"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat’lar biter mi?

Faruk ÇAKIR
27 Şubat 2015, Cuma
28 Şubat 1997’deki ‘süreç’e imza atanlar, bu ‘süreç’in bin yıl sürmesini istemiş ve bunu ilân etmişlerdi. 28 Şubat 1997’de yapılan Millî Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlarla bu süreç başlatılmıştı.

Görünüşteki hedef ‘irtica’yla mücadele idi. Tabiî ki ülkemizde ‘irtica’ denildiğinde neyin akıllara geldiği belli. Namaz kılmak, yerine göre oruç tutmak, hele hele başörtüsü takmak irticanın alâmetiydi.

Neticede çok çetin bir süreç devam etti. Yüzlerce değil, binlerce kişi mağdur oldu. İmam hatip liseleri başta olmak üzere bütün meslek lisesi öğrencileri ve dolayısıyla veliler de mağdurlar listesine eklendi. Başörtüsü taktıkları için okul kapılarından geri çevrilen öğrenci sayısını hatırlatmaya bile gerek yok. Ölçü o kadar kaçmış ve kaçırılmıştı ki, sadece öğrenciler değil, başörtülü veliler de üniversitelere giremiyordu. İstanbul Üniversitesi bir adım daha atmış ve konuşmacı olarak çağırdığı ‘yabancı uyruklu bir uzman’ı sırf başörtülü olduğu için kabul etmemiş, fiilen kovmuştu! Şimdiki gençler bunları duyunca inanmak istemez elbette, ama durum tam da anlatmaya çalıştığımız gibiydi.

Bütün bunlar yaşandı ve geçti mi? Başörtüsü yasağı büyük ölçüde sona erdi, ama ‘tamamen sora erdi’ diyemeyiz. Bir kişi, bir memur bile bu sebeple mağdur oluyorsa, problem devam ediyor demektir. Ayrıca, mağdur olanlar da haklarına kavuşması lâzım. Yine yetmez. Hakkın yerini bulması için, bütün bir ülkeye ve milyonlarca insana bu sıkıntıları çektirenler adalet önünde hesap vermelidir. Mesele burada tıkanmış durumdadır. Gerçi 28 Şubat sürecine imza atanların bir kısmı mahkeme önüne çıkarılmış, ama süreç bitmiş değildir. 

Bu noktada, gelişmeleri takip eden tarafların şikâyetlerinin dikkate alınması gerekmez mi? Kamuoyu, o günkü sıkıntıları unutmuş görünüyor. ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği), yaşanan süreci hatırlatıp “28 Şubat meşrû hale mi getiriliyor?” diye sormuş. 

ASDER açıklamasında; meşrû hükümete, anayasal düzene, TSK, yargı ve millî eğitim başta olmak üzere devlet bürokrasisinde görevli, inancını yaşama gayretinde olan kamu görevlilerine, üniversite ve orta dereceli okullarda çalışan öğretim görevlisi ve öğrencilerine, iş adamlarına karşı ‘tuzak’ kurulduğunu hatırlatmış.

Başka neler olmuştu: Yasa dışı bir örgüt olan BÇG vasıtasıyla 2000’e yakın TSK personeli tasfiye edilmiş, ordudan ayrılması sağlanmıştı.

ASDER, bu bilgilerden yola çıkarak “28 Şubat süreci açık bir darbedir” demiş. Peki, bu darbeye imza atanlar hak ettikleri cezayı aldı mı? ASDER’in kanaati: “Bugün itibari ile de mağdurların büyük çoğunluğunun mağduriyetleri orta yerde durmaktadır.”

Başlatanlarca bin yıl sürmesi istenen bu ve benzeri ‘süreç’lerin kesin olarak sona ermesi; millet olarak hakka, hukuka, adalete tam olarak sahip çıkmakla mümkün olur. Mahkeme sürecinin arzu edilen şekilde ilerlemesi umutları kırmış olsa da, bu sürece imza atanların millet nezdinde mahkûm oldukları bilinmelidir.

İnsanlar, ‘unutma hastalığı ile karşı karşıyadır’ tesbitini hiç unutmadan o günlerde neler yaşandığını hep hatırda tutmak ve hatırlamak lâzım. İbret ve ders almak ve yeni 28 Şubat süreçleriyle karşı karşıya kalmamak için yapmamız gereken budur.

28 Şubat’ın yıl dönümü buna vesile olur inşallah...

Okunma Sayısı: 1829
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı