"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’dan doğru teşhis

Faruk ÇAKIR
23 Mart 2019, Cumartesi 01:23
23 Mart, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin vefat tarihidir.

Her sene olduğu gibi bu sene de vefat yıl dönümü sebebiyle çeşitli programlar gerçekleştirilecek. Bu vesileyle 1960 yılının 23 Mart’ında Urfa’da Hakk’ın rahmetine kavuşan Risale-i Nur müellifi Üstadımızı rahmetle anıyor ve Cennette buluşmayı niyaz ediyoruz.

Her geçen gün ve yaşanan her hadise, İslâm âleminin ve insanlığın Risale-i Nur’da izah edilen Kur’ân hakikatlerine muhtaç olduğunu gösteriyor. İslâm âlemi ve insanlık, karşı karşıya olduğu dertlere doğru teşhis koyamazsa, doğru tedavi uygulayabilir mi? Zaman gösterdi ki Risale-i Nur hadiselere doğru teşhis koymuş ve doğru tedavi yollarını da göstermiştir.

Bilindiği üzere dünyanın karşı karşıya olduğu dertlerden biri de ırkçılık ve ırkçı anlayıştır. Milletler arasındaki ‘kavga’yı alevlendiren bu anlayış nasıl engellenecek? Bu anlayışın devletleri dahi savaşa sürükleme ihtimali olduğu bilinen bir durum değil mi?

Bediüzzaman en başta cehalet, fakirlik ve ihtilâfları ‘en büyük düşman’ olarak ilân etmek suretiyle farklı bir bakış açısı ortaya koymuştur. Bu meseleyi benzer şekilde ifade edenler de belki olmuştur, ama bunu öz bir şekilde, ‘vecize’ haline getirip insanlara anlatan Said Nursî Hazretleri olmuştur. Çok daha önemli bir nokta, Bediüzzaman’ın sadece ‘dert’leri değil, bunların dermanlarını, çare ve çözüm yollarını da ortaya koymuş olmasıdır. 

Cehalet, zaruret ve ihtilâf ‘düşman’larına karşı; sanat, marifet ve ittifak ile mücadele etme gerektiğinin ifadesi en isabetli çözüm yolu değil mi? Cehalet fakirlik ve ihtilâflar ancak sanat, bilgi ve birlikle hareket edilerek aşılmaz mı?

Bediüzzaman’ın çok dikkat çekici bir tesbiti de insanları ve hadiseleri değerlendirirken ‘iyi’ ve ‘kötü’yü ayırma noktasındaki hassasiyetidir. Ekseriyetin bütün Avrupa’yı kınadığı bir dünyada o, “Avrupa ikidir” diyerek farklı bir bakış açısı getirmiş ve bu noktada insanları ikna etmiştir. Aynı şekilde “fena ve fani adamların, güzel ve baki sözleri olabilir” diyerek insanları da toptan ‘iyi’ ya da ‘kötü’ ilân etmenin yanlış olacağını ortaya koymuştur. Bunu yaparken de ‘fena ve fani adamlar’ın ‘güzel ve baki sözleri’ni eserlerine almayı da ihmal etmemiştir. 

Bu bakış açısının sosyal hayata yansıması her zaman için müsbet neticeler verir ve vermiştir. İnsanları ve ülkeleri toptan reddetme anlayışı yerine her yerde ve her meselede ‘iyi’ler ve ‘fena’ların olduğunu bilmek hem tansiyonu düşürür, hem de bütün iyilerin bir araya gelmesini, ittihat ve ittifakların kurulmasını netice verir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin çok önemli bir farkı da ‘iş’in en başına “iman kurtarma”yı yerleştirmiş olmasıdır. Risale-i Nur eserlerinde üzerinde en çok durulan mesele iman kurtarma meselesidir. Çünkü sağlam bir iman olmadan toplumun ve cemiyetin ‘iyi’ olması mümkün olmadığı gibi, iyiliklerin kalıcı olması da mümkün olmaz.

Yaşadığımız günler, işlerin en başında ‘iman kurtarma’nın yer almasının ne kadar isabetli olduğunu bir defa daha gösterdi. Sebepler tahtında her şey var, ama cemiyet arzu edilen sağlamlığa ve huzura kavuşamadı. 

“Ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum. (...) Cemiyetin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun” diyen Bediüzzaman’ı bir defa daha rahmetle ve minnetle yad ediyoruz. Mekânı Cennet olsun inşallah. Amin.

Okunma Sayısı: 2611
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı