alıyor, faydalı oyunlar oynuyorduk. Kırlarda piknik yaparken aynı zamanda ders çalışıyorduk. Şimdi ise çocuklar sanal bir hapishaneye hapsedilmiş, anne ve babalar da başlarında bir gardiyan gibi duruyorlar. Halbuki anne ve babanın vazifesi, çocuklarına gardiyanlık yapmak değil, onlarla arkadaş olup yarenlik yapmaktır. Yoksa, evlâtlarının ateşe atılmasını seyreden zavallılar durumuna düşmek ihtimali yüksektir.
Ey anneler, babalar, büyükler! Çocuklarınızı elinizle ateşe atmayın.  Onlarla güzel vakitler geçirip, maddî tehlikelerden koruduğunuz gibi manevî tehlikelerden de koruyun. Allah’ın size verdiği nimete sahip çıkın. İçlerinde sevgi tohumları filizlensin, yüzleri hep gülsün. Her iki dünyaları da gül gülistan olsun...

Merve İriyarı / [email protected]

Okunma Sayısı: 1248
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı