"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur Talebesinin olmazsa olmazı: Doğruluk

15 Ocak 2017, Pazar
Herkesin içinde ayrı bir dünya vardır. Herkes, herkesin içinde bulunduğu durumu bilemez.

Sadece sen bilirsin şu an içinde bulunduğun hâli. Kimse anlamaz, kimse hissetmez hissettiğini. Bir Nur Talebesinin hali başkadır. Bir dâvân olduğunu ve o dâvân için değil dünyanı, âhiretini bile tereddütsüz feda edebileceğini herkes anlayamaz. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir insan görünebilirsin herkes gibi. Ancak için dışına çevrildiğinde bir güneş gibi her yeri aydınlatacak bir Nur var sende. Okudukça güzelleşen, ihlâsla süslenen ve doğrulukla parlayan bir Nur. Kur’ân’dan gelen o Nur, Risale-i Nur. Çünkü sen bir Nur Talebesisin.

Üzerimize dünyada imtihan gereği konulan bir sürü dertler, sıkıntılar, musîbetler var. Herkes kendi imtihanı içinde. Bu imtihanı başarıyla geçme çaresi ise, Risale-i Nur elmas kılıcı, ihlâs gıdası ve doğruluk zırhıdır. Bunları kullanırsak bütün imtihanlarımızı kazanırız. Çok okuyor olabiliriz –ki bu bizim için çok önemli- yazıyor da olabiliriz. Gazetemiz Yeni Asya’yı her gün eksiksiz okuyor da olabiliriz. Onun yanında Kur’ân, Cevşen, Hizbü’l-Kur’ân gibi imanımızı kuvvetlendirecek şeyleri okuyabiliriz ve okuyoruz. Peki, bunları okuyoruz da, sonra hayatımıza dönüp baktığımızda, bu okuduğumuz şaheserlerin ne gibi bir etkisi olduğunu ve hayatımıza neler kattığını fark edebiliyor muyuz? Ya da hayatımıza hayat yapabiliyor muyuz?  Yoksa yalan, dedikodu, gıybet gibi menfiliklere devam mı ediyoruz? Bunları çok iyi muhakeme etmemiz gerekiyor. 

Evet, Risale-i Nur Talebesi doğru olmakla mükelleftir. Doğruluk Nur Talebeliğinin olmazsa olmazıdır. Çoğu insanın kaybettiği bu dâvâyı yalnız doğru olanlar kazanır. Yalan söylememek, her zaman doğru olmak bir tarzdır, bir ayrıcalıktır. Mü’min olmanın vasfıdır. Doğru olmakla kaybetmiş gibi olsan da hep kazanırsın. Üstadın Yirmi Yedinci Söz’de dediği gibi: “Evet, Müseylime’yi esfel-i safilîne düşüren kizb olduğu gibi, Muhammedü’l Emin’i (asm) âlâ-yı illiyyine çıkaran sıdktır ve doğruluktur.” Bir Risale-i Nur Talebesi sarsılmaz ve sebatkâr olmak istiyorsa, doğru olmalıdır. Zira bize her şeyden evvel lâzım olan şey doğruluktur, sonra yalan söylememektir. Evet, “Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkâr şakirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil, fiyat olarak, o şakirtlerden tam ve halis bir sadâkat ve daimî sarsılmaz bir sebat ister”  

Nur Talebeliğini kazanmak ve muhafaza etmek temennisiyle inşaallah.

Cemil Said Demirdöğmez

 

Okunma Sayısı: 800
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı