"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ahlâk ve dürüstlük krizi

Faruk ÇAKIR
26 Mayıs 2018, Cumartesi
Her geçen gün zevale ve kıyamete doğru yuvarlanan dünyanın başı krizlerden de kurtulmuyor.

Bütün dünya ekonomik ve siyasî krizlerle boğuşup bunlara çare ararken, asıl krizin ahlâk ve maneviyatta olduğunu ise çoğu zaman unutuyoruz.

ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, akla gelmeyen ‘asıl kriz’e dikkat çekip ABD toplumunun ve  liderlerinin “artan bir ahlâk ve dürüstlük krizi”ne saplandığını söylemiş. (AA, 17 Mayıs 2018)

Rex Tillerson, Virginia Askerî Enstitüsü mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, “Liderlerimiz, gerçeği  saklamaya çalışırsa ya da biz, halk olarak artık gerçeklere dayanmayan alternatif gerçekleri kabul edersek, o  zaman ABD vatandaşları olarak özgürlüğümüzden vazgeçme yoluna gireriz” uyarısında da bulunmuş. 

Tillerson, Amerikalılar olarak toplumdaki ahlâk ve dürüstlük krizine karşı koyulmazsa Amerikan  demokrasisinin alaca karanlık yıllarına gireceğini de ilâve etmiş. 

ABD Başkanı Donald Trump’ın, 13 Mart 2018 tarihinde sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaparak, görevden aldığını duyurduğu Tillerson, bakanlıkta yaptığı veda konuşmasında, “En kıymetli varlığınız olan  dürüstlüğünüzü asla kaybetmeyin” diyen bir isim.

Tabiî ki “ahlâk ve dürüstlük krizi” sadece Amerika’da yaşanmıyor. Bu mesele bütün ülkelerin meselesi. Ülkemiz için söz konusu olduğunda “Bizde böyle bir kriz yok” diyebilir miyiz? Ahlâk ve dürüstlük  noktasındaki kriz, bizim de en temel dertlerimizden biri. Fakat nedense bu krizi görmek istemiyoruz. Ticaretten siyasete, eğitimden aliye kadar bu krizin temellerimizi sarstığını inkâr edebilir miyiz? Tek farkımız,  ABD’de yaşanan krizi dile getiren, hastalığa dikkat çeken, çare arayan siyasetçi ya da yöneticiler varken bizde yok. Canları sağ olsun, bizim idarecilerimiz övünmekten vakit bulup da dertlerimizi dile getirmeye zaman ayıramıyorlar. Rex Tillerson bu derde dikkat çekti diye Amerika bir şey kaybeder mi? Aksine dert görülmüş olur ve derman aranır. Bu bakımdan Türkiye’yi idare edenlerin de dertleri görmeleri, dile  getirmeleri ve çare aramaları icap eder.

“Ahlâk ve dürüstlük krizi”yle karşı karşıya olduğumuz inkâr edilemeyeceğine göre çare arayışını sürdürmek  gerekir. Merhum Eşref Edip, 1952 yılında ziyaret ettiği Bediüzzaman’ın şöyle dediğini aktarır: “Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum.” (Tarihçe-i Hayat, [Tahliller] s. 959)

ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Tillerson’u ürküten ve ülkesinin “artan bir ahlâk ve dürüstlük krizi”ne  sürüklendiğini söyleten de bu değil mi? Dünya büyük bir manevî buhran geçiriyor. Her ülke kendisine göre  çare arayışını sürdürür. Asıl olan İslâm cemiyetinin bu hastalığa karşı nasıl karşı koyacağıdır. Büyük kafalar gafleti bırakıp çarenin “ter ü taze iman esaslarında” olduğunu görmeli. 

Üstad Bediüzzaman’ın “Ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum” demesi boşuna değil. El  ele verip imanları kurtarabilirsek inşallah ahlâk ve dürüstlük krizi de ortadan kalkmış olur.

Okunma Sayısı: 3293
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı