"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kocatepe Mevlidine doğru

12 Ekim 2014, Pazar 00:01
Doksanlı yılların mevlidlerini hatırlıyorum…Anadolu’nun dört bir tarafından ve dünyanın muhtelif ülkelerinden iştirak edenlerin teşrifi ile yapılan muhteşem mevlidleri...

Otuz bin Nur Talebesinin, nuranî siması Kocatepe Camii’ni de nurlandırmıştı.
Bazı fitne odakları bundan oldukça rahatsız olmuşlardı.
28 Ekimde yapılan mevlidin bazı basın kuruluşları tarafından “Cumhuriyet Bayramı’nın rövanşı” olarak değerlendirilmesi, kamuoyunda  oldukça ses getirmişti.
Daha sonra açılan dâvâlar, nezarethanede geçen dillere destan sorgulamalar, tertip heyetinin günlerce gayrı insanî muamelelere maruz bırakılması...
Dönemin DYP Genel Başkanı’nın Mehmet Kutlular’ı arayıp geçmiş olsun temennisinde bulunması…
Yaptığı basın toplantısında muhabirin: “Efendim Bediüzzaman aslında bir tahsil yapmamış, âlim de değilmiş ne dersiniz” sorusuna; “Bediüzzamana âlim demeyenin alnını karışlarım!” sözü geniş bir yankı yapmıştı. Nezarethaneye alınan ve sorgulananların korkusuz ve mert tavırları her insanın takdir ve tahsinlerini kazanmıştı.
Bu mevlidler doksanlı yılların sonuna kadar devam etti.
Sonra 28 Şubat’ın sinsi ve gaddar icraatları başladı. Gayretullaha dokunan bu hal Marmara Depremini doğurdu. Ve o sene yapılan mevlidde Yeni Asya Gazetesi bir broşür dağıttı. “Deprem: İlâhî İkaz!”
Bu broşür ve Mehmet Kutlulular’ın verdiği beyanat vesilesi ile Kutlular’a bu yüzden dâvâ açıldı. Sorgulamalar, yargılamalar neticesinde, Kutlular’a 2 yıl bir gün hapis cezası... Ardından hemen bütün Yeni Asya Yazarlarına açılan dâvâlar ve toplamda yüzlerce yıl hapis kararları...
Mehmet Kutlular’ın cezası hemen Yargıtay tarafından onaylanarak kesinleşti ve hakikatin gür ve mert sesi, cezaevine yollandı. Ama o, tarihe geçen şu sözünü tekrar etmekten çekinmiyordu: “Sözlerimin arkasındayım!”
O günlerde ben gazetenin yönetim kurulunda idim. Aynı zamanda Doğu ve Karadeniz Bölge Temsiciliği yapıyordum.
Bilhassa doğu illerinde uğradığımız mekânlarda Kutlulur Ağabey ve Yeni Asya’ya büyük bir teveccüh vardı..
Hatta bir akaryakıt istasyonundan benzin alırken bir pompa görevlisi:
“O Mehmet Kutlulur’a selâm söyleyin. Onun mangal gibi yüreği varmış, gözüne kurban olayım” diyerek elini göğsüne götürmüştü…
Sonraki yıllarda Kocatepe Mevlidi için yapılan müracaatlarda Yeni Asya’ya müsbet cevap verilmedi.
Ve bu günlere geldik...
19 Ekim Pazar günü inşallah yine ve yeniden Kocatepe’de, aynı şevk ve heyecanı yaşamaya hazırlanıyoruz. Bu günlerde İslâm kardeşliği, içte ve dışta yoğun saldırılara maruz kalmaktadır. Kardeşlik havuzunda erimeye, iman potasında pişmeye çok fazla ihtiyacımız var. Kocatepe, bu birlikteliğin yeni bir vesile olsun. Doksanlı yıllardaki heyecanı, birlikteliği, kardeşliği yeniden bu vesile ile tesis edelim. Kocatepe’nin içini ve avlusunu nurlu parıltılarla dolduralım. “Hakikatın Gür Sesi”nin bayrağını Ankara’da dalgalandıralım.
İşimizi, programımızı, randevularımızı 19 Ekim Kocatepe Mevlidi’ne göre ayarlayalım. Trenlerle, otobüslerle, bulduğumuz her türlü vasıta ile... Ve hatta vasıta bulamıyorsak yaya olarak Ankara yollarına düşelim.
Kocatepe’de buluşalım, bu şerefli dâvete icabet edelim, akd-i uhuvvet yapalım...

Raşit Yücel / [email protected]

Okunma Sayısı: 1752
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı