"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Renkli tebeşirler

21 Aralık 2014, Pazar
Hastanenin zemin katında, uzun bir koridorun ortasındaki bir odada çalışıyordu. Doktordu. Hayali olan çocuk doktorluğunu sonunda elde edebilmişti. Ne kadar güzel hayalleri vardı bu işe başlarken; bütün çocukların abisi olmak istiyordu. Öyle bir doktor olacaktı ki, hasta çocukların vücutlarını maddî ilâçlarla tedavi ederken, kalplerini de manevî ilâçlarla tedavi edecekti. Okuldan mezun olduğunda o diploma değildi onu mutlu eden; bir önlüğe sahip olmak mutlu etmişti.

İlk gün hastahaneye gelirken heyecandan karnına ağrılar girmişti. Kalbinin hızla çarpmasına mâni olamıyordu. Bu heyecan onu yiyip bitirecekti. Hastahaneye girince odasına çıktı ve kapıyı açarak etrafına baktı. Boş duvarlara bakarken buralara çizeceği resimleri hesapladı. Hatta duvarlar dolana kadar her çocuğa bir resim çizme hakkı verecekti.

Vizite saati gelmişti. Odaları dolaşacak, yatan hastaları kontrol edecekti. Yanında hemşireler ve yardımcılar, emrine hazır saygı içinde ona eşlik ediyorlar, sözlerini emir kabul ederek hemen yerine getiriyorlardı. O anda ne kadar büyük bir makamda olduğunu düşündü. Kalbine bir gurur ve büyüklük geldi. “Evet ben doktorum, bir makamım ve itibarım var” diye düşündü. Etrafındakileri küçümsemeye başladı. Hastalar karşı da kibirli bir tavır takındı.

Sonra muayene odasına geldi, sıra bekleyen hastaları almaya başladı. İlk sırada saçları dökülmüş, soluk benizli bir kız çocuğu vardı. Annesi elinden tutmuş, bir eliden de tahlil sonuçlarını taşıyordu. Sonuçlara ve raporlara bir göz attı, sonra çocuğa baktı. Masum gözlerinde medet isteyen bir hal vardı. Annesi de ümit içinde doktorun gözüne bakıyor, iyi bir şeyler söylemesini bekliyordu. Elindeki tahlil ve raporları kadına geri verirken, çocuğa bir daha baktı. Sonra karşısındaki boş duvarlara bakışlarını çevirdi. Beyaz badanalı duvarlara bakarken, daha önce kendine verdiği sözler aklına geldi. Hani çocuklara şifa dağıtacak, bu duvarları bir tuval yapıp onların gönüllerince resim çizip mutlu olmasını sağlayacaktı? İşte karşısında kısa süre de olsa mutlu olmayı bekleyen bir çocuk vardı. Çünkü hastalığı ilerlemiş, artık tıbben yapılabilecek fazla bir şey kalmamış bir çocuk. 

Çekmecesini açtı, renkli tebeşirleri çıkardı ve çocuğa uzattı. “Al, şu duvarlara istediğin resmi çizebilir, sevdiğin renklerle boyayabilirsin” dedi. Çocuğun gözleri parladı, hemen tebeşirleri aldı, bir şeyler çizmeye başladı. 

“Kızım nasıl doktor bey, çok mu kötü?”

Doktor anneye cevap vermedi, kıza baktı:

“Neler çiziyorsun bakalım?”

“Dün gece rüyamda gördüklerimi çiziyorum”

“Ne görmüştün rüyanda?”

“Dün rüyamda kocaman bir oyun parkında oynuyordum. Annem çok uzaktan bana el sallıyordu, ben çok mutluydum. Yanımda bir dede vardı. O bana ‘Çocuk taziyenamesi” diye bir kitap okuyordu”

Doktor, “tebeşirler sizde kalabilir, evde de istediği gibi duvarları boyasın, mutlu olsun” dedi ve telefon numaralarını alarak onları evlerine gönderdi.

Bir kaç gün sonra kızın annesine telefon ederek durumunu sordu. Annesi, “kızımı cennete yolcu ettik doktor bey, Allah sizden razı olsun, son günlerini renkli tebeşirlerle duvarları boyayarak mutlu bir şekilde geçirdi” dedi.

*

Yazan: Merve İRİYARI / [email protected]

Okunma Sayısı: 1081
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı