"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul ve toplu taşıma araçları

Esin FİŞEK
27 Şubat 2017, Pazartesi
Herkesin bildiği ve yaşadığı şeylerin tekrarı niteliğinde olacak belki de bu yazı... Yine toplu taşıma araçlarını kullanan çoğu insanın yaşadığı cinsten olacak... Ama yazmadan duramadım.

Benim seyrek de olsa kullandığım bazı hatlar var. Genellikle tıka basa, insanları koyun gibi taşıyan hatlar... Birazcık insanca taşınmak için en az bir saat beklemen gerekir. Bazı saatleri atlatırsan eğer eve gidemezsin. Bu yolculuklar esnasında yaşadığım bazı gerçek hikâyelerden bahsedeceğim. (Daha beterlerini yaşayanlar muhakkak çoğunluktadır.)

522 ST denen otobüsle Kavacık’tan Çekmeköy’e doğru gidiyorum. Ayaktayım, ama rahatım; çok sıkışıklık yok. Ayakta duran 50-55 yaşlarında bir kadın aniden yere yığıldı. Hastaydı ve ayakta duramıyordu ve dahi yalnızdı. Hemen bir bey, “Beyler! Kadın hasta, ayakta duramıyor, bir kişi yer versin.” Çıt yok. Herkes birbirine bakmıyor bile. İkinci kez daha üst perdeden, bağırdı. Bu sefer bir kız çocuğu fırladı. (Kulaklık olduğu için kulağında). Yer verdi. Adam sesli sesli “Demek beyler deyince kızlar kalkıyormuş!” diye söylendi. Otobüsteki diğer insanların hiçbirinden hiçbir ses çıkmadı. Toplumsal dilsizlik yaşıyorduk.

Yine Üsküdar’dan 11 ÜS denen garabete binmiş Çekmeköy’e gidiyorum. Otobüs benim yolculuk yapabileceğim nitelikte. Yani sakin sayılır. Genelde gençler oturuyor, 50 yaş üstü insanlarla ayakta seyahat! ediyoruz. İki genç kız kendi arasında konuşuyor, bazen de gülüşüyorlar. Ama çevreyi rahatsız edecek kadar sesleri çıkmıyor.

Orta yaşlı bir bey “Orada oturup gülüşeceğinize bakın ananız yaşında insanlar ayakta onlara yer verin” diye bağırdı. Kızlar şaşkın şaşkın adama bakıp hemen yerlerinden fırladılar. “Görmedik özür dileriz” dediler. Yer verilen kişi “Yok yok oturun kızım” dedi.

Kızların gururu incinmiş olacak ki birtanesi bağıran adama döndü, “Sizin bu şekilde bize hakaret etmeye hakkınız yok, hem bakın orada erkekler de oturuyor neden onlara değil de bize bağırıyorsunuz!” Gerçekten hepsi 20 yaş altı olan gençler çoğunlukta oturuyordu.

Ana durakta otobüs bekliyoruz. Adının ne önemi var! Sıradayız. Ve..... otobüs geldi. İnsanların tamamı sanki yaydan fırlamış ok gibi otobüsün kapısına koşmaya başladı.

Sanki bir selin ortasında kalmış, ister istemez sürükleniyordum. Yüzde doksanı yirmi yaşın altında olan bu kalabalık doksan cm’lik kapıya hücum ettiler. Silâhlarını kuşanmış düşman üstüne yürüyen savaşçı mübarekler. Ama ne çare, ilerlemek mümkün değil.

İnsanlar sadece ve sadece kendileri var. Kendi seslerinden başka ses işitmiyorlar. Bütün konsantrasyonlarını kendilerine ve telefonlarına vermişler. Nasıl bir topluluk haline geldik? Ben bir garip vatandaşım. Yapıp edebileceğim elimin uzandığı kadar. İktidar sahibi muktedirler, bu konularda kafa yoranlar, ne düşünüyorlar acaba? Başkanlığın sihirli eli terörü bitireceği gibi, insanlığımızı geri getirir mi acaba?

Konuyla ilgili haber ve makaleler:

Kadınlar pembe metrobüste ısrarcı

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/kadinlar-pembe-metrobuste-israrci_409174

Okunma Sayısı: 3103
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı