Bu takımlar arasında kim tur atlayıp, yarı finale yükselebilir sorusuna cevap vermek çok zor. Ancak, çok güçlü bir kadroya sahip ve iyi bir futbol oynayan Belçika’nın Galler önünde bir adam daha önde olduğunu söylenebilir.

Yine, Hırvatistan önünde Quaresma’nın attığı golle çeyrek finale zorlukla çıkabilen Portekiz, Polonya karşısında tura daha yakın görünüyor. Portekiz tam bir yıldızlar takımı. Her an Ronaldo’dan, Nani’den ya da Quresma’dan bir golün gelmesi sürpriz olmaz. Polonya  bütün gol umudunu Robert Lewandowski’ye  bağlamış. Onun dışında skoru değiştirecek  etkili bir golcüsü yok.

Çeyrek finalde yine erken final olarak görülen Almanya-İtalya maçı var. Almanya grup maçlarında ve son 16’daki rakibi Slovakya karşısında her zaman gördüğümüz disiplinden hiç taviz vermedi. Herkes bir makine düzeni içinde oynuyor. Bu yüzden hep başarılı sonuçlar alıyorlar.

İtalya ise bu turnuvada büyük bir sürpriz yaptı. Otoriteler İtalya’dan pek başarı beklemiyordu. Ancak son Avrupa Şampiyonu İspanya’yı devirerek bütün tahminleri altüst etti. İtalya’nın tipik kendine özgü bir futbol sistemi var. Savunma ağırlıklı futbol her zaman birinci kural. Bundan hiç taviz vermiyorlar. Orta sahadan kalabalık çıkarak, rakip kale önünde gol arıyorlar.

Çeyrek finalde bir diğer zor maç ise Fransa ile İzlanda arasında oynanacak. Fransa’nın evsahibi olma avantajı var. Tribünlerin büyük bir bölümünü Fransızlar dolduracak. İrlanda Cumhuriyeti önünde zorlanarak turu geçti. Genç Griezmann  Fransa’nın en büyük gol silahı.

İzlanda ise bu turnuvanın en parlak takımı. Hep zorlu maçlar oynayarak buraya kadar geldi. 333 bin nüfuslu bu ülkenin teknik patronluğunu yapan diş hekimi Lars Lagerback, İngiltere karşısında futbolcularına cesur, organize ve muhteşem bir futbol oynattı. Fransa önünde de İzlanda’dan yeni bir sürpriz beklenebilir.