Denizi seyrederken
Dalga-dalga dalgalanıp geliyor
Dalgalar boyunca rahmetin Rabbim
Sabah akşam yüzümüze gülüyor
Her varlık huyunca rahmetin Rabbim
Düşündükçe derinlere inerim
İndikçe derine fikre binerim
Seni anmak ile geçer günlerim
Saymakla tükenmez rahmetin Rabbim
Sayılır mı deniz suyu katresi
Ruhu mest ediyor suların sesi
İhtiyar dünyanın açık nefesi
Sonsuzluk yolunda rahmetin Rabbim
Ya Celil der, ya Cemil der huşuyla
Bir o yana bir bu yana koşuyla
Meyve verir türlü ağaç aşıyla
Sonsuzluk yolunda rahmetin Rabbim
Hangi yöne baksam görünür san’at
En büyük nimettir verdiğin hayat
Uçmak için lâzım bize çift kanat
Bizleri bekliyor rahmetin Rabbim
Tevrat’ta Ahyed’dir, İncil’de Ahmed
Âlemlere rahmet inmiş Muhammed
CEYHUNÎ çağlıyor her yerde rahmet
Hayatı kuşatmış rahmetin Rabbim
Mustafa AVCU (CEYHUNÎ)
***
Deprem
Bu deprem bir başka deprem
Salladı Marmara’yı uzun süre
Yıkıldı dipten evler meskenler
Büyük gürültüyle saniye saniye
Kimi acı kimi de feryat içinde
Donup kalmış öylece bir köşede
Binlerce ölü.. on binlerce yaralı
Zarar ziyan çok ağır bölgede
Çığlık çığlığa acılar içinde insanlar
Yanıyor ciğerlerimiz; bağrımız, ülkede
Gözlerimiz yaşla kalbimiz yasla dolu
Kimisi ölmüş kimisi bilinmez nerede
Birdenbire depreşti yeryüzü
Salladı bölgeyi saniye saniye
Yuttu çok şeyi denizle toprak
Çok yıldızlı bir Ağustos gecesinde
Kabardı deniz hırçınlaştı dalgalar
Kapladı sahili pek çok yerde sular
İçten içe sarsıldı toprak yüzeye
Yıkıldı evler, apartmanlar, binalar
Birdenbire nice kimse o gece
Oldu birer afetzede
Ölenler şehit, kalanlarsa depremzede
Yandı yürekler acıyla tüm ülkede
İsa YAKAN
***
Yeryüzü yıldızları
Yine yerden göğe kadar kahramanlık kokuyorsun
Sen bu millete de ecdadını hatırlatıyorsun
Hani o gözlerin bakarken bulutların ardına
El açıp yalvarıyorduk ya işte Allah aşkına
Noldu yorulduk mu yoksa kabul mu oldu duâmız
Biz biliyoruz ki ne yapsak boşa gitmez çabamız
Ne zaman birşey görsem hep seni hatırlatır bana
Yaşamakmış ölmekmiş hayat dediğin bir manevra
Zor günler atlattık bu hizmette şahidiz hepimiz
O yüzden beraber üzülür beraber seviniriz
Yaşamak zordur yaşayamaz herkes bir dâvâ ile
Biz yaşıyorsak şimdi eğer ki aşk ile şevk ile
Nurlar’a sahip çıkmak ne büyük yüce bir şereftir
Bu dâvâyı omuzlamak görülmemiş cesarettir
Risaleyi açıpta şöyle okusam uzaklara
Bilirim ayrılmayız yakınız bütün uzaklara
Şimdi Meydanda biz varız hakikat var sadakat var
Bizi öyle yalan dolanlar ile susturamazlar
Dil kurur kalb mühürlenir eğer ki yalan söylersek
Yaşamak bize haram olur dâvâya sırt dönersek
Kim demiş haksızlıklar karşısında sustuğumuzu
Bilmiyorlar mı konuşan yalnız biz olduğumuzu
Böylesi derin denizlerde yüzmek kolay değildir
Bizim başımız dik iken kimileri eğilmiştir
Böyle bir zemindeyken ya bana yaşamaktan bahset
Ya da geç bütün bunları sen okumana devam et
CEMİL SAİD
***
Bir gün
Bir gün yolum düşerse
Hizan’ın Nurs Köyü’ne
Yollardan yamaçlardan
Eğilmeyen başlardan
Seni sormak istiyorum,
İstiyorum Üstadım.
Bir gün yolum düşerse
Barla’nın Çam Dağı’na
Kesilen çam ve katrandan
Şahit olan ardıçlardan
Seni sormak istiyorum,
İstiyorum Üstadım.
Bir gün yolum düşerse
Isparta’da evine
Arabandan odandan
Yüz yamalı hırkandan
Seni sormak istiyorum,
İstiyorum Üstadım.
Bir gün yolum düşerse
İbrahim dergâhına
Mezarının taşından
Urfa’nın eşrafından
Seni sormak istiyorum,
İstiyorum Üstadım.
İHSAN YILDIRIM
***
Elimizi açtık Allah’ım
Şu dünyayı bizim için yarattın,
İnsanları da memur tayin ettin.
Yıldızlarla ışık verdin dünyaya
Elimizi Sana açtık Allahım.
Ol deyince oluverdi kâinat
Mi’rac ile getirdin bize salât
Bütün kâinatta öyle bir san’at
Sen bizlere hayat verdin Allahım.
Senin şefkatinden öteye şefkat,
Olmaz ki Rabbim, sen eyle rahmet,
Şu kâinatta Sendedir adalet,
Elimizi Sana açtık Allahım.
Senin rahmetin kuşattı bizleri
İnsan tanımalı rızık vereni
Dünyaya gönderdin şu canlıları
Dünyada rızık ver bize Allahım.
CELAL YALÇIN