"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Elif Şiir Sayfası

01 Ocak 2017, Pazar
Sizden gelen şiirler. Editör: Abdil Yıldırım - [email protected]

Bu haller niye?

Sahte gülüşlerle sahte tavırlar,

Bu olup bitenler bu haller niye?

Niçin elde kılıç niye boş kınlar,

Bu olup bitenler bu haller niye?

 

Göğ ekinler biçiliyor olmadan,

Yaşanıyor ancak akıl yormadan,

İnsan olan duramıyor sormadan,

Bu olup bitenler bu haller niye?

 

Nerdesiniz siz sorumlu olanlar,

Salınıyor ortalığa yalanlar,

Yapılıyor arkasından talanlar,

Bu olup bitenler bu haller niye?

 

Hak ve hakikatlar olur mu araç,

Dünyayı tercih mi hep gaye amaç,

Sanki insanlıktan kesilir haraç,

Bu olup bitenler bu haller niye?

 

Sahibi var iken göğün ve yerin,

İmtihan sırrı var derin mi derin, 

Ne olur soruma bir cevap verin,

Bu olup bitenler bu haller niye?

Nadir NAZİK

Kahrola cehalet

Kahrola cehalet bizleri yıktı

Kurtulalım kardeş gel cehaletten

Kardeşi kardeşin ateşi yaktı

Kurtulalım kardeş gel cehaletten

 

Yanlışı yanlışın üstüne koyduk

Gerçeğin yolunu yapmadık oyduk

Asırlar boyunca kederle doyduk

Kurtulalım kardeş gel cehaletten

 

Bizdeki bilgiler yoktur yabanda

Niye kıvranırız hâlâ sabanda

Derman kesiliyor gayri tabanda

Kurtulalım kardeş gel cehaletten

 

Hakikat görünsün sana ve bana

Doğalım bir sabah bütün cihana

Yürüsün inançla ilim yanyana

Kurtulalım kardeş gel cehaletten

 

CEYHUNÎ koşalım seferber olup

Fedai olalım muhabbet dolup

Kur’ân’la, sünnetle iç içe kalıp

Kurtulalım kardeş gel cehaletten

Mustafa AVCU (Ceyhunî)

Yeni Asya

Efkâr-ı ammede Nurların sesi,

Mazisi temizdir yoktur lekesi,

Nura dâvet eder hemen herkesi,                  

Çözüm Nurdadır der verir adresi.

 

Şahsa bağlı değil meşveret esas,

Üssül esas ise sadece ihlâs,

Şahsî kanaatler ediyor iflâs,

Bu tarzda neşriyat sade sana has.

 

Hak, hukuk, adalet ve de hürriyet,

Bundan vazgeçemez çekse de zahmet,

Teşhis tedavide eder isabet,

Bu şekilde gelir İlâhî rahmet.

 

Tam demokrasiden yanadır tavrı,

Vazgeçmek imkânsız budur kararı,                  

Hiç yoktur bunlarda şahsî çıkarı,

Bunda vardır ancak milletin kârı.

 

Her çeşit entrika, hileler ile,

İçerden dışardan vursalar bile,

Hak ve hakikati getirir dile,

Bu yolda çekilen mukaddes çile,

 

Cümle âlem duysun Yeni Asya’yı,

Tefrik eder elbet akı karayı,

Nurun ilânında pek çoktur payı,

Sahip çıkılmalı bundan dolayı.

Mehmet KOVANCI

Şiir

Şaire hüzün gerek, şiire vezin gerek,

Şiir söylemek için Allah’tan izin gerek.

 

Haddini bil ey şair! Kem kelâma bulaşma,

Kâşane-i edebin asil kızıdır şiir,

Elin yoz bahçesinde ibret için dolaşma,

Duyguların bestesi, dilin nazıdır şiir.

 

Mevlânâ’dan, Yunus’tan, Fuzuli’den ibret al,

Hikmet ile yoğrulmuş sözün özüdür şiir.

Kimseler işitmesin, seher vakti selâm sal,

Seyrine doyum olmaz, yârin yüzüdür şiir.

 

Kelimeleri okşa, sev, öyle koy yerine,

Sevgi gülistanının her dem yazıdır şiir.

Efkâr bassın içini ta derinden derine,

Nağme nağme inleyen gönül sazıdır şiir.

 

Vefasız sevgiliden şekva ise niyetin, 

Firkat sahralarında ince sızıdır şiir.

Düşünce girdabına amansız acziyetin,

Kulun Allah katına has niyazıdır şiir.

 

Asırların ardından berrak, saf, duru, temiz,  

Türkçenin en ahenkli bir avazıdır şiir.

İncitme tamam olur onun ile bestemiz

Değme asaletine senden razıdır şiir 

 

Şaire hüzün gerek, şiire vezin gerek,

Şiir söylemek için Allah’tan izin gerek.

İbrahim SAĞIR

Bediüzzaman Said Nursî

Belliki imanı yanan kalpleri görmüştü.

Elinden geldiğince günahlardaki elemi göstermeye çalıştı.

Dili döndüğünce haykırdı iman hakikatlerini.

İnancını kaybetmedi, ümidini hiç kesmedi.

Üzüldüğünde de ellerini yine semaya kaldırdı.

Zamana yenik düşmeden dimdik durdu küfrün karşısında.

Zalimlerin zulmüne bile bedduâ etmeden yoluna devam etti.

Alimleri şahı BEDİÜZZAMAN (ra)

Mesleği imanı yanan gönülleri kurtarmaktı.

Asrın hastalığına merhem olacak hakikatleri bıraktı ardında.

Ne yeis ne de zalimlerin zulmü onu bu yoldan geri çeviremedi.

Sandılar ki korkacak, bırakacak bu dâvâyı.

Anlamadılar onlar, onun üstüne geldikçe kahramanlaştığını.

İnançla haykırmaya başladı Nurları.

Dâvâm, dâvâm diye haykırdı

Ne olmuş bu adama, neden diz çökmüyor diyorlardı.

Umudunu, inancını kırmaya çalıştılar.

Risale-i Nur’ların önüne geçmeye çalıştılar.

Sivri sinek ısırığı kadar ehemmiyet vermedi Üstad.

İman dedi, Kur’ân dedi, Risale-i Nur’ları asrımıza ulaştırdı.

Burhan ESMER

Uyan!

Hani ilk bahardı, daha dünkü gün,

Bu gün kara kışın göbeğindesin.

Şafağın karardı, can kırgın, üzgün,

Kıpkızıl bir hışım öbeğindesin.

 

Çileden bir hare başın üstünde,

Kara bir yazın var kaşın üstünde,

Sanma ki gül açar kışın üstünde,

Şimdi tam dermanlar ötesindesin.

 

Ey gönül vuslatın dalı kurumuş,

Ümidini yeis tülü bürümüş,

Ayakların bir yalana yürümüş,

Sen hâlâ bir hayal ülkesindesin.

 

DİVANEm kulluğun şartı taattir,

Hep korkulan son nefes, son saattir,

Sayacak mı seni, saydığın hatır,

Acabasındasın, belkisindesin

Semanur Dilek (DİVANE)

Okunma Sayısı: 3303
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı