"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hazret-i Ömer’in (ra) hassasiyeti

Erdoğan AKDEMİR
16 Temmuz 2015, Perşembe
Bir ömürlük zaman dilimine, ömürlere sığmayacak hayırlı işler sığdıran Hz. Ömer (ra) döneminde, o İslâm halifesinin huzuruna bir sofra getirilip herkes o sofraya oturuyor.

Yemame Savaşı’nda sağ kolunu kaybeden Hz. Amir’in bütün ısrarlara rağmen uzak durması ve bunu gören Hz. Ömer’in dikkatini çekiyor. 

Şu sözlerle hârikulâde inceliğini ve kadirşinaslığını gösteriyor:

“Senin sofraya oturmayışının sebebini bildiğimi sanıyorum. Sağ elin olmadığı için sol elinle yemek zorunda olacaksın. Bu yüzden sofradan uzak duruyorsun!

 Şunu iyi bil ki, içimizde (senden başka) bir uzvu kendisinden önce cennete gitmiş kimse yoktur. Senin oturmadığın sofraya oturmak bizim için çok acı olur. Oturduğun sofraya oturmak ise şereflerin en yücesidir. Gel aramıza katıl.

Bizi bir organı kendisinden önce cennete gitmiş bir büyük insanla yemek yeme şerefine kavuştur. 

Hiç olmazsa biz de böyle teselli olalım diyelim ki:

‘Ey Rabbimiz!  Biz, Senin yolunda bir organımızı feda edemedik, ama feda eden bir kardeşimizle bir sofrada oturduk. Onun hürmetine bizi affeyle. ‘(İ. Refik Edep Ya hu!)

Misver b. Mahreme anlatıyor: “Hz. Ömer (ra) bir gece Abdurrahman b. Avf’ı (ra) yanına alarak şehri teftişe çıktı. Gezerlerken bir evden bir ışık sızdığını gördüler. Hemen o tarafa yöneldiler. Eve yaklaştıklarında baktılar ki kapı kapalı, içeriden bir takım anlaşılamaz sesler geliyor.

Hz. Ömer (ra), Hz. Abdurrahman(ra) elinden tuttu ve:

-Bu ev kimindir, biliyor musun? diye sordu.  

-”Rebia b. Ümeyyeb. Halef’in evi. Şu anda içki içiyorlar, ne yapacaksın?

-Biz Allah (cc) yasak ettiği bir şeyi  bir işi yaptık. Çünkü Allah (cc) “birbirinizin suçunu araştırmayın” (Hucurat, 12) buyuruyor. Halbuki biz suç araştırdık,” dedi ve evdekilere ilişmeden döndü.” (Abdürrezak, Abdurrahman)

Evet, Ashab-ı Kiram (ra) Efendilerimiz farkında olmadan kusur araştırma yanlışına yönelseler, ondan hemen vazgeçerlerdi. 

Hazret-i Ömer buyuruyor ki: “Fazla gülmeyi terk edene heybet verilir. Fazla konuşmayı terk edene hikmet verilir. Fazla yemeyi terk edene ibadet lezzeti verilir. Mizahı terk edene ahiret sevgisi verilir. Başkasının kusurlarıyla uğraşmayı terk edene, kendi kusurlarını ıslâh etme imkânı verilir.”

“Allah’ım bizi bu sabah taksim edeceğin her hayırdan, hidayet vereceğin  nurdan, dağıtacağın rahmetten, vereceğin rızıktan, gidereceğin sıkıntıdan, kaldıracağın musîbetten ve koruyacağın fitneden en çok nasiplenen kullarından eyle.” buyuruyor.

 

Okunma Sayısı: 8126
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı