İstanbul ayrı bir dünyadır..
Başşehri Ankara'ya almak onu kimsenin gözünden düşüremedi…
Bilâkis daha da göze ve gönüllere hitap etti…
Ülke nüfusunun beşte birini barındıran bu muhteşem şehir, Batılı bir düşünürün ifadesi ile:
“Dünya bir ülkeden ibaret olsa, onun baş şehri İstanbul olur”
Gerçektende öyledir..
Bu gün bir çok sanayi işletmecisi ve tüccarları, bu güzel ilde faaliyetlerini devam ettirmektedirler.
Bu müjdeli ve muhteşem şehre her geldiğimde mutlaka sur içindeki büyük mabed ve tarihî mekânlarını gezerim..
Bu üç-dört günlük seyahatimde de öyle oldu..
İstanbul’u değerli Yazarımız İslâm Yaşar'ın tabiri ile “adım adım” gezdim..
Şairlere ve yazarlara ilham kaynağı olan bu güzel şehir, hayır ile şerleri bünyesinde taşır..
Ecdadımız öyle kalıcı imzalar atmış ki onları silmek mümkün değildir..
Peygamberimizin (asm) müjdesine masadak olmuş,
Bu uğurda nice kahraman gazi ve şehitler, bu müjdenin isimlerinden olmak istemişlerdir..
Bu şeref, Sultan Fatih'e ve onun kahraman askerlerine nasip olmuştur..
Fakat ikinci Hadisi bundan on yıl öncesinde okuyup dehşete kapılmıştım..
“Mehdi'nin hizmetlerinden biri de İstanbul'un fethi olacaktır.” (Nuaym bir Hammad, Kitabü'l-Fiten, Varak: 59 a.)
Bediüzzaman Hazretlerinin İstanbul’u muhtelif ziyaretlerinin ve bazı yıllarda da bu şehirde ikamet etmelerinin mânâsı bu olsa gerek..
Her üç padişaha verdiği ibretli dersler ve son İstanbul’un İngilizler tarafından işgaline şiddetle karşı çıkması bunun en canlı örnekleridir..
Fakat bilmediğimiz manevî âlemdeki geçen hadiseler bizim malûmatımızın dışındadır..
İşte İstanbul böyledir..
Nur hizmetinin de merkezlerinde biridir..
Merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey'in Üstadımızdan sonraki yıllarını burada geçirmesi ve yetiştirdiği kadronun istikamet üzerine hizmetleri devam ettirmesi ayrı bir fasıldır.
Gazetemizdeki muhterem kardeşlerimiz, Yeni Asya Vakfı sakinleri, Şirinevler ve Şekerci Han’da dinlediğim Nur dersleri ile İstanbul, ruh dünyamda gül ve gülistanların açmasına vesile oldu..
Hepsine binler muhabbet ve şükranlarımı arz ediyorum..
İstanbul’a hangi göz ile bakarsanız öyle gözükür..
Ben de bu gözle baktım..
Onu “Dünya Cenneti” olarak gördüm..
*
Yazan: Raşit YÜCEL / [email protected]