"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalnızım

01 Mart 2015, Pazar
Gecenin koyu karanlığında, ufukların sonsuz kızıllığını yudumluyorum. İçerim, gönlüm sıcacık. Yüzümde garip bir gülümseme, tatlı bir tebessüm belki. Nedeni niçini olmayan, içten gelen, nereye gideceği de belli olmayan bir yürek yangını. Kalabalıklar benim için mi? Heyhat! Ben kimin içinim?

Yalnızım. 

Akşamın ufku süsleyen, mavi, mor, pembe renklerle menevişlenen, insanın içini serinleten görüntüsü bir ressamın tuvaline yansıyan bir renk cümbüşü gibi önümde şu anda. İnsanların eve dönüşlerinde yüzlerindeki bedbinlik, ruhlarındaki sıkıntı. Bütün kalabalıklar bana doğru mu geliyor, yoksa ben onlardan mı geçiyorum? Bilemiyorum. Bir muamma bazen pek çok muammaya kapı açıyor. Bir anahtar pek çok kapıyı, kilidi açabiliyor. Peki, ben bir anahtar mıyım, yoksa muammaların arkasındaki kilit mi?

Yalnızım.

Ufukları yokluyorum umarsızca. İnsanların simalarında gezdiriyorum gözlerimi. Bir mum alevinin titrek tılsımları götürüyor beni. Kendimi bambaşka yerlerde buluyorum. Hayalim bütün dünyayı kuşatacak kadar genişken, iradem elimde oyuncak. Bir martı çığlığı, bir vapur ıslığı, bir deniz dalgası sessizliğinde bir yalnızlık benimkisi. Biraz suskun, sessiz, içten; ama daha çok nahif. 

Yalnızım.

Kitaptan yollar var önümde. Kaldırımdan hikâyeler. Bir sokak lambasının altında gecenin zifiri karanlığını bekleyen bir adam yalnızlığındayım. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan ya da çok şeyi olan gelecekten. Bir güvercinin gözlerindeki tedirginliği, yüreğindeki korkuyu hiç gördünüz mü? İşte öyle bir boş vermişlik bendeki. Ya da görevini yapma azizliği. İçindeki korkuya, gözlerindeki tedirginliğe rağmen yürüyen, ilerleyen bir güvercin yalnızlığı. Çevresine inat, korkularına inat yaşayabilmenin baş döndürücü atmosferi.

Yalnızım.

Bazen yığınları yan yana koysan içinden tek bir samimî yürek çıkmaz. Bazen de bir yürek bütün yığınlara bedeldir. Olduğun yerde sebatla, azimle, yolundan döndürmek isteyenlere kulağın tıkalı, inandığın değerlerin önünde el pençe divan duran, ama yalnızlıktan bir türlü kurtulamayan bir yüreksen, yığınlarla insanlığın arasındaki fark sensin. Böyle insanlar yığınlara inat insan olanlar, insan kalanlardır. Ve bunlar asla yalnızlıktan kurtulamayacaklardır. Çünkü böyle insanların sayısı azdır.

Yalnızım.

Aşkın gemisinde, yıldızlı gökyüzünde semaya uzanır ellerim. Bir heyecan dolar yüreğime, içimde sımsıcak taşıdığım. Sessiz bir çığlığa dönüşür sükûtum, itirafından aciz kaldığım. Beni bende dirilten, beni bende yoğuran, beni bende bitiren. Bir martı havalanır sonra, uzak şehirlere, dipsiz denizlere doğru. Bu gemi yolculuğumun adını koyar. Bu gemi sonsuzluğu benliğimde yakalar. 

Yalnızım.

Yalnız olmak, yalnız kalmak bir el açışı gibi semaya. Ilık, sıcak, sımsıcak duygular anaforu gibi saklı. Bir zifiri gecede, bir mum ışığında, bir tatlı gülümseyişte, bir sıcacık selâmda. Ta içten, derinden bir duygu aktarımında. Her haliyle büyüleyen, efsunlayan bir duruşta. Çağları geçen, zamanları yırtan, maddiyatı boğan bir kutlu seslenişte. Kutludan gelen ilâhî nağmelerde. Yalnızlığın şarkısı her zaman hüzünlü kokmaz. İnsan bakmayı bilirse, dinlemeyi öğrenirse bu şarkı, dinleyebildiğiniz en iyi müziktir. Yalnız güneş, yalnız ay, yalnız kutup yıldızı, yalnız Kâbe-i Muazzama yalnızlık şarkısının güfteleridir. Yalnızdır, eşsizdir, biriciktir. Ve bu asla bir eksiklik değildir. Şarkısını güzel söyleyen, duygusunu doğru aktaran, derdini, ıztırabını, çilesini düzgün iletebilen bir dâvâ neferi, mutlaka derdini anlayacak dâvâdaş, kardeş, yoldaş, çiledaş da bulacaktır. Her gönülde yağmur yağdıracak, her yürekte çiçek açtıracaktır. Ufku ümitsizlikle kararmış her gönlü, elindeki Nur hakikatleriyle silecek, yaşama neşvesi sönmüş yüreklere de ab-ı hayat denizinden bir katre olacaktır. Meyyit bir ruhun gözünün önünde nasıl dirildiğini hayretle müşahede edecek, onun dirilmesiyle de şevk atını sonsuza dek mahmuzlayacaktır. 

“Kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül” diyecek, ilmini ve ömrünü bu hal üzere tamamlayacaktır.

Mevlâ bizleri yalnızlığını dert, derdini en büyük sevgili bilenlerden eyleye… Âmin.

* * *

HAVVA KÜÇÜK KONUR
([email protected])

 

Okunma Sayısı: 2290
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı