"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şefkat kahramanı kadınlar

11 Ocak 2015, Pazar
Rabbimizin erkeklere emanet olarak verdiği kadınlar. Üstadımızın tarifiyle şefkat kahramanı biz kadınlar...Kadın demek: Eş demek, can yoldaşı demek, anne demek ve en tesirli muallim demek. Bazen de bu vasıflarla teyze, hala, abla, kardeş rolleri üstlenir ve bu üstlendiği roller kendisinde meleke haline gelir. Üstlendiği bu görevlerin hakkını tamamıyla verir.

Ey kâr-i! Dikkat et! Ben kim’im ve bizler kimiz? Biz Allah’ın bize yüklediği en ehemmiyetli vazifenin sahibi ve o vazifeyi yüklenen “şefkat abidesi kahramanlarız. Şimdi terbiye-i İslâmiyede ve amâl-i uhreviyede en kıymetli ve en lüzumlu esas ihlâstır. Bu çeşit şefkatteki kahramanlıkta o hakikî ihlâs bulunuyor. Hem şefkat halistir mukabele istemiyor safi ve ivazsızdır. Biz şefkat  kahramanları kadınlar hiç bir karşılık almadan menfaatsiz evlâdımız için canımızı bile veririz. Evet en ziyade bu hususiyeti olsa gerek biz kadınların. Zira bu şefkatle hem annelik vazifesini hem kadınlık hem kardeşlik hem komşuluk hem diğer vecihlerimizi lâyıkıyla yapmamıza en büyük kuvvettir şefkat. İşte bu şefkat kuvvetiyle kadınlar “şefkat kahramanı” bulunmasından hatta en korkağı da kahramancasına ruhunu yavrusuna feda eder. Evlâdı annesinden korksa bile yine annesinin şefkatli sinesine yapışır; bilir ki annesinin şefkati adalet mizanıyla her meseleyi halleder, affeder, unutur. 

 Üstâdımız şöyle diyor: 

“Hem şefkat pek geniştir. Bir zat, şefkat ettiği evlâdı münasebetiyle, bütün yavrulara, hattâ zîruhlara şefkatini ihata eder ve Rahîm isminin ihatasına bir nevî aynadarlık gösterir.” Ve biz kadınlar böyle ulvî bir âyineyiz. 

 Evet annelik kutsal bir meslek olduğu gibi, Rabbimizin biz kadınlara mahsus verdiği kutsal bir görevdirde.

 Kadınlar annelik vazifeleriyle en birinci üstad ve en tesirli muallimdir. 

Üstadımız bu meseleyi şöyle ifade ediyor: “Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum validemden aldığım telkinat ve mânevî derslerdir ki o dersler fıtratımda adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.” (24. Lem’a)

Tabi mesele daire-i İslâmda olup terbiye-i İslâm ile o evlâdı yetiştirsin, kendisinde bulunan şefkat madenini zayi etmesin... İfrat ya da tefritte olabilen aşk ve muhabbetle evlâdına mukabele ederse zarara uğrayabilir. Zira şefkat bütün envaiyle lâtif ve nezihtir. Cennet annelerin ayakları altındadır (Hadis-i Şerif) muhatabına mazhar olmuş kadınlar. İşte bu kadınlardır. Sefih medeniyetin oyuncağı olmuş kadınlar değil. Şimdiki sefih medeniyet-i hazıradaki gibi olursa o kahramanlık bir anda tefessüh eder.   

Bakın kadınlar kahramanlık mesleğin de neler yapar ve nelerin ötesinden gelir. 

İşte kadınlar bu şefkat kuvvetiyle çocuklarının nezaretçisi olur, kocasının kadını olur, evinin emanetçisi, anasının kızı, komşusunun gözetleyicisi, akraba-i taallukatın idare edicisi. Demek ki kadın her noktadan hayır ve hayra sebeptir, yeter ki iman ve ihlâs ile bunları yaparsın. Her bir veled için dokuz ay meşakkat çeker sancı çeker, meşakkatteki rahmeti görür sabreder. Hasta olur yatmaz, evde çocuk bakar, evin işini yapar, lâf söz işitir susar, kocaya bakar, ana-babaya bakar, akrabaya bakar, komşuya bakar ve kendine de bakar, eve bakar, derse gidip ilimle de iştigal eder. Bir çok vazifeyi aynı anda yapar, ama yaptığının karşılığını beklemez, dile getirmez. 

 Risale-i Nur mesleğindeki şefkatin birinci mânası iman kurtarma hizmetidir. Çünkü “Nev-i beşerin en büyük meselesi cehennemden kurtulmaktır.” İnsanlara acımak ve onları en büyük ve daimî bir azaptan kurtarmak için gayret etmek, şefkatin en üst mertebelerindendir. Ancak, “Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbâniyenin bir cilvesi olduğundan, elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten-lil Âlemin olan zatın (asm) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir.” İşte Risale-i Nur’u okuyan anneler şefkatini de doğru kullanır çocuğunu cehennem ateşinden kurtarmak için onu İslâmî terbiyeyle yetiştirir ve en tesirli muallim olur.

Şefkat tarikıyla sarsılmaz iman, sadakat, ihlâs, sebat gösterir kadınlar. “Bazı ehâdis-i şerife ile işaret var ki, Âhirzamanda kadınlar taifesinde hakâik-i imâniye ziyâde inkişaf edecek. O zamanın dalâlet tehlikelerinden bir derece mahfuz kalacaktır. Hem buyurmuş: “Âhirzamanda ihtiyar kadınların dinlerine iktidâ ediniz” demek şefkat kahramları olan kadınlar, o seciye-i şefkatten çıkan samimiyet ve ihlâs ile o zamanın riyâkârâne dalâlet tehlikelerinden kurtulmaya vesile olur. İslâmiyetini muhafaza ederler” (Hanımlar rehberi)  Hem bir hadis-i şerif ferman ediyor ki; ‘Kızların” babasının rızkına bereket düşer.” Evet kızları olan kadınlar bu bereketi bilmüşahede görüyor ve yaşıyoruz. Hem  anlıyoruz ki, kadın hem imân ile İslâmın muhafızlığını, hem de ailesinin muhafızlığını yapıyor. Demek hem dünya, hem aile, hem âhiret saadeti kadınların şefkat kuvvetiyle oluyor. 

 Eskiler erkeğe “Koca” derlerdi.  Çünkü “koca” bilge demektir, yüce demektir. Koca demek , dağ demektir. Ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir. Dağların yücesine kar yağar diye kadına da ‘kocanın karı’ demişler.

Yani yüce bir dağ olmalı erkek. Kadın da kar gibi pak ve masum olmalı. Erkeğini örtmeli ve bir ömür süsü olmalı dağın. Çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun yarım görünür... Onun için kadınsız hiç bir şeyin değeri olmaz. Onların ellerinin değdiği yerlerde çiçekler açar, kelebekler uçuşur.

 Emanet olan kadınları ağlatmamaya ve seri-üt teessür olan kalplerini incitmemeye çok özen gösterin ve dikkat edin. Çünkü emanette hıyanet cezası sizleri ebedî hasarete uğratır. İşte kadın bu demektir!

* * *
SEMA CEYHAN 
[email protected]

Okunma Sayısı: 4054
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rana

    11.1.2015 12:14:19

    Çok güzel bir yazı olmuş, gerçekten Allah razı olsun. ...

  • merve

    11.1.2015 00:31:10

    Sa.sema hanım Allah razı olsun boyle bir yazıya ihtiyaç vardı kaleminize kuvvet..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı