"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dokuz pınarlı Ahmet Ağa

01 Şubat 2015, Pazar
Ardından hep konuşurlardı. Ne cimri adam derlerdi. Onun için. “Çalışır çabalar, kimseye bir kaşık su vermez” derlerdi.

Bazen arkasından konuşulanları duyar gibi oluyordu. Onun aklından geçenleri kimse bilemezdi. Parasını hesaplar dururdu.

Bu sırrını çocuklarına ve hanımına dahi söylemezdi. Aklı hep dağlardaydı. Dağları gezer oralara işaretler bırakırdı. Köylüler onunla alay etmeye başlamışlardı.” Sen dağlara niye işaret koyuyorsun, maden mi arıyorsun? “derlerdi. Hatta defineciler, “bu adamda bir iş var, bunun işaret koyduğu yerleri kazalım” demişler, işaret koyduğu bir kaç yer de kazmışlardı. Fakat kazdıkları yerde sadece su çıkmış, onlar da “define falan yok” diyerek kendisine kızmışlardı. Biri “Arkadaş biraz daha çalışsak pınar yapacak su çıkar,” diyorlardı. Ama pınar yapmak için daha çok kazmak, çok emek vermek ve masraf etmek gerekiyordu. Ona da definecilerin gücü yetmezdi. 

Ahmet Ağa bir sabaha erkenden kalktı, “vira bismillah” diyerek kasabanın yolunu tuttu. Daha önce ayarladığı kepçe, kamyon ve işçileri köye yönlendirdi. Biraz sonra köyün güney yamaçlarındaki dokuz tepeden hummalı bir çalışma başladı. Köylüler, “bu nedir, ne oluyor” diye merakla çalışmaları izlerken, Ahmet Ağa’nın daha önce işaretlediği yerleri kepçelerle kazmaya ve oralara birer çeşme yapmaya başladılar. İş makineleri gidip geliyor, doksan işçi dokuz yerde çalışıyordu. Dokuz gün süren çalışmalar sonunda, dokuz tepeden dokuz pınar çağlamaya başlamıştı. Her pınarda dokuz kurnadan su akıyor, dokuz oluktan geçen sular, köyün ortasındaki derede birleşerek verimli ovaları suluyordu. Bununla da iş bitmemiş, her pınarın başına dokuz söğüt ağacı dikilmişti. Bu söğütlerin gölgesinde insanlar piknik yapacak, kuzular yatıp uyuyacaktı. 

Köylüler, pınarları kimin yaptırdığını bilmiyorlardı. Cimri olarak bildikleri Ahmet Ağa da o günlerde ortalıktan kaybolmuştu. “Acaba bu pınarları cimri Ahmet Ağa mı yaptırdı” diye içlerinden geçiriyorlardı, ama onun böyle bir şey yaptıracağına hiç ihtimal vermiyorlardı. Halbuki Ahmet Ağa, bir ömür boyu biriktirdiği parasını bu pınarlar için harcamış, köyünü bol suya kavuşturmuştu. Bu sudan yolcu içecek, avcı içecek, kurtlar kuşlar içecek, söğütlerin gölgesine insanlar ve hayvanlar istifade edeceklerdi. Ahmet Ağa’nın artık içi rahattı. Ama köyüne dönmek istemiyor, yaptığı hayrın ortaya çıkmasını arzu etmiyordu. 

 Köylüler bu çeşmelerin kim tarafından yaptırıldığını merak ederken, bir sürprizle daha karşılaştılar. Köy meydanında dokuz kurban kesilmiş, çevredeki dokuz köyün halkı bir ziyafete dâvet edilmişti. Köylüler bu hayırseverin kim oluğunu iyice merak etmeye başladılar. Ama kimse bir şey bilmiyordu. Çeşmeleri yapanlar da, kurbanları kesenler de hayır sahibinin kim olduğunu bilmiyorlardı. 

Köylüler bu hayır sahibinin kim olduğunu merak ededursun, bir gün en yakın tepedeki çeşmenin taşında şu yazıyı gördüler: “Dokuz Oğuz boyundanım”. O zaman anladılar ki, bu çeşmeleri yaptıran da, kurbanları kestiren de, cimri olarak bildikleri Ahmet Ağa idi. Çünkü kendisi her zaman “ben dokuz Oğuz boyundanım” diyordu. Ama hâlâ kendisi ortalıkta görünmüyordu. Nihayet yıllar sonra köye bir haber geldi. Ahmet Ağa şehirde bir hastanede vefat etmişti. Köylüler hemen cenazesini köye getirdiler ve büyük bir merasimle köy mezarlığına defnettiler. Mezar taşına da “dokuz pınarlı Ahmet Ağa ruhuna Fatiha” yazdırdılar. 

Muallim Ayhan BİNGÖL / [email protected]

Okunma Sayısı: 1469
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı