Nurs’un güzel turnaları
Gür solukla dile geldi,
Bülbül gibi güle geldi,
Aşkla bizim ele geldi,
Nurs’un güzel turnaları.
Tevhittendir nağmeleri,
Mest ediyor gönülleri,
Kevserden şirin dilleri,
Nurs’un güzel turnaları.
Rahmet deryaları taştı,
Gönüllere nurlar saçtı,
Ufkumuzda çicek açtı,
Nurs’un güzel turnaları.
Yükseldikçe yükseldiniz,
Küfrün bağrını deldiniz,
Hoş ve sefalar geldiniz,
Nurs’un güzel turnaları.
Bir ömür yollara verdi,
Yüce dağlarda güverdi,
Nurla muradına erdi,
Nurs’un güzel turnaları.
Gözyaşı onunla dindi,
Onlar ile rahmet indi,
Bütün insanlık sevindi,
Nurs’un güzel turnaları.
Gül uzattı kara kışta,
Umut verdi her uçuşta,
Yol aldı durdu yokuşta,
Nurs’un güzel turnaları.
Selam verdi çam dağına,
Kondular güller bağına,
Müjde sundu nur çağına,
Nurs’un güzel turnalari
Aşık ihvani seslendi,
İman nuruyla beslendi,
Vuslat aşkıyla hislendi,
Nurs’un güzel turnaları
AŞIK İHVANİ
***
Düşlere dalar geceler
Oturmuşum deniz kenarında
Karalama defterine dönmüş bank
Binlerce sihirli söz
Coşar yüreğim heyecanla
Kıymıklar takılır elime
Martılar denize dalıp çıkar
Çığlık çığlıga kalabalık
Sandalcılar balık satar
Yolcular çığrış bağrış
Balıkçılar çığrış bağrış
Zaman gecenin koynunda ilerler
İskele dolup boşalır
Vapur düdükleri böler sessizliği
Gökyüzü siyaha bürünür
Mavi sihirini kaybeder
Deniz feneri yansır iskeleye
Gözbebeklerimde yakomazlar büyür
Her vapur yanaştığında
Maviler sallanır
Çocukluğum sallanır hatıralarda
Ne çabuk büyümüşüz
Kırkından sonra ikinci bahar diyorlar
Baharlar mı yaşlanır, biz mi?
Zaman geceyi ıslıklar
İskele hayalet şehir
Günü bitiren umutlar
Çalkalanır denizde
kala kalırız liman, ben
Ve arkadaşlarım sokak kedileri
Düşlere dalar gece gizemiyle...
CEMAL KARSAVAN
***
Yâ Rabbi
Ey Osmanlı kalk da bak halimize,
Düşman olduk bizler birbirimize.
Artık hacet yok başka bir söze,
Bunlar bir musibet, dersler var bize.
Düşmüş birbirine Âlem-i İslam,
Burada baş aktör Yahudi haham.
Çaresiz şekilde seyreder avam,
Kalpleri kapladı üzüntü, evham.
Pergi perişandır masum Müslüman,
Birkaç dessas, hain zevk alır bundan.
Ey Müslüman kardeş uyuma uyan,
Ancak bu fitneye son verir duan.
Ayıramaz beşer al ile moru,
Cevabını bekler çok girift soru.
Beraber yanıyor yaş ile kuru,
Ayaklar altında beşer onuru.
Filistin’de akar Müslüman kanı,
Caniler katletti çokça insanı.
Biz böyle yaşadık bir çok zamanı,
Elem verir bize zulmün her anı.
Her kemale mâni bu nefret dili,
Herkes terk edince bu menfi hali,
O zaman sarmalar rahmetin eli.
O zaman çekilir adavet yeli.
Ümit var olalım bitecek ah vah,
Yakındır kardeşim o nurlu sabah.
Çiçekler açacak bir gün inşallah,
İslam düşmanları diyecek eyvah.
Ey Allah’ım! Sensin rahmet sahibi,
Bilirsin, mustarip âlemin kalbi.
Ağlıyor Müslüman; genç, yaşlı, sabi,
Son bulsun bu vahşet, bu hal Yâ Rabbi!
İLİMDAR KAYA
***
N’olur Sultanım öpeyim
Kalmadı tende mecalim,
Senin vasfınla hünkârım.
Müsaade et eşiğinden,
N’olur Sultanım öpeyim.
Kapında el pençe duran,
Ben kapında bir köleyim.
Eğer cânan can isterse,
Emret Sultanım öleyim.
Elestü bezmi’nde gördüm,
Senin sevginle kül oldum.
Kanım, etim, azmim, ruhum,
Senin aşkınla yoğruldum.
Kapından kovulsam bile,
Gidemem ya Resulullah.
Senin aşkından başka şey,
Bilemem ya Resulullah.
Eğer nurun olmasaydı,
Âlem olurdu pür zâlam.
Semalar hep parçalanır,
Firaka düşerdi tamam.
Enin enin inleyerek,
Semalar dolardı âlam.
Firakistana dönerdi
Zerreler ederdi, nalan.
Her taraf nevbahar oldu,
Kudumunla senin, ?lem.
Senin yolunda seyretmek,
Olamaz başka bir çarem .
Seni bir an uzak benden,
Eylemesin n’olur Rabbim.
Sen ki sultanlar sultanı,
Ben ki, kapında bir abdim.
Kalbimin her deprenişi,
Senin sevginle devreder.
Hüceyrâtım cuşâ gelir,
Ne gam kalır, ne de keder.
Melekût ve rûhaniyat,
Olurdu hepsi dîvâne.
Yaratılmazdı hiç felek,
Kalırdı esma bîgane.
Cuşâ geldi her zerratım.
Aşkınla devvare döndü.
Senin yolunda sarf olsun,
Ne varsa Ömer’in ömrü.
ÖMER ÖRTLEK