Güllerin gülü: Nurlar
Güllerin gülü açmış,
Gülistanın bağlarında.
Goncalar neşeye gelmiş,
Açmak için dallarında.
Tomurcuk çok nazlanır,
Daim Rabbine niyazlı.
Açılayım, gül olayım,
Diye dalda serfirâzlı.
Açılıp tesbih edeyim,
Kusursuz kulluk yapayım,
Bizi ademden çıkaran,
Rabbimize yakarayım.
Bir bakarsın seher vakti,
Kûşuf etmiş yegân yegân.
Rengârenk tavra bürünmüş,
Neşveye gelmiş gülistan.
Gül açarken Allah diyor,
Yâ Hû diyerek patlıyor.
Açılmaktan çok neşeli,
Etrafa rayha saçıyor.
Gülün şükrü, tesbihatı,
Açılıp koku saçmaktır.
Teşekkürle tahmidâtla,
Keşşâfına yakarmaktır.
Rahmân, Râhim, Keşşâf, Rezzâk
Muhyî, Mülevvin, Hâlık ismi
Tecelli eder güllerde
Söyledim gördüklerimi.
Bin bir esmânın mazharı,
Tecelligâh-ı Rahmân’ın.
Tasarrufâtına mazhar,
Ezelî ebedî Sultan’ın.
Bir saat yaşasa bile,
Merâsimini yapmıştır.
Saniyecik ömrü olsa,
Rezzâkına yalvarmıştır.
Kendini allâme sanma,
Sakın nefsine aldanma,
Dünya cinânın bağıdır,
Düşüpte nirânda yanma.
Güllerin gülüdür Nurlar,
Okuyana huzur gelir.
Yaşarken dâr-ı dünyada,
Tahkîki imanı verir.
Risale-i Nur okusan,
Yaşayıp da hem hâl olsan,
İmanını kurtarırsın,
Nurlar’ı kalbine koysan.
Kalbin tedavisi Nurlar,
Silinir bütün gururlar,
Nur dersleri sayesinde,
Gönüller dolar sürûrlar.
Gül-ü Muhammed’i gördüm,
Gül toplayıp Nur’a geldim.
Çok şükürler Rabbim Sana,
Bize hidayeti verdin.
Kur’ân, Sünnet esasıdır.
Tevhid, nübüvvet, haşir de,
Adalet, itikad dersi,
Bu kadar yapsan kâfidir.
Yeter de artar da bana,
Çok şükürler Rabbim Sana,
Razı olursan Sen, benden,
İhtiyaç duymam cinâna.
Hep rızanı istiyorum,
Başka bir şey bilmiyorum.
Rızanı kazanmak için,
Gece gündüz gidiyorum.
Hem çok âciz, çok fakirîm,
Senden başka kimsem yoktur.
Kendi başıma kalırsam,
Dert bitmiyor hem de çoktur.
Güllerin gülünü buldum,
Gülistanlar fedâ olsun.
Risale-i Nurlar ile,
Halkın imanı kurtulsun.
ÖMER ÖRTLEK
***
Zıtlar cem olmuş...
Günaydın desek bile bir gecesi var,
Her akşam sabahı takip ediyor,
Beyaz ve siyahın çift hecesi var,
Rabbim bak her şeyi rakip ediyor.
Şu canlı âlemde er ve dişidir
Arada bir çekim aşık eşidir,
Bazı gün neşeli ya gözyaşıdır,
Hak zengin ve fakir nasip ediyor.
Her keder ardından ferahı gelir,
Zulüm ve zulmetin felâhı gelir,
Bir nefer ardından ser şahı gelir,
Yaratan pek güzel tertip ediyor.
Sıcak ve soğuk var güzel ve çirkin,
Ya muhabbet olur ya nefret ve kin,
Aşk ile meşk olsun isteriz lâkin,
Kimine Hak sözün kâzip geliyor.
Uslu ya yaramaz âlim ya cahil,
Ya emanet ehli ya da nâ ehil,
Gönülde bir tufan ya sakin sahil,
Ağlamak ve gülmek muzip geliyor.
Z. GÜNGÖR USLU
***
Ya ‘nar’a, ya ‘nur’a
Gaflet seni senden alırsa şayet,
Rab’bine dayan.
Ya hu, nedir şu tul-i Emel hırsı,
Biraz yavaş,
Dünyayı senden alan mı var
Edersin telâş.
Arkana bakar mısın, niceleri
Varmışlar menzile,
Bu gün bana, yarın sana, haydi
Güle güle.
Dünya’ya çivi çakamazsın ki,
Sen nefsini dinleme!
Yar istersen ALLAH yeter,
Gayrısı nafile.
Gir duânın okyanusuna
Tevbe-i Nasuh eyle.
Şerha Şerha olmuş topraklar
Rahmet’i ister,
Hazine-i gayb’dan baran
Yardıma gider
Eğer desen, ben hiçim,
Ne kıymetim var,
Her adem oğlunun yolu,
Ya nar’a, ya da nur’a gider.
İHSAN YILDIRIM