"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Saffı Evveller...

16 Kasım 2014, Pazar
İlk insan Adem Aleyhisselâm ile Havva Validemiz ile başlamıştı insanın hayatı…

Arkasından saflar ve saffı evveller çoğalmaya başladı..
Yüz yirmi dört bin Peygamberler ve onları ümmetleri safların evveli oldular..
Bu saff-ı evvellerin çok çetin imtihanları oldu..
Çileli yıllar…
Iztıraplı yıllar..
Meşakkatli yılar..
Zulümlü asırlar..
Her saff-ı evvellerin ayrı ayrı imtihanları vardı..
Firavunlar…
Seddatlar…
Karunlar…
Ebu Cehiller…
Derileri yüzülen saff-ı evveller vardı..
Hak ile batılın mücadelesi hiç bitmedi..
Son Peygamber Hazreti Muhammed (asm) idi..
O yıllarda dahi geçmişteki zulümleri aratmayan olaylar yaşandı..
Karşı gelenlerin kimi firavun oldu, kimi Şeddat…
Sonra Hak galip gelmişti…
Veda hutbesi ile bu tescillenmiş oldu…
Bitmedi…
Sahabi namıyla ün salan fedakârlar  ve kahramanlar heyeti, İslâmiyet’i dünyanın başına geçirdiler..
Doğudan batıya.. Güneyden kuzeye..
Sonra müceddidler silsilesi başladı…
“Benden sonra bir Peygamber gelmeyecek ancak her asırda bir müceddid gönderilecek” müjdesi vardı…
Ve bu müjdeler bir bir gerçekleşti…
Hiçbir müceddid kendi güç ve kuvveti ile gelmedi..
Cenâb-ı Hak tarafından vazifelendirilerek geldiler.
Ve onlarında saff-ı evvelleri oldu…
Daha sonra son müceddid geldi…
“Ben on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum.
Sureten medeni ve dinde lâkayt olanları camiye dâvet ediyorum” dedi..
Şark yaylaklarından…
Güneşin ilk doğduğu yerden teşrif etmişti…
Bir anda herkesin dikkatini çekti..
Korkusuzluğu, mertliği…
İlimde emsalsizliği ile zamanın sesi oldu…
Fakat zaman çetindi… Zaman değişmişti,
Asır başkalaşmıştı. Herkes dünyaya dalmıştı..
Fen ve felsefenin galebesinde fikirler ve anlayışlar tarumar olmuştu..
Padişahlardan ordu komutanlarına varıncaya kadar sesini en yüksek perdeden haykırdı…
Hiç kimseye baş eğmemişti..
Hiç kimsenin minneti altına girmemişti…
Sonra çevresi kalabalıklaşmaya başladı…
İlk saff-ı evveller Van ilinde meydana geldi..
Gözünü budaktan ve dudaktan esirgemeyen fedakâr talebeleri vardı..
Ona rastgele talebe olunmazdı..
Medresesine talebe olacaklara:
“Bak kardeşim!
Bana gelen benimle beraber sonuna kadar gitmesi lâzım. Bu gece medresede kal, bizim şartlarımıza bir bak ondan sonra karar ver“ diyordu…
O Bediüzzamandı.. Zamanın güzeli idi..
Bu ilk talebelerini Birinci Cihan Savaşında  çoğunu kaybetti..
Kendisi esir düştü…
Esaretten döndükten sonra asıl zorluklar kendini gösterecekti..
Âlem-i İslâm’a indirilen darbeler onu çok müteessir edecekti…
Daha sonra Ankara’da en dehşetli zatın mahiyetini anladıktan sonra adeta Mekke’den Medine’ye hicretin bir misalini teşkil eden “yeni Said dönemi başlayacaktı..
Daha sonra bir ömür boyu sürecek hapisler ve mecburî ikametler dönemi başlıyordu…
İşte Barla bu saff-ı evvellerin ayrı bir önemli safhasını başlatıyordu..
Barla’da iki elin parmaklarını geçmeyen fedakârlar heyeti ile Dünyanın efkârına Nurlardan süzülen damlaları bir rahmet eseri olarak insanlık âlemine arz ediyordu…
Saff-ı evvellerin hizmetleri çevredeki ehl-i imana yansıyordu..
Sav, İslâmköy, Eğridir, Atabey, Burdur..
Daha sonra Kastamonu da  Mehmet Feyzi Efendiye:
“Feyzi kardeşim!
Sen Isparta kahramanlarına benzemek istersen onlar gibi olmalısın.
Buraya bir Kutb-u azam gelse ‘seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım’ dese, sen gidip ona tabi olsan, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın” diyordu. 
Her zamanın saff-ı evvelleri oldu..
Arkasından bu saff-ı evveller devam etti…
Yolda mecalsiz kalanlar oldu..
İstikametini şaşıranlar oldu…
Ama bu evveller hep olacaktır..
Bundan otuz-kırk sene sonrasın da şu zamanda hizmet edenler saff-ı evvellerden olacaktır..
Şartlar değişmemiştir…
İstikametini muhafaza edenler saff-ı evveldirler…

Raşit YÜCEL / [email protected]

 

Okunma Sayısı: 1207
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı