"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Babaannem

Emine Sultan Çakır
16 Ekim 2021, Cumartesi
Yaşlılık garip şey.

Günün gecesi gibi. 1929 doğumlu babaannemle konuşurken epey tefekkür edilesi. Tevehhüm-ü ebediyetin bana ölmeyeceğim hissini verdiği bir gün fark etmiştim; her gün doğup her gün bir daha ölüyoruz aslında. 1 Sabah ilk uyandığımda meselâ; güçsüz ve mahmur, öğlene doğru epey kuvvetli ve dinç, akşama doğru bütün takatimi yitirmiş halde yatsıyı kılmaya çalışır halde buluyorum kendimi. Aynı ömür gibi işte; çocukken kuvvetsiz, gençlikte dinç, ihtiyarlıkta yorgun… Öğle vaktinde akşama bu kadar yorgun ve bitkin olacağıma ihtimal vermiyorum, ama fıtrî program benim ihtimal verip vermememe bakmıyor tabiî. Allah her gün hatırlatıyor ölümü, hazırlanalım diye. Fakat vâ esefâ, ekseriyetle gaflet ediyoruz.

Babaannemle benim aramda ölüme yakınlık bakımından fark olmamalı. Ecel gizli çünkü. Ama o hep daha yakın, sanki ben hep çok uzağım. Bana verilen şeyler hep benimmiş gibi; hafıza, dişler, gözler, hızlı hareket kabiliyeti… Benim de dişlerim dökülecek mi ihtiyarlıktan? Ben de gözlük kullanacak mıyım? Merdiven çıkmak o kadar zor gelecek mi? Peki ya hafıza? Unutacak mıyım yavaş yavaş, en iyi bildiğim şeyleri? Babaannemin dediği gibi “Gençliğin işi başkadır.” Son birkaç yıla kadar ayakta namazını kılan babaannem artık oturarak kılıyor. Daimî olarak Kur’ân okuyorken, gözleri yoruluyor da okuyamıyor artık. Teravih namazını kılmayı çok sevdiği halde dayanamıyor, tansiyonu çıkıyor. O halde ertelememek lâzım. Biz ölmezsek elbet ihtiyar olacağız. Ahiret azığımızı şimdiden hazırlamak gerek.

Bu mesele üzerine düşünüp, yazarken bir taraftan da okumaya başladım. Üstadım nasıl olmuş da “Eski Said’in on senelik gençliğini bana verseler, şimdi Yeni Said’in bir senelik ihtiyarlığını vermeyeceğim” 2 diyebilmiş? Bunu anlayabilmek için İhtiyarlar Risalesi’ne, 26. Lem’a’ya baktım. Başlangıçtaki âyetler çok güzel. Meryem Sûresi’nin ilk dört âyeti; “Kâf-hâ-yâ-ayn-sâd. Bu, Rabbinin Zekeriyya kuluna lutfettiği rahmetin anlatımıdır. Hani o, alçak sesle Rabbine yalvarmıştı. ‘Rabbim!’ demişti, ‘Benim kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Ben Sana ettiğim duâlarda hiç eli boş dönmedim.’ ” 3

İhtiyarlığın en güzel tarifini Hz. Zekeriyya yapmamış mı? Her ne kadar âyetteki ifade Türkçe’ye “saçlarım ağardı” diye çevrilmişse de Arapça ibare “başım ihtiyarlıkla tutuştu” manasına daha yakın. Saçların ihtiyarlık ateşiyle tutuşarak beyazlaması gibi yani. İhtiyarlığın bu tarifinden hemen sonra ise en güzel teselli geliyor; “Ben sana ettiğim duâlarda hiç eli boş dönmedim.”

Bu başlangıçtan sonra okumaya devam ederken gördüm ki adım adım Üstadımın hayatından levhalar nazara veriliyor bu risalede. Herbir ricanın başında “İhtiyarlığa girdiğim zaman… Bir zaman gençlik gecesinin uykusundan ihtiyarlık sabahıyla uyandığım vakit… İhtiyarlığın âlâmeti olan beyaz kıllar saçıma düştüğü bir zamanda…” gibi ifadelerle başlayarak en üzücü, en rikkatli ihtiyarlık hadisatı içerisinde “Kur’ân-ı Hakîm’in kudsî tiryakı ne derece harikulâde bir ilâç ve parlak bir nur olduğunu” 4 ispat ediyor. Hususî dünyasının yarısı onun vefatıyla vefat eden yeğeni Abdurrahman ve Van’daki medresesinin harabiyetini gördüğü zamanlardan bahsi o kadar üzücü ki; bu kadar gam ve kederi insan nasıl kaldırır diye düşünürken Kur’ân’ın şifahanesinden gelen harikulade ilâçlar ve Nurlar imdada yetişiyor.

26. Lem’a hakikaten ilginç bir Risale. Başlangıcında “Yirmi altı rica ve ziya-yı teselliyi câmidir” ibaresi olmasına rağmen yalnız on altı rica ihtiva ediyor. Gerçi on beşinci ricanın başında bir haşiye var “… bu on beşinci rica, ileride bir Nurcu tarafından İhtiyarlar Lem’ası’nın tekmîline -telifine- me’haz olmak üzere yazıldı.” Demek ki ileride yirmi altı ricaya tamamlanacak. Acaba kimdir o mübarek zat ve nasıl yapacak bu işi? Her ne ise, biraz saded harici oldu. Konumuza dönelim…

Yine okumaya devam etmekle fark ettim ki; Üstadımı Üstad yapan şey, yani onu gafletten uyandıran ve Risale-i Nurlar’ı telif etmesine en kuvvetli bir sebep olan şey ölüm hakikatiymiş, rabıta-i mevtmiş. Rusya’daki esaretinde Volga Nehri’nin kenarındaki küçük camide, dostlardan müfarakat içerisinde gurbette vefat edeceğini hayal ederek ettiği niyazdan hemen sonra esaretten firar etmeye muvaffak olmuş. Daha sonra İstanbul’a geldiğinde bir iki senelik gafletten sonra Bayezid Camii’nde hafızların dilinden “Her nefis ölümü tadacaktır” 5 fermanını duyması, Çamlıca’daki evinde saçı ve sakalına düşen beyaz kılları fark etmesi, Yuşa Tepesi’nde ve Eyüp Sultan Kabristanlığı’nda ölüm üzerine yaptığı tefekkürler onda büyük bir uyanışın başlangıcı olmuş. İstanbul’dan şifre ile Ankara’ya dâvet edildiğinde ise aynı ruhî fırtınalar Ankara Kalesi’nin başında devam etmiş ve nihayet Eski Said, Yeni Said’e inkılâp etmiş. Birinci Şuâ’da ifade edildiğine göre “… rabıta-i mevt Eski Said’i Yeni Said’e çevirmiş ve daima hareket-i fikriyede Yeni Said’e yoldaş olmuş.”

Bu rabıta-i mevt, İhlâs Risalesi’nde “ihlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi” 6 olarak gösteriliyor. Biraz üzerinde çalışmak lâzım sanki değil mi? Hem İhtiyarlar Risalesi gençler için yazılmış derler, okumak lâzım. Son olarak Birinci Şuâ’dan bir alıntıyla bitirelim: “Mevtin muammasını ve tılsımını Risale-i Nur ile o açmış, o dehşetli yüzün altında ehl-i imana çok ünsiyetli, sürurlu, nurlu bir hakikat keşfedip ispat etmiş.”

(Genç Yorum dergisi, Temmuz 2021 sayısından alınmıştır.)

Dipnotlar:

1) Bu söylediğim hakikat yeni bir şey değil aslında. Fakat hakikatler bilindik de olsa herkesin kendi dünyasında bir “fark ediş”i vardır malûm. Ben de kendi dünyamda bu hakikati o zaman fark etmiştim.

2) Yirmi Altıncı Lem’a, Dokuzuncu Rica.

3) Kur’ân Yolu Meali, Meryem Sûresi.

4) Yirmi Altıncı Lem’a, On İkinci Rica.

5) Âl-i İmran, 3.; Enbiya, 21.; Ankebut, 29.

6) Yirmi Birinci Lem’a, Dördüncü Düstur.

Okunma Sayısı: 9290
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüsniye Türeli

    16.10.2021 07:20:31

    Yorumu yazan HüsniyeTüreli

  • Mehmet Türeli

    16.10.2021 07:18:42

    Tebrikler kızım, güzel bir konu güzel bir yazı, devamı bekleriz inşaAllah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı