"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elif Şiir Sayfası

07 Aralık 2014, Pazar
Sizden gelen şiirler. Editör: Abdil Yıldırım - [email protected]

Ben sığamadım

Koskoca bir âlem sığar kalbime,
Gene de bir yerde, boş yanı kalır,
Gökteki o güneş doğar kalbime
Aydınlık olsa da, loş yanı kalır.

Atamam içimden kök salar âlem,
Neşeyle karışık beraber elem,
Bunları yazıyor mânevî kalem,
Acıyı karalar, hoş yanı kalır.

Kaçırdım zamanı elimden kaydı,
Takvimler düşerken peşpeşe saydı,
İçimde feryadı tüm cihan duydu,
Son ucu yok olur, baş yanı kalır.

Ne yazık; âleme hiç sığamadım,
Sevsem de övsemde çok kalamadım,
Doydum ya! hayattan tad alamadım,
Ağlarım göz kurur, yaş yanı kalır.

Hangimiz eskiydi hangimiz yeni,
Gövdemin cirmi ne, neydi ki eni?
Tutmuyor içinde kovuyor beni,
Ruhumu defeder, leş yanı kalır.

Ben onu sevdim de kalbime koydum,
O beni kovuyor sonradan duydum,
Ne desem çare yok, kadere uydum,
Gerçeği tükenir düş yanı kalır.

Bedri Tahir ADAKLI

***

İman kahramanı Şanlı Üstadım

Feyzin kalbimize doldu Üstadım.
Kavuştum Nur’lara sanki umanım.
Feda olsun Nur’a benim de canım.
Sönse bütün âlem, sönmez imanım

Üstadım bu âlem beklerdi seni
Uzat da öpelim nurlu elleri
Kur’ân bahçesinden gelen gülleri
Koklattın bizlere şanlı Üstadım.

Ezeli fermanda lütfa mazharsın;
İhlâsa imana açık bürhansın,
Kur’ân esrarına sen bir dellâlsın,
İmanı bizlere sundun Üstadım.

Nur olsun, nur dolsun bütün gönüller
Kahrolsun Kur’ân’a uzanan eller,
Gelmesin geriye zulmatlı günler,
Nur’unla zulmatı boğdun Üstadım.

Yırtıldı perdeler parladı Nur’un
Kör oldu gözleri dinsiz güruhun,
Dursun ıztırabı artık ruhunun
Küffarın başını ezdin Üstadım.

Yıkılmaz mücahit eşsiz kahraman
Çarpıştın küfürle vermedin aman
Kükrese imanlar, “Bediüzzaman”
Kalbimiz makberin olsun Üstadım.

Öğretmen Mustafa ÖZSOY

***

Bahane olacak mı?

Keyifli değildir herhal hiçbir dönemde,
Ehl-i dalâlet ve cümle müfsit ufunetli yerlerde,
İslâm ve iman muarızları, keyfeder heryerde!
        Bir örneği var mı şu adavetin tarihte?
        Taşlar bağlanmış, vicdanlar yerlerde..

Az nefes alın ağabeyler, büyükler
Ve siz ilim sahibi ‘’Âlimler’’
Daha önce de yaşandı karanlık dönemler;
Lâkin kim kimdir?
Kalpler bilir idi, diller söyler;

Şimdi kim kimi tekfir ediyor, kim kimi hain!
Hani nerede ‘’kusurlu nefsimdir’’ her daim?
Nefs muhasebesi çekilmiş, cemiyetlerde ene! 
“Ben bilirim’’ hançeri saplanmış kalplere!

Hiçbir müfsid,’’ben müfsidim’’ demez ya,
Suret-i Haktan görünür, yahut batılı Hak,
Hani nerede, ef’al ve lâfızların vurulduğu mihenk?
Muhabbet kaybolmuş, fiiller adâvete denk!

Ortada yangın var, alevler göklere yükselmiş
Diyebilir misin; “Müstehak olanı yaksın, neme lâzım!’’
Kardeşe gelen darbelere, vicdanlar tutulmuş
Yeis ve suizanla ‘’müstehaktır’’ buyrulmuş!..

Nur-u neşriyat tekelleşmiş;
Avunuyor safi zihinler, “yok hıfzedilmiş’’!
İhlâs ve sadakat nerede eyvah!
Tarafgirlik ve siyaset parçalıyor ahhh ah!

Sarmış mabeynimizi, maraz ve musîbet;
Cerbeze ve gurura götüren tenkittir elbet!
Tenkidi insaf çalıştırırsa, hakikati parlatır!
Şu tahrip ve parçalanmaya bakarsak,
El Hak şimdilerde gurur çalıştırır!..

Üstad der; “Ahirete ait işlerde
Rekabet ve münakaşa riya ve nifaktır!
Menfaat üzere dönen siyaset canavardır!

Hani bu hizmette; meşveret esastı, kuvvet Haktı?
“Saç teli kadar’’ İslâma hizmet edeni kucaklardık?
Bir mahkeme-i kübra var; amenna ve saddakna!
Aya, bahane olacak mı “biz yanılmıştık’’!..

Ayşe NUR

***

Zamanın hayali

(Bu şiiri, değerli mamostem Abdülaziz Bilge’ye ve hizmet-i Kur’âniyede dâvâ arkadaşıma atfediyorum.)

Sessiz geçen bir gün, sonsuzluğa açılan bir zaman
Bekliyorsun!
Hayaller içinde, hayatın cebini karıştırarak.
Olur mu dersin, hayatın sana güldüğü zaman?
Hayat ki; nicelerin yastıklarında,
yosun tutmuş hayaller içinde...
Kimi için sevdiği, kimi için mesleği,
kimisi için de, mazi ve müstakbeli…
Birikir hayaller tezgâhında zamanın
Geçmişin hüznü, geleceğin umudu içinde…
İstediğini elde edememenin hüznü…
Yaralı bir kuş, yavrusunu kaybetmiş bir ana…
Rabbini arayan bir zihnin boşluğu gibi..
Çölde Leyla’sını arayan Mecnun gibi…
Biri boşluk içinde hayalin,
diğeri, İlâhî bir aşk içinde zamanın
Zamana uzanan, geçen her hayalle birlikte… 

Kenan ŞİRİN

***

Bulut yüreğim gibi sanki 

Bulutların üzerinde sek sek oynamak geliyor içimden,
Düşeceğimi bilerek, lâkin tutacak olana iman ederek;
İlk defa şiirler okumak istiyorum bulutlara,
Ben okudukça uyusunlar masallar diyarında;
Yaslansınlar göğsüme ve ben onların sıcaklığı ile ısınayım.
Dünyanın soğukluğundan bir nebze olsun sıyrılayım.
Ve bulut yağsa kar yerine üzerimize;
Buluttan yollar kapansa ve elimize buluttan toplar alsak;
Elimizde tuttukça dağılacak ve can yakmayacak bir oyun oynasak.
Buluttan insanlar yapsak, bulutu hatırlatan yürekler yapsak;
Kar gibi soğuk olmasın insanlar, bulut gibi sıcak olsun.
Bulut gibi yumuşak ve cana yakın..
Ve buluttan bir dünya çizsek bulut gibi kâğıtlara;
Hafif ve yürekten..
Bulutla diz dize göz göze meşk etsek bu fani âlemde;
Baktıkça içinde kaybolsak ve çıkış kapısı bulamasak,
Ve bizim aşkım yazılsa kitaplara ve arşa;
Dünya zindanından sıyrılıp, bulut zindanına atılsak;
Esaret belki de bulutla olunca bir anlam ifade eder yüreğimize;
Dünyanın telâşından sıyrılıp bulutların samimî sofralarına otursak;
Sofrada yine bir yudum yağmur bir paça bulut olsun.
Ve bulutlara şiir yazayım yine..
Buluttan kalemle buluttan kâğıtlara yazmak istiyorum..
“Bulut yüreğim gibi sanki..’’

Fatih ÖZKAN

Okunma Sayısı: 1131
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı