"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yunus diye görünemedik

Emin Fırat
08 Nisan 2018, Pazar
“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat Sûresi -10)

Uzun süreli olağanüstü hal, yeni bir yönetim şekli oldu. Bu durum, ferdî ve içtimaî yönden çok mühim ve endişe verici değişiklikler meydana getirdi. Millet için bir külfet olmaya başlasa da OHAL ile yaşamaya alıştık.

Her şeyin normale döndüğü bir durumda, OHAL’in sürekli uzatılması, çözümünü de günden güne zorlaştıran, telâfisi çok uzun zaman alacak ciddî sıkıntılara sebep oldu. Özellikle davranışlarımızda menfi yönde değişiklikler meydana getirerek, in- sanî duygularımızın zayıflamasına sebep oldu.

Endişe ve korku her alanda hakim olmaya başladı. Herkes birbirinden korkar hale geldi. Ne olur ne olmaz, acaba beni de şikâyet ederler mi? İşimi kaybeder miyim? Aileme ve çocuklarıma bir zarar gelir mi? Endişesi duyulmaya başlandı. Korkularımız arttıkça arttı ve paranoyaya dönüşmeye başladı. Aile ve akrabalık ilişkilerimiz bozuldu.

Hak hukuk ve adaletten uzaklaşıldı. Mağduriyetlere sebep olan uygulamalar arttı. Saygı, sevgi, hoşgörü ve yardımlaşma gibi hasletlerimiz kayboldu. Halisane duygularımız köreldi. Mağdur ve mazlûmlardan bahsedildiğinde, “ama, fakat, ancak…” demeye başladık. Peşin hükümlü ol- duk. Önyargılarımızı aşamadık. Haksız ve hukuksuz uygulamalar karşısında, dillerimiz lal oldu. Konuşamaz hale geldik. Sessizliğe büründük.

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir; ona hıyanet etmez, yalan söylemez ve onu sahipsiz bırakmaz” ve “Mü’minler birbirini sevmede, birbirine acımada ve şefkat gösterme hususunda, bir vücud gibidir. Vücudun bir uzvu rahatsızlanırsa, diğer u- zuvlarda uykusuzluk ve ateş ile onun acısına ortak olurlar” buyuruyor Peygamber Efendimiz (asm). Ancak biz, acıma ve şefkat göstermede bir vücud gibi olamadık. Zor günlerimizde birbirimize sahip çıkmayı unuttuk. Dertlerimize derman, acılarımıza ortak olamadık. Kardeşlik duygularımız zedelendi.

Tarafgirlik girdabına kapılarak bertaraf olduk. Kutuplarda bile buzdağları erimeye başlamışken, biz kocaman buzdağları inşa ederek, iki kutuplu yerkürede yeni kutuplar meydana getirdik.

Güven duygularımız sarsıldı. Her şeyden şüphe ve tereddüt eder hale geldik. Korku ile yaşamak, adeta hayatımızın bir parçası haline geldi. Korkumuzdan mütevellit herkese ve her şeye karşı mesafe koymaya başladık. Dünyada bütün duvarlar yıkılırken, biz gönül dünyamızda yeni ve aşılamayan muhkem duvarlar inşa etmeye başladık.

Hiç bu kadar umutsuz olmadık. Güvenimiz sarsıldı, neye ve kime güveneceğimizi şaşırdık. İş bulabilmek için çaldığımız kapıların, yüzümüze bir bir kapanmasıyla, çaresizliğin ne olduğunu gördük. Yaşanan bunca acı ve sıkıntıları, kalplerimiz hissetmez, gözlerimiz görmez oldu. Üstad “Muhabbet uhuvvet sevmek İslâmiyet’in mizacıdır, rabıtasır.” der. Ancak biz bu rabıtayı kuramadık. Merhamet duygularımızın yerini kin nefret ve öfke adlı.

İnsanlık taş devri ve maden devrinden sonra, İlk çağ, Orta çağ, Yeniçağ ve Yakın çağ gibi dönemleri yaşadı. Sanayi devriminden sonra, bilgi, teknoloji ve bilişim çağlarını gördü. Uzun süreli olağanüstü hal, milletimize “korku ve endişe çağını“ yaşatmaya başladı.

OHAL uygulamaları ile Yunus Emre’nin“Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm” ifadesinde anlamını bulan insanlık, sevgi merhamet acıma yardımlaşma ve kardeşlik duygularını kaybetti. 

İnsan olarak ete kemiğe büründük, lâkin Yunus diye görünemedik ne yazık ki. 

OHAL bizi çok değiştirdi…

Okunma Sayısı: 2145
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı