"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elif Şiir Sayfası

18 Aralık 2016, Pazar
Sizden gelen şiirler. Editör: Abdil Yıldırım - [email protected]

D Ü E T

Mikail Yaprak - Abdil Yıldırım

Mikail

Biz “Kalu Belâ”dan beri,

Yol aldık ve alıyoruz.

Bu yoldan dönmeyiz geri,

Yol aldık ve alıyoruz.

Abdil

Hedefi Nur yolumuzun,

Biz bu yolda yürüyoruz,

Yüküm ağır, yolum uzun,

Biz şevk ile geliyoruz.

Mikail

Neler neler görüp şaştık,

Sırlı âlemleri aştık!.

Ahirzamana ulaştık..

Yol aldık ve alıyoruz..

Abdil

Evet, zaman ahirzaman,

Sahibi Bediüzzaman,

Tüm dertlere olur derman,

O’ndan himmet diliyoruz.

Mikail

Beşer kudura kudura,

Battı batağa-çamura,

Şükür kavuştuk biz Nur’a

Yol aldık ve alıyoruz..

Abdil

Hayat kısa, fâni beşer,

Her gün göçer üçer beşer,

İç içedir hayırla şer,

Hak’tan hayır diliyoruz.

Mikail

Bilinmez hangi kattayız,

Ama kesin vasattayız,

Hem de dosdoğru hattayız,

Yol aldık ve alıyoruz.

Abdil

Durma, devam, yaz kardeşim,

Ne söylesek az kardeşim,

Edelim niyaz kardeşim,

Hak yolunda yürüyoruz.

Mikail

Gerçi güya “binde biriz,”

Cihanda var bizden bir iz,

Okur, yazar, muhabiriz,

Yol aldık ve alıyoruz.

Abdil

Paslı kalp sinede yüktür,

Bazı “bir” binden büyüktür,

Büyüklenenler küçüktür,

Biz onları biliyoruz

Mikail

Sataşmadık şuna buna,

Ne resmine ne putuna,

Nur’a tutuna tutuna

Yol aldık ve alıyoruz.

Abdil

Bazı âlimler put kırar,

Bazı gafiller pot kırar,

Bizim elimizde nur var,

Nur ile yol alıyoruz.

***

Mefkûremiz

Bir gün olur dünyevî işler düzelir sanırım,

Hep uyanıp milletimiz, atarak doğru adım.

Şevk içinde çalışıp, Kur’ân’a sünnete göre,

O zaman rencide olmaz Müslüman hiçbir kere.

Kahraman milyonca başın olduğu nur’a feda,

Başımız bizim de olsun, Hak yolunda bin sefa.

Görüyorsun oluvermiş diplomat her millet,

Gayeye ulaşmak için uygularlar bin cihet.

Nice binlerce kurar hile desise gör beşer,

İşini yürütüyor bize göre olsa da şer.

Iztırap içinde bak gör Âlem-i İslâm… Uyan!

Ne basiretsiz imiş bizleri bu hale koyan.

Artık “ittihad-i İslâm” çare diriliş için,

Bunca düşmanlık husûmet yaşıyor hâlâ niçin?

Gerekirse çekmeliyiz ittihat için acı,

Yoksa olur halimizden Rabbimiz dâ’vâcı.

Çok fedakâr olmalıyız bedel ister ittihat,

Sevgi, şefkat ile tam kurmalıyız sağlıklı hat.

Gayret ister… Bu gidişle güneşimiz batacak,

Silkinemezsek eğer derin nedamet çatacak,

Ayak altında mefahir Müslümanlar uyanın,

Yoksa uyandıracak sayhası İsrafil’in.

Çiğniyor binlerce masumu Yehud hergelesi,

Müslüman’ım nice diyen işitmiyor bu sesi,

Hani biz sevgide, şefkatte karındaşlar idik,

Bize n’oldu her birimiz kül gibi savrulduk.

Uyanıp ülkelerin hali düzelmezse eğer,

Bu yüce mefkûremiz hem yolunan kuşa döner.

Dem-i ecdadla yıkanmış bu duâlı toprak,

Şimdi her bir hanesinden nice ah fışkıracak.

Kahraman ecdadımın kanıyla yoğrulan bu yer,

Hem bu millet incinirse arş-ı âlâ titrer.

Müslüman izzetlidir gurur, kibirden arıdır,

Onu kırmamak için olmamalı kör ve sağır.

Kalpleri kazanalım ayırmayalım anadan,

Buna razı olmaz asla yeri göğü Yaradan.

Milletim gazi torunu yurdu uğrunda şehit,

Öyle mübarek nesil imanına Hak şahit.

Müslümanın ayağına bir diken batsa eğer,

Onu duymalı derinden Müslümanım diyen er.

Bir kıvılcım yetecek ihlâslı hem de sağlam,

Ebediyen başka görüşü inan anlayamam.

Koca İslâm ne mübarek bilinir mi kıymetin?

Milletimi tutuyor ayakta iman ve de din.

Ne zaman olsa aramızda beraberlik huzur,

Enbiyaya, şühedaya halimiz verir sürur.

İftiraktan Han Selim’in en büyük endişesi,

İttihat olsun ki makberinde artsın neşesi.

Neşredip Din-i Mübin’i yaşayıp dört bir yana,

Nur hakikatler ulaşsın ta ki muhtaç olana.

Bu yüce kutsî görevdir şanlı maziden bize,

Manevî bu lütfa ermek pür şeref hepimize.

İstemez eloğlu asla Müslüman huzur bula,

Yayılıp her ülkeye hakim ola her çadıra.

Bir gün olur görürüz hilâlimiz hep parlar,

Onu parlatmak için binlerce hoş erler var.

Her şeyi koymalıyız mutlaka yerli yerine,

Sonra perçinlenmeli her birimiz birbirine.

O zaman âlem-i mana bizi alkışlayacak,

Hem inayet-i İlâhî ufkumuzu açacak.

Dinimizle bulur ancak sulhu sükûn bu cihan,

Hâkim olur sevgi, nefret kaldırılır aradan.

İnsicam, ahenk yüceltir ülkeyi saadete,

Manevî kalkınma da vesiledir berekete.

Önümüzde uhrevî geçit sırat hem mizan,

Hem hayat değil ibaret görünen dünyadan.

Rabbimin ahkâmını yaşatmaya mahkûmuz,

Hak hukukla hem de hayat bulacak toplumumuz.

“Din hayatın hem hayatı nuru hem esasıdır,

Dini ihya milletin yegâne tek ihyasıdır”.

Dinde mevcut beşer için en temel esaslar,

Değil emvata, hayata bu metin mesajlar.

İşte Nur Asr-ı Saadet hediye-i rahmeti,

Tüm güzelliklerde zirve, Zat’ının risaleti.

Sevmeliyiz cümle nas’ı Yaradan’dan ötürü,

Bu hakaik Nur Nebi (asm) Rabbimizin son ödülü.

Mü’mine husûmet ancak bil ki şeytan işidir,

Ehl-i kıbleye adavet, o da düşman kişidir.

Rabbimiz insanlık için sahibidir merhamet,

Herkesi bağışladı Nebi-i (asm) şefkat rahmet.

Zulm ile abad olunmaz zulm zulümattır,

Hürriyet-i Şer’iye toplum için hayattır.

Düşmanımız; ihtilâf, zaruret ü, cehalet,

Müttefikim; ittihat san’at, ilimle, marifet.

Ey SabahÎ vahlanırsın nice günler geceler,

Uykuların ittihad’ı nefesinle heceler.

HASAN ŞEN (Sabahî) 

 

Okunma Sayısı: 1063
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı