"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB yolu açılır mı?

Faruk ÇAKIR
12 Mayıs 2020, Salı
Ülkemizin ekonomik ve siyasî krizleri aşması ve daha iyi noktalara gelmesi, yanlış işleri terk etmesine bağlı değil mi?

Bu konu hakkında görüş beyan eden uzmanların neredeyse tamamı; başta Avrupa Birliği olmak üzere bütün dünya ile diplomatik ve siyasî ilişkileri geliştirmeyi tavsiye ediyorlar. Kısaca, ‘dost ülke ve dost birlik’lerin sayısı ne kadar artarsa ekonomik ve siyasî krizler de o nisbette azalır.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, “9 Mayıs AB Günü” vesilesiyle yaptığı bir değerlendirmede Türkiye’nin AB ile ilişkilerini geliştirmesi ve yeniden ‘reform günlerine’ dönmesi çağrısı yapmış.

Koronavirüs salgını sebebiyle AB’nin sıkıntıya girdiğine ve ‘dağılmanın ucundan döndüğüne’ işaret eden Prof. Dr. Şen şöyle demiş: “AB, Türkiye’nin gündeminden düştüğü bu süreçte dağılmaktan kıl payı döndü. İspanya, İtalya, Fransa, Almanya ve eski AB ülkesinde ölümler tavan yaptı. Bunlar insanların moralini çok bozdu. Şimdi AB ülkeleri özel bir fon kurup bu konuda diğer ülkelerden bağışlar alarak diğer ülkelere yardım yapmak istiyor. Türkiye’nin bile bu fona bağışta yapması bekleniliyor.”

“Gümrük Birliği”nin güncellenmesi gerektiğine de dikkat çeken Prof. Şen, “(Türkiye’nin) Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda Almanya’nın direncinin kırılıp adım atması, ikinci adım olarak da Schengen Vizesi’nin Türkiye için kaldırılması olmalı. Esas beklenen Avrupa Birliği’ne özel statü de üye olan, fakat esas üye muamelesi gören İngiltere’nin boşalttığı üyeliğe Türkiye’nin özel statülü olarak üye olması. Bunu nasıl sağlayabiliriz?” diye sormuş.

Peki, ilişkilerin düzelmesi için ne gerekli? Prof. Dr. Şen’in görüşü şöyle: “Tabiî ki Türkiye’nin de insan hakları, basın özgürlüğü ve demokrasi konularında en azından Avrupa Konseyi’nin kriterlerinin yerine getirilmesi lâzım. Bu konuda AB, ilişkileri eski olan Türkiye’ye ciddî bir şans vermesi lâzım. Eğer AB bunu yapmazsa bundan sonraki krizlerde güç şartlar altında adımlar atmak zorunda kalır. AB’nin Türkiye’ye ciddî bir şekilde ihtiyacı varken Türkiye’nin de AB’ye her geçen gün ihtiyacı artıyor. 9 Mayıs 2020 tarihi hem AB’nin şapkasını önüne koyup düşünmesi gereken bir tarihtir. Aynı şekilde de 2002-2010 yılları arasında reformlarını hızlandıran Türkiye’nin de eski reform günlerine dönmesi için iyi bir başlangıç olabilir.”

Bakınız, her vesileyle “insan hakları, basın hürriyeti ve demokrasi” konuları gündeme geliyor. Türkiye geçen yıllarda “uyum paketleri” hazırlayıp açıklayarak bu noktada müsbet adımlar atmıştı. Pek çok kanun müsbet yönde değişmiş ve bu değişim ekonomi ve siyasete de yansımıştı. Sonra ne olduysa oldu, önce ‘yerinde say’mak başladı, sonra da maalesef ‘geriye gidiş, geriye dönüş’ göze çarptı. Peki, hak, hukuk ve adalet noktasında geriye doğru atılan adımlardan kim istifade etti? Elbette milletin bundan bir istifadesi olmadı. Tam aksine hem ekonomik hem de siyasî bedeller ödendi. Son yıllarda ortaya çıkan olumsuz tablo, bu geri adım atışlar sebebiyle değil mi?

Yeniden hak, hukuk ve adalet yolunun açılmasından başka çaremiz yok. Türkiye; büyük, zengin, âdil ve huzurlu bir ülke olmayı hak ediyor. O halde bu yönde adımlar atılsın vesselâm.

Okunma Sayısı: 1836
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    12.5.2020 03:07:06

    AB konusunu sık sık gündemde tutan makaleleriniz için tebrikler. Çok şeyin ilacı ve dahili bünyede alerjiye sebep olmadan, birçok iç gündem konularının çözüm adresi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı