"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sartre’nin anonim hissi

Erat KOCAOĞLAN
01 Nisan 2015, Çarşamba
İnsanın bilmesi gereken bir şey var ki o da buraya ait olmamasıdır. Bu gerçek her canlının ölümlü olmasıyla âdeta tescillenmiş ve kesinleşmiştir.

Allah, “Her nefis ölümü tadacaktır” deyip bunu ilan ediyor. Bizler dünyanın geçici sakinleriyiz. Efendimizin tabiriyle bir ağacın altında gölgelenmek kadar kısa bir zamanın misafirleriyiz. Ama maalesef bu duygu ve düşünceyi içselleştirmeme gibi bir problemimiz var. Buraya ait olmadığımızın bilincini gırtlaklarımızdan aşağıya indiremiyoruz. Hayat sistemlerden çok daha değerli ve keşfedilmeye layık bir alandır. Modern ve ondan sonra sökün eden postmodernizm dünyasında işler yolunda gitmiyor. 

Organik yapı parçalandı. Kalplerimiz tabiri caizse Babil faciası. Birbirimize anlatacak hiçbir şeyimiz yok. Bütün gezegeni birkaç saat içinde belki on kez toptan imha edecek miktarda nükleer silah depolanmış durumda. Küresel çapta mevcut olan bu korku ve rekabet hangi sorunun su yüzüne çıkmış hali acaba? Allah’ın, ahiretin, sonumuzun, imanımızın yâda bütün üniteleriyle kendimizin ne kadar farkındayız?  Sofistlere taş çıkartacak ölçülerle meselelere bakıyoruz. Hedefler yalnızca bu dünya için konuluyor. Her tarafımız başka bir ötekiyle düşman. Hangi yasak ağacın meyvesini yedik bilemiyoruz. Bütün bunlar şunu işaret ediyor ki; içimizde, evimizde, sokaklarımızda ve caddelerimizde ontolojik bir boşluk var. Çünkü modern dünya buraya neden geldiğimize cevap veremiyor. Çünkü modern dünya insanı Allah’a karşı özerkleştirdi. Mutluluğu salt bu dünyaya hasrettiler. Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerin tamamında nüfusun neredeyse yarısı antidepresan ilaçları kullanıyor. Bu ne anlama geliyor? Bunun sebebi neyden kaynaklanıyor. Bu ciddi cevap verilmesi gereken soru. Akıl, kalp, vicdan ve iman beton blokajlar altında kaskatı kesilmiş sanki.

Albert Camus, Jean Paul Sartre gibi filozoflar Allah’a inanmayan insanlardı. Düşünce yapısı olarak maddeciydiler. Ama ilginçtir ki bu insanlar duygusal ve ruhsal bakımından maddeci değildirler. Tam aksine Sartre’nin ruhsal ve mistik yönü çok zengindir. O, Allah’ı kâinattan kaldırdığı zaman işin içinden çıkamıyor ve düşüncesi kriz geçiriyor. Sartre Allah’ın yokluğundan dolayı üzülmekteydi. Sartre’nin eserlerindeki karamsarlık kalbinde Allah’a yer olmadığından kaynaklanmaktaydı.  Çünkü insan Allah’a tabiidir. İnsanın menşei Allah’tır. Sartre, Allah’ı kâinatın merkezinde kardırdığı zaman her şey anlamsızlaşıyor.  Yine kendi ruhunun görünmeyen merkezine doğru şiddetli bir istek ve arzu duyan Sartre’nin bu hissinin sebebi ne olabilir ki? Sartre’nin bu duygusu, Strenberg’in, “ben buraya ait değilim” tespitinden başka bir şey değil.

Allah’sızlığın ortaya çıkaracağı bir düzenin adı yalnızca anlamsızlık ve kaos olur. Merkezinde Allah’ın olmadığı bir kâinat başıboş olur ve sahici bir değeri de bulunmaz. Anlam yalnızca Allah’la var olan bir şeydir. Sartre bu açıdan Allah’ın varlığı hakkında anonim bir hisse sahiptir. Bediüzzaman Said Nursi “Bir köy muhtarsız olmaz, bir iğne ustasız olmaz” diyerek varlığın sahibini insanın gündemine bir kere daha taşıması es geçilmeyecek kadar hayatidir. Bunun tam aksine Allah’ın varlığını sosyal darwinizm yoluyla inkâr edip, zihinlere ve kalplere karşı bir sekülarizasyon operasyonla inkâr-ı uluhiyeti yerleştirmeye çalışanlar da hep olacak.

Okunma Sayısı: 1805
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı