Bir Defa
Bazen çok önem verir, bazen de aldırmayız,
Herkes bu derde düçar, kıymetini bilelim,
Bazen pek hafif gelir bazen de kaldırmayız,
Bakarsın hemen geçer kıymetini bilelim.
Pek çok mühimsenmeyen, en güzel nimettir o,
Beşere tek-tek düşmüş, keremden zimmettir o,
Hıfzına memuruz biz, aslında himmettir o,
Mâdem ki bizi seçer kıymetini bilelim.
Sanki o zemberektir sabah-akşam kurulan,
Biten bir yolculuk bu, menziline varılan,
Pırıl-pırıl su gibi, billur kapta sunulan,
Her canlı bir kez içer, kıymetini bilelim.
Bir uçtan ta bir uca, sür’atle geçecektir,
Umulmadık bir anda, tükenip bitecektir,
Hayatın bahçesinde yalnız bir tek çiçektir,
Ecel tırpanla biçer, kıymetini bilelim.
Kuşlar gibi çırpınıp, çıkacaktır kafesten,
Nihâyet gelir o son, mahrum eder nefesten,
İşte sanki hazine, nasibi var herkesten,
Ruhla birlikte uçar kıymetini bilelim.
Onun adı ömürdür bir kere fırsat geçer,
Dünyaya kim göndermiş onu dahi o seçer,
Ömür böyle biterken beraber beden göçer,
Madem beraber göçer kıymetini bilelim.
Bedri Tahir Adaklı
***
Ya Muhammed (asm)
Hasretle ağlarım dönmüşüm düne,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim,
Savaşta barışta çıkardın öne,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Aydınlık getirdin bize bu handa,
Kavga bitti güller açtı cihanda,
Her zaman yaşarsın gönülde canda,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Aşkın ile bülbül kesildi dilim,
Bütün cihan senden öğrendi ilim,
İsmini yazarken titredi elim,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Hadislerin kutsal, sünnetin yüce,
Bitmez hayallerim sevginle nice,
Cemalin rüyama girse bir gece,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Evvelinden ışık tuttun bu güne,
Çok emekler verdin inanca dine,
On beş asır geçti muhtacız yine,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Coştu garip gönlüm yüreğim çağlar,
Geçit verin yalçın kayalar, dağlar,
Gönlüm hasret çeker gözlerim ağlar,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Cenâb-ı Mevlâ’ya niyaz ederim,
Âşık Kaya der ki bir gün giderim,
Ravzana gelmezsem bitmez kederim,
Ya Muhammed (asm) seni görmek isterim.
Osman Kaya
***
Ankara’dan Van’a
Üstadı çağırmıştı mebusan meclisine,
Bediüzzaman cephede, siperde, at üstünde.
Kendi meş’um fikrine hizmet edecek diye,
Düşündü o gelirse Doğu’da gelir dize.
Hoşâmedi merasim var Bediüzzaman’a
Çok hizmet etti zira Osmanlı da vatana
On maddeyi peş peşe okudu mebusan’a
Küçük mescid yerine açtırdı büyük oda.
Menhus adam baktı ki gidiş uymaz plâna.
Hemen teklifi verdi makam mevki çok para
Fakat Bediüzzaman yüz vermedi onlara.
Tuzakları anladı gelmedi oyunlara,
Menhus baktı korku yok onda Allah’tan başka,
Vaizlik teklif etti umum doğuda şarka.
Onun hizmeti ancak Resulüne ve hakka,
Koymmadı hiç başına sarık yerine şapka.
Beklenen o kişinin gördü gerçek yüzünü,
Hemen tahattur etti Peygamberin sözünü.
Siyasetle galebe edilmez dedi buna,
Fazla kalmadı hemen oradan döndü Van’a.
Şeyh Said’in yaveri çağırırken isyana,
Getirmişti yanında katır yüküyle para.
Üstad dedi kırdırmam Hüseyin’i Hasan’a,
Yaptığınız yanlıştır, yakışmaz Müslüman’a
Menhus adam yalanla doğudan aldı garba,
Başrol yazdı tarihe çıkarılan isyanda.
Bir Said ikinciyle böyle sürgüne gitti,
Her sürgün yeri nurla vatanı tenvir etti.
İsteseydi giderdi Şam’a veya Mekke’ye,
Ancak hücumu gördü Şeaire tekkeye,
Ümmet meyus beklerken Mehdi gelecek diye,
Kur’ân’dan elmas kılınç o Mehdiye hediye.
Münir Şahin Ağaryılmaz
***
Yağmur yağar
Yağmur yağar gönüllere,
Azar azar süzülerek.
Kıpır kıpır oynar yürek,
Gönül evinde sevinerek.
Yağmur yağar gönüllere,
Damla damla, sicim sicim!
Işır yürek can evinde.
Yavaş yavaş, milim milim.
Yağmur yağar gönüllere,
Damla damla dökülerek,
Gittikçe ferahlar artık,
Arınmakta kirden yürek.
Yağmur yağar gönüllere,
Zaman zaman dövünerek.
Paklaşır, saflaşır gönül.
Kirden pastan silinerek.
Arınmıştır artık gönül,
Tertemizdir şimdi yürek.
Candan kutsî niyetlerle
Sevdaya muştu her dilek.
İsa Yakan
***
Bir hilâl doğacaktır
Ya gecede kalmalı dün okunan selâda,
Ya ateşte yanmalı çıkmak için felâha.
Önce nefis olmalı her ruhun cihadında,
Sonra asker olmalı cihan şümul Kur’ân’a
Yanıyor iken Bitlis, Karadeniz coşmalı,
Öldü ise bir mazlûm gıyabında durmalı.
Bir hilâl doğmalı Afrika’da, Bosna’da,
Bir intifa olmalı kalem ile kalplerde.
Bu küfürü yıkmalı inananlar birlikte,
Türk’ü, Arap’ı, Acem’i ittihat-ı İslâm ile.
İstibdat erimeli hürriyet ateşinde
Bir hilâl doğmalı küffârın üzerinde.
Bu nurlu zaferleri tarih bir gün yazacak,
Hakikatın sesini dünya bir gün duyacak.
Gece sona erecek, elbet güneş doğacak,
Güneşin batmadığı ülker üzerine...
Süleyman Okur