"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elif Şiir Sayfası

22 Kasım 2015, Pazar
Sizden gelen şiirler. Editör: Abdil Yıldırım - [email protected]

İbadet

 

Gönlüm Ulu Cami’de okunur onda ezanlar,

Ulvî nice duygularla Hakk’ın sesi çınlar.

     Tekbir ile tehlil ve de tesbih yüce mâbet,

     Fazlın ile Ya Rabbi iner ruhlara rahmet.

Hizmet ne güzel, alnındaki akan terdir,

Camilerimiz ruhumuzun sevdiği yerdir.

     Madden ile mânan eriyip hakla dolarsa,

     Lezzetlere lezzet katılır sevgin olursa.

Mü’min kulun imanı ki zemzem gibi çağlar,

Tevhidini zikreyleyerek yaş olur ağlar.

     Ârif olur âbit ki, muhabbet dolar insan,

     Hakk’ın sesi gürler, ne güzel serpilir ihsan.

Mâna dolacak ruhun ağır olsa da cismin,

Beş vakitle ulvîleşecek mutlaka ismin.

     Mâlikini tazim ile seyr eyle celâli,

     Sâcid o tevazuyla görür lütf-ü cemali.

Tâmir ediyor kalpleri Rabbim ona şahit

Dertler dolu dünyada eğer olmasa vahit.

     Geçmişteki mihrapta olur sohbet-i cânan,

     Âhir ki zaman çok konuşan sohbet-i nâdan.

Kim dindirecek hem de gönüllerdeki yası, 

Pak eyleyecek gayrı o kalplerdeki pası.

     İslâm’a gönüllerde sahabe gibi yer ver,

     Cennet gibi güvenli adâlet dola her yer.

Feryad ediyor, yükseliyor göklere çığlık,

Dünyada misafir, ama tevekkülün eksik.

 

İmanlı hoş insan ki yanaşmaz ona kâbus,

Kaybetme sakın şevkini, ruhun olmasın mahpus?

     Haktan ki konuşmak ne zaman oldu hakaret,

     “Hak’tan taraf ol” der yüce Kur’ân’daki ayât.

Tut kulpunu sağlam odur yolu ehl-i sünnet,

Zillet kaçınılmaz yumuverse gözün ümmet.

     Tekme vuruyor hizmete nerede onun aklı?

     Öfkensi hiç dinmiyor, içinde bir kin saklı.

Biçare beşer gör ki değil kendine malik,

Nerden bulacak rızkını hem vermese Hâlik.

     Yalnız O’na kul ol, Yüce Rahmanına secde,

     Dergâhına hürmetle hüceyrat gele vecde.

Âlemlere rahmet ki O’dur nur-u hidayet,

Rabbim bizi mahşerde, bu iman ile haşret.

     Binlerce şükür Hakk’a uzanır nice eller,

     Bir anda hidayetle huzur bulur gönüller.

İman ki o muhtaçlara mutlak sığınaktır,

O dehşetli yollarda sağlam bir barınaktır.

     O’na yapmazsan kulluk, hiç ışık bulamazsın,

     İman sana yoldaş olmaz, ona yol soramazsın.

Aydınlatacak kabrini hem haşrini nurdur,

İman o geçitlerdeki berzahta sürurdur,

     Gel etme Sabâhî ara gafletten uzak yol,

     Faniye muhabbet acı baldır, Rabbine kul ol.

Ya Rab bu Sabâhî’yi cehaletten uyandır,

Biçare günahkârını sünnetle boyandır.

Hasan ŞEN (Sabahî)

***

İflâh olanı gördün mü

 

Kulum demişken Hak sana

Dönüp bakmaz mısın Hakk’a

Hak’tan başka kapılarda 

İflâh olanı gördün mü?

     Hakk’ı bilmeyen kullardan,

     Kork Allah’tan korkmayandan,

     Bozulan Müslümanlardan,

     İflâh olanı gördün mü?

İnsanlıktan nasipsize,

Haram hile hep bahane,

Kızarmış yüzle mahşerde, 

İflâh olanı gördün mü?

     Zaman kötü, asır başka,

     Doğru olan yüzü Hakk’a

     Kul Said, kul hakkıyla

     İflâh olanı gördün mü

Said ŞENER

***

Duy kalbim!

 

Yine gök gürleyip şimşekler çakar,

Bulutlar dünyaya yaklaşıp gelir.

Gözlerim maziye garipçe bakar,

Gül yüzüm bembeyaz aklaşıp gelir.

   Bir kör bataklığa batmış insanlık,

   O yana bu yana gidiyor anlık,

   Oyuncu görünmez sahne karanlık,

   Bir atlı sessizce yol aşıp gelir.

Bitecek bu duman, kalkacak şu sis,

Eriyecek buzlar bitecek kapris,

Fısıldayıp durur kalbime bir his,

Dağlar arasından sel taşıp gelir.

   Beşer yolculuğu hız kazanıyor,

   Sanma bu âlemde haz kazanıyor,

   Her dem pörsümeyen söz kazanıyor,

   Manzara çok açık naz şaşıp gelir.

İhlâs denizinde kurtuluşumuz,

Duy kalbim! Bu işe verelim omuz,

Bir daha şenlensin şu okulumuz,

Ye’cüc ile Me’cüc dalaşıp gelir.

   CEYHUNÎ kemâle engeldir gurur,

   Ebrehe bu hale bakıp kudurur,

   Kâbe’nin sahibi Kâbe’yi korur,

   Kervanım çalıyı dolaşıp gelir.

Mustafa AVCU (Ceyhunî)

***

O’ndan iste

Ölçü nizam hani nerde?

Ne terazi çare derde,

Muvazene olmaz perde,

Var hakkını Hak’tan iste.

     Ne gaflettir sana belâ,

     Ne âcizlik olur beka,

     Ne cehle ol müptelâ,

     Var ilmini O’ndan iste.

Ne başıboş avâresin

Ne tembel ve biçaresin

Bilmiyorsan sen necisin

Var evsafın O’ndan iste.

     Ne firaka var müsaade,

     Ne hayatın alelâde,

     İntizamı O verir de.

     Var nizamı O’ndan iste.

Ne kaybedip üzülmeye

Ne bulunca sevinmeye

Hakkın yoktur şekâvete

Var sevgiyi O’ndan iste...

Ünal GEZER

Okunma Sayısı: 1687
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı