Bir yaz mevsiminde
Yeni heyecanlarla doldu içim,
Güneşin bir başka doğduğu bu memlekette.
Yeni bir Nur parladı penceremden,
Yine hasret mevsimleri belirdi gözbebeklerimde,
Artık ermemişken, henüz güz yağmurlarına,
Temizlendi Nurun yüce ışıkları altında.
Kaç farklı şehirde,
Kaç farklı bahçenin
Gülleri açtı, kıpkırmızı bir güzellikte.
Şeref verdi avalime,
İçinde esrarengiz sırla dolu
Hazine saklı,
Kırmızı kaplı Risale-i Nurlar da...
Bu yaz ortasında,
Dünya cehennem misali kaynarken, şehrin her bir caddesinde,
Asya’yla da arzdan semaya nur fışkırdı, gözleri kamaştırırcasına,
Bulutlardan yaz ortasında yağmur indi yeryüzüne...
Her bir melek, bir damla ile inip,
Ellerinde Nur olan gençlere selâm verdi,
Sonunda pak eyledi âlemi,
Gözler önüne serdi ne varsa ne yoksa.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya,
Döndü durdu şeytan,
Duramadı kırmızı kitapların karşısında,
Söz bulamadı söyleyecek,
Nurun parlak ışığında...
Zifiri karanlığın içinde yaşayan iblis,
Seksen bir ilin neredeyse her bahçesinden,
Bir gül açtı Ankara Oltan’ında,
Dağlar görür görmez selâma durdu,
Şerefli varlık olan yeyüzünün halifesi karşısında...
Cemil Said
***
Gecenin nuru
Risâleyi aldım elime,
Nefsimi attım geriye,
Savaştım onunla her seferinde,
Gönlümdeki Risâle-i Nûr kalesiyle.
Karşıma çıktı insî şeytanlar,
Nefsime arkadaş oldular,
Gönlümü zindanlara koydular,
Kurtardı beni Risale-i Nûr’lar.
Onun nûru ile nurlandı gönlüm,
Onun ilmi ile kâinatı okudu gözüm,
Onun sevdasıyla yandı kalbim,
İşte şimdi davâmda ilerideyim!
Ayşegül Akan
***
Van Mevlidi
Van Mevlidi sırlar dolu
Hakkı gören gözler lâzım
Senin yolun hakkın yolu
İman dolu özler lâzım
Bitlis’e git dağlara bak,
Üstadımın doğduğu yere,
Hürriyet hayat sana yasak,
Zulüm gördü binler kere.
Son asırda kimler geldi,
Ahirzaman kaç yıl kaldı,
Mehdi kimdir bil efendi,
Bu enkazı kimden aldı.
İlm-i vehbi sana verdi,
Sarıldığı Kitab Kur’ân,
Risale-i Nur dâvâm dedi,
Dâvâsı tek; o da iman.
Maziye git, tarihe bak,
Ehl-i ilim nerde kaldı?
Ezan, Kur’ân, cami yasak,
Nesl-i cedid çok yol aldı
Ya Rabbi! Sen kurtar bizi
Bu şerlerden bu Nemrut’tan
Mü’min olur şehid, gazi
Onu tanıyan tektir Seyda
Tevfik Boz
***
Özledim köyüm
Seher yeli eser, dağlarında kar,
Kuşlar cıvıldaşır, menekşe kokar,
Yaz geçse, kış geçse gelse de bahar,
Dumanlı dağların özledim köyüm.
Kokeşen, çeşnar, kışla yolların,
Buram buram kokar, yüce dağların,
Sağlık kaynağıdır gür ormanların,
Ormanda çamını özledim köyüm.
Hayvan barınağı Koltuğ Ağılı,
Duvarları sağa sola dağılı,
Çoban köpekleri başında bağlı,
Kaval seslerini özledim köyüm.
Kış gelince sis basardı ovayı,
Buz tutardı avludaki kovayı,
Göçmen kuşlar terk ederdi yuvayı,
Leylek seslerini özledim köyüm.
Harmana dökerdik arpa buğdayı,
At öküz koşardı Mukaddim Dayı,
Ara ki bulasın dirgen, yabayı,
Harmanda tozunu özledim köyüm.
Mayıs da başlardı korucu ayı,
Değneği kapardı oy Ezo Dayı,
Sopayı yedik mi seyret hay hayı,
Korucu seslerin özledim köyüm.
Yaylaya sırt vermiş Uğulu Dağ’ın,
Yayıkta yayardık kaymağın yağın,
Çiçekler süslemiş solun ve sağın,
Mısır gevreğini özledim köyüm.
Sen yağmur ol ben bakayım seline,
Benziyorsun al duvaklı geline,
Yalnızçam’dan gayri senin neyine,
Tipini, karını özledim köyüm.
Bu şiiri yazan Öğretmen Cengiz,
Sen okyanus oldun bende bir deniz,
Gurbette olmuyor inan ki sensiz,
Taşın toprağını özledim köyüm.
Cengiz Ünal