"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Endişeli Muhafazakârlar Çağı

Erat KOCAOĞLAN
14 Nisan 2015, Salı
Bu başlık sosyolog Volkan Ertit’in, Türkiye gün geçtikçe muhafazakârlaşıyor söyleminin aksine, Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde sekülerleştiğini ve dinden uzaklaştığını iddia eden, bu tezi savunan son kitabının ismi.

Kitabın hikâyesi şöyle: 2010 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü Doktora mülakatında, Sosyoloji profesörünün Volkan Ertit’e “doktoranızda ne çalışacaksınız” sorusuyla başlar. Volkan Ertit ise şöyle cevap verir: ”Hocam, ben genel algının aksine Türkiye’nin sekülerleştiğini, dinin gücünü ve prestijinin azaldığını, yeni neslin kendilerinden önceki kuşaklara nazaran dine daha uzak olduklarını düşünüyorum. Ve doktora tezimde de bu toplumda dinin hayattan çekilmesinin ardında yatan sebepleri çalışmak istiyorum” der. Bunun üzerine sosyoloji profesörü kendisine, Türkiye’nin her geçen gün İranlaştığını ve bu düşüncesinin yanlış olduğunu söyler. Tabi Volkan Ertit doktoraya kabul edilmez. Ama hikâye burada bitmiyor.

Özellikle AKP’nin kurulmasıyla beraber toplumda oluşan “şeriat gelecek” söylemlerinin yaygınlık kazanması, Cumhuriyet gazetesinin dindarlaşmak olgusunu ve düşüncesini  “tehlikenin farkında mısınız” haber ve başlıklarıyla veriyordu. Hatta dindarlaşma ve şeriatın gelmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri’ni darbe yapmaya davet eden, bunun için yazıp çizen aydınlar vardı. AKP  iktidara geldiğinden beri de, en büyük eleştiri buradan geldi. Hayat tarzına müdahale endişesi en çok korku duyulan siyasi argümana dönüştü. Peki, AKP iktidarda durduğu süre boyunca Türkiye muhafazakârlaştı mı? İşte Volkan Ertit “Endişeli Muhafazakârlar Çağı” kitabıyla bu soruya çok kapsamlı, gerçekçi ve tok bir cevap veriyor.

Volkan Ertit, gündelik örnekler ve zengin bir akademik çalışmayla ele alıp temellendirdiği sekülerleşmeyi, dinin tamamen toplumdan kopması olarak görmüyor. Ertit; sekülerleşmeyi, “belli bir zaman dilimi içinde dinin, dinimsi yapıların ve halk inançlarının toplumsal düzeydeki prestijlerinin ve topluma etki etme güçlerinin göreli olarak azalması” şeklinde tanımlıyor. Yani diyor ki, sekülerleşen bir toplumda insanlar hâlâ bir inanç sahibi olabilir, dini görevlerini yerine getirebilir ve hatta dini inanca sahip olanların sayısında düşüş dahi gerçekleşmeyebilir. Çünkü sekülerleşme dinsizleşme değildir, dinin günlük hayatta referans noktası olmaktan nispeten uzaklaşmasıdır. Bu yaklaşım şekli hepimizin sokakta gördüğü gerçeği yansıtmıyor mu? Fazlasıyla yansıtıyor diye düşünüyorum.

Türkiye’nin son yarım asırdır yaşadığı sosyo-ekonomik dönüşümlerini sekülerleşme için elverişli bir atmosfer oluşturduğunu ifade eden sosyolog Volkan Ertit, bunu istatistiksel verilerle destekliyor. Ertit tezini şu 11 tesbit üzerinde temellendirmeye çalışmıştır. “1) Yeni kuşaklar eski kuşaklara göre az dindardır. 2) Toplumsal düzlemde eşcinselliğin görünürlüğünde belirgin bir artış gerçekleşmiştir. 3) Evlilik öncesi flört sayısında artış vardır. 4) Evlilik öncesi ya da evlilik dışı cinsellikte artış gerçekleşmiştir. 5) Doğaüstü güçlere olan inançlarda azalış gerçekleşmiştir. 6) Farklı inanç grupları arasındaki evlilikler artmıştır. 7) Toplumda vücut hatlarını belli edecek kıyafetler tercih edilmeye başlamıştır. 8) Dinin toplumsal alandaki prestijinde ve gücünde azalış gerçekleşmiştir. 9) Medya dili sekülerleşmiştir. 10) Toplumsal tartışma dili daha seküler hâle gelmiştir. 11) “Kutsal”ların günlük pratiklere olan etkisi azalmıştır.”

Peki, şimdi durup bir muhasebe yapalım. Söz konusu 11 maddeye katılmamamız için vereceğimiz gerçekçi bir cevabımız var mı? Maalesef. Kitabı okurken başından beri aklımda hep bir şey vardı. Kim bilir belki de ”Bu din garip geldi garip gidecek” hadisini bu çerçevede anlamalıyız diye düşündüm.

Okunma Sayısı: 3149
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı