Ağabeylerimden defaatle duymuşumdur. Müthiş bir heyecan ile o anları tekrar yaşarcasına derler ki: “Biz gençken şöyle hizmet ederdik. Böyle fedakârlık yapardık. Saatlerce yürüyerek derse giderdik. Kar, kış demeden hizmete koşardık. Maddî manevî bütün imkânımızı seferber ederdik. Dâvâmızın medyadaki dili olan Yeni Asya gazetemizi her kulvarda okur ve tanıtırdık. Çantamızın ön gözünde, ceketimizin dış cebinde Yeni Asya logosu görünecek şekilde gazeteyi yanımızdan ayırmazdık. Çünkü bizim kimliğimiz ve dâvâmızın naşir-i efkârıydı. Amenna…

Risale-i Nur Talebesi saff-ı evvel ağabeylerinden, Kur’ânın harfleri ile Risale-i Nur Külliyatının harflerinin çarpımından çıkan sayı kadar Allah razı olsun. Onlara saadet-i dareyn nasip olsun. Amin. 

İşte 1950’li, 60’lı, 70’li ve 80’li yıllarda ki ehl-i hizmet ağabeylerimizin peşinde atmacalar vardı. Ağabeyler atmacaların saldırmasına göre gardını alıyordu. Dâvâsına sahip çıkıyorlardı. Fakat,  2000’li yılların başında hızla gelişen teknoloji ve iletişim vasıtaları gençleri kitaptan uzaklaştırdı. Yerine internet ve sanal medya aldı. Fikir akımları yerini, eğlence dünyasına devretti. 

Kalp ve aile dairesinden başlayarak evlâtlarımıza sahip çıkmalıyız. Biz gençlerimize sahip çıkmaz isek. Sahip çıkan çok oluyor. Başta evimizin en güzel noktasına yerleştirdiğimiz ve hatta cebimizde taşıdığımız dijital cihazlar aracılığı ile gençlerimizi ve bizleri ehl-i sefahat kendi dairesine çekiyor. Bir mıknatıs gibi manyetik alanına alıyor. Hisleri ve hevesleri tahrik ediyorlar. O kadar cazibeli ve çekici ki adeta insan efsunlaşıyor. İradesini kaybediyor. Çünkü akibeti görmeyen kör hissiyat ile hareket ediyor.

Elbette ki bütünüyle ümitsiz değiliz. Asrın manevî doktoru Said Nursî manevî hastalığı teşhis etmiş. Bir tıp fakültesi doktoru gibi reçeteyi yazmış. Bize düşen reçeteyi nöbetci eczaneden alarak istimal etmek. Elbette şifayı Şafi-i Hakikî verecektir. İşte Kur’ân eczanesinden alınan Risale-i Nur isimli reçete de şu ilâçlar yazılı…

Gençlik Rehberi ve Meyve Risalesi…

“İşte bu asırda, İslâm ve Türk gençleri, kahramanane davranıp, iki cihetten hücum eden bu tehlikeye karşı, Risale-i Nur’un Meyve ve Gençlik Rehberi gibi keskin kılıçlarıyla mukabele etmeleri elzemdir. Yoksa, o biçare gençler, hem dünya istikbalini, hem mes’ut hayatını, hem ahiretteki saadetini ve hayat-ı bakiyesini azaplara, elemlere çevirip mahveder’’… (Bediüzzaman, Gençlik rehberi)

Gençlik ve zaman telafisi olmayan nimetlerden biridir. Fatır-ı Hakim’e Kur’ân-ı Kerîm’in harfleri sayısınca şükürler olsun ki: Fani ve geçici kış tatilimizi Risale-i Nur okuma programına katılarak bakiye tebdil etmeye çalıştık. İnşaallah… 

İzmit Çamlık Vakfı Başiskele Kültür Merkezinde 22- 29 Ocak tarihleri arasında İzmit mahal meşveret heyetinin organize ettiği programa orta ve lise öğrencileri ile birlikte iştirak ettik. Başta İzmit, Gebze, Derince, Kartepe, Kullar, Kuruçeşme, Körfez, Düzce ve Avustralya‘dan 2 olmak üzere 42 öğrenci katıldı. Evvelâ İzmit Meşveret Heyeti muazzam bir külliyeyi İman-Kur’ân hizmetine kazandırmışlar. Maşaallah. Allah gayretlerini daim eylesin. Amin.  

Dâvâsına sahip çıkan gençler ile beraber Gençlik Rehberini müzakere ettik. Ben kimim? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Bu dünyadaki vazifemiz nedir? Sorularının cevaplarını Gençlik rehberinden okuduk anlamaya çalıştık. Gençleri bekleyen tehlikeler, ahirzamanın fitneleri, insanın hakikî vazifesini gibi bir çok konuyu müzakere ettik.

Kur’ân dersi aldık, onun tefsiri olan Risale-i Nurları okuduk, beş vakit namazı cemaatle kıldık, namaz tesbihatını yaptık. Sünnet-i Seniyyenin önemini paylaştık. Neşriyatımızın önemini programda aktardık. Günlük Yeni Asya Gazetesi takibi yaptık. Genç yorum dergisini inceledik. Meşveretin önemi anlattık. Asr-ı Saadetten meşveret uygulamalarından örnekler verdik. Müsbet mânâda oyunlar oynadık, eğlendik. 

Son gün programı değerlendirme meşvereti yaptık. Teşvik olması için hediyeler verdik. Programa katılan her öğrenciye Gençlik Rehberi, namaz tesbihatı, takke ve özel tasarım Gençlik Rehberi resimli kupalar hediye ettik. Yarışmalar yaptık. Programımızı Kocaeli İl dersine dâvetli olan Yeni Asya yönetim kurulu üyesi Nejat Eren Ağabeyimiz, dereceye giren kardeşlere hediyelerini takdim etti. Resimler çekerek hüsn-ü hatime verdik. 

Madem her bir saatimiz altın, günlerimiz pırlanta, haftalarımız elmastan daha değerli, o zaman bu ehemmiyet ve kıymetin farkında olarak ömrümüzü say etmeliyiz. Bu hazinenin farkında olmak bir nimet, yaşamak bir nimet, ihlâslı olmak bir nimet, ihlâsı muhafaza etmek ise küllî bir nimet ki; her amelin livechillah -Allah rızası- için olması ise bizim niyetimizle doğrudan bağlantılı.

Madem ehl-i dalâlet ve sefahat vazifesini yapıyor. Kur’ân talebeleri de vazifesini ihmal etmemeli. “Helâl dairesi keyfe kâfi, harama girmeye lüzum yok” ise; meşrû dairede gençlerimizi eğlendirerek sahip çıkmalıyız. İnsan yüz kapılı bir saray diyen Bediüzzaman, açık bir kapısını bulursanız o insanı kendi tarafınıza çekersiniz.  O halde her insanda bir açık kapı var. Arayıp onu bulmalıyız.

Erkan TÜRK / [email protected]