Hicret
O hicret ki bizlere
Allah’tan en büyük muştu
O hicretle âlemler
Gerçek nûra kavuştu.
Dalga dalga insanlık
Hep O nûra koşuştu
Ensar ve muhacirîn
Hepsi kardeş olmuştu.
Ve şimdi bir hicret,
Bir hicret daha gerek
Terk edip eğrileri
Doğruya yönelerek.
Tövbe-i nasûh ile
Tövbe edip dönerek
Bir daha günahlara
Dönmemek ölene dek.
Hicret çirkin çirkefe
Hem boykot, hem de bir set.
Hicret en büyük cihad
Ve en ulvî bir dâvet.
Hicret emeli fert,
Hicret etmeli ümmet
Bu hicretle kurtulur
Bütün bir beşeriyet.
A. KADİR ŞAHİN
***
Niyaz
Rahmet deryasına elimi açtım,
İsteğimi bana ver Ya İlâhî.
Günahkâr kulunum kapına geldim,
İsteğimi bana ver Ya İlâhî.
Senden başka bana yardımcı yoktur,
Resulün Muhammed (asm) Kitabın haktır,
İslâm doğru yoldur, bunda şek yoktur,
İsteğimi bana ver Ya İlâhî.
Kulun ki, yoluna başını koymuş,
Mübarek Kâbe’ne gelip yüz sürmüş,
Elleri duâda kıyama durmuş,
İsteğimi bana ver Ya İlâhî.
Kendimi bileli ismini andım,
Senin dergâhına boynumu eğdim,
“Günahıma tövbe eyledim” dedim,
İsteğimi bana ver Ya İlâhî.
Şair der ki, kusurum vardır affeyle,
Coşan rahmetinle merhamet eyle,
Cehennem narından Sen azat eyle,
İsteğimi bana ver Ya İlâhî.
M. Şirin Korkmaz
***
Neler oluyor
Akan bir nehir mi zaman mı yoksa
Nereden nereye geldik arkadaş
Göklere yükselen duman mı yoksa
Galiba ateşe daldık arkadaş.
Çok şeyler söylendi gökler inledi
Hamaset türküyü herkes dinledi
Sopayı sert vurdu davul gümledi
Zurnayı yalnız biz çaldık arkadaş.
Haksızlık hak olmuş vurgunu caba
Çuvalı dolduran kimmiş acaba
Sap ile samanı atıyor yaba
Savrulan harmanda kaldık arkadaş.
Heba mı oldu ki bu kadar gayret
Olana-bitene kim etmez hayret
Anbarın boş ise hele bir seyret
O zaman saçları yolduk arkadaş.
Bize mal dediler, koyun dediler
Yandaşın mal verdi doyun dediler
Bu olup bitene oyun dediler
Öyleyse mahvolduk öldük arkadaş.
Pek çok şey gizlendi bilmeyiz gayri
Kurusu ve yaşı değil ki ayrı
Sanırım bu işin değişti seyri
Öyleyse papazı bulduk arkadaş.
Bedri Tahir Adaklı
***
Ruhanî kalb
İnsan ki yaratıkların,
En güzeli, hasenesi.
Halk edilen varlıkların,
Çekirdeği ve meyvesi.
İnsan şecereye benzer,
Dikilse kâinat olur.
Âlemi kapsayan ağaç,
Küçük sandukçaya konur.
İnsan büyüse kâinat,
Kâinat küçülse insan.
Birbirinin modelidir,
Öyle tanzim etmiş Sübhân.
Mu’cizât-ı Rabbanî’dir,
Nazargâh-ı Sübhani’dir.
Senin o küçücük kalbin,
Mihmandâr-ı İlâhi’dir.
Kul ile Hak arasında,
Muhabere devam eder.
Tenezzülât-ı İlâhî,
Verir kalbin ile haber.
Beden ve kalb bir bütündür,
Birleşirler insan olur.
Ruh, cesed izvac edip,
Firdevse, cinâna konur.
Bu kalb ruhânî kalbdir,
Cesed et parçası değil.
Şuur ve ruhun belleği,
Merkezi aklın vicdanın.
İnsanda iki kalb vardır,
Biri cesed biri ruhda.
Et parçası cesedini,
Ruhânî kalb vicdanını.
Muharrikdir hiç durmazlar,
Bedenini ve ruhunu.
Biri kanı çalıştırır,
Öbürü de şuurunu.
İkisi de çok küçüktür,
Ama değeri büyüktür.
Bedenî kalbin olmazsa,
Cesedin başına yüktür.
Ruhânî kalb olmasaydı,
İnsan vicdansız olurdu.
Kimseye değer verilmez,
Hepsi nirâna konurdu.
Dersin ki içim acıyor,
Ciğerim parçalanıyor.
Bu cihâna sığmıyorum,
İşte bu ruhânî kalbin.
Ömer Örtlek
***
Koru bizi Ya Rabbi
Nefsin desisesinden,
Heva ve hevesinden
Haram olan besinden,
Koru bizi YA RABBİ.
Şeytan-ı İns ve cinden,
Düşmanlıktan ve kinden,
Yalan yere yeminden,
Koru bizi YA RABBİ.
Kaderine isyandan,
Söylenilen yalandan,
Her türlü su-i zandan,
Koru bizi YA RABBİ.
İftiradan, gıybetten,
Cimrilikten, hasetten,
Sebeblere minnetten,
Koru bizi YA RABBİ.
Kadının işvesinden,
Yarın endişesinden,
Zamanın fitnesinden,
Koru bizi YA RABBİ.
Tabiata tapmaktan,
Dalâlete sapmaktan,
Hataları yapmaktan,
Koru bizi YA RABBİ.
Hakk’a karşı fikirden,
Gururdan ve kibirden,
Günah-ı kebairden,
Koru bizi YA RABBİ.
Dine gelen musîbet.
Bu en büyük felâket.
Payın var mı hesap et.
Koru bizi YA RABBİ.
Mubikat-ı seb’adan
Gelen kaht u galadan
Türlü türlü belâdan
Koru bizi YA RABBİ.
Deccaldan ve süfyandan
Onu sevip saymadan
Hakikate isyandan
Koru bizi YA RABBİ.
Boğulursan kesrette.
Vakit geçse işrette.
Kaybedersin elbette.
Koru bizi, YA RABBİ
Bu can durmaz kafeste.
Ölmeden son nefeste,
Tevhid en güzel beste.
Nasib eyle, YA RABBİ.
MEHMET KOVANCI