"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Birlikle ve birlikte

Faruk ÇAKIR
02 Ekim 2015, Cuma
Ülkemizin, topyekûn bir kaosa sürüklenmek istendiği noktasında tesbitler çoğalıyor.

‘İfsat şebekeleri’ bunun için değişik yer ve zamanda, değişik sebepler buluyor. Bir dönem sağcı solcu diyerek insanları birbirine düşürdüler, bir dönem başka bahane buldular.

Günümüzde bulunan bahane ise çok daha yaralayıcı. Maalesef kardeşin kardeşe küs olduğu, bazı babaların oğluyla arasına mesafe koymayı tercih ettiği bir dönem yaşanıyor. Bu tablo, bir bütün olarak cemiyetin temellerini sarsıyor ve belki de atom bombalarının veremeyeceği zarardan daha fazla tahribat yapmış oluyor.

Nitekim, Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nagehan Talat Arslan, tehlikeli gidişe dikkat çekip ikaz etmiş: “Bu milletin bağışıklık sistemi sadece ve sadece birlik ve beraberlik içinde olmakla güçlenir. Tarih tekerrür ediyor. Yine aynı bölgelerde [Ortadoğu] yine bu milletin ataları ile küresel güçlerin geçmişleri onlarca kez tekrarlanan benzer oyunları yaşadı. 8 yıl gibi kısa süren iktidarı döneminde Osmanlı’da Doğu meselesini halleden ve oğlu Kanuni’ye bu anlamda çok önemli miras bırakan Yavuz Sultan Selim kendi döneminde de benzer hastalığı hissetmiş olacak ki hayatının gayesini ve en büyük endişesini şöyle dile getiriyor. Milletim arasında ihtilâf ve ayrılık değil bu dünyada; kabrinde bile beni endişeye sevk eder. Saldırgan düşmana karşı birlik, beraberlik; dayanışma içinde olmak gerekir. Bu sıkıntıların çaresi; dayanışma, birlik olmazsa en büyük acıları yaşarım, kızgın demirlerle dağlanırım.” (Cihah bülteni, 1 Eylül 2015)

Milletini düşünenler için en yaralayıcı şey, ihtilâfa düşülmüş olmasıdır. İçinde bulunduğumuz hal, büyük ölçüde ‘ihtilâf’a düşüldüğünü akla getiriyor. İhtilâfın bir an önce bertaraf edilmesi, ortadan kaldırılmasına çok ciddî ihtiyaç var. Merhum Mehmed Âkif’in ifadesiyle, “Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez/ Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

Gelişen hadiseler, yüreklerin toplu vurmasını, aynı hedef etrafından bir olmasını engeller mahiyet kazandı. Yüreklerin toplu vurmadığı ülkelerin ne hallere düştüğünü görmek gerekir. İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, işte Irak, işte Libya, işte Suriye. 

Maruz kadığımız ‘ayrıştırma’ rüzgârını bir an önce tersine çevirip, bir ve beraber olmanın zeminlerini hazırlamalıyız. Cemiyet, bu yönüylü büyük bir ‘tamir seferberliği’ne muhtaçtır. Muhtaç olunan bu seferberliği de ancak Kur’ân eczanesinden süzülen hakikatlerle yapmak mümkündür. Kur’ân’ın asrımıza bakan hakikatli bir tefsiri olan Risale-i Nur, bunun için bulunmaz bir hazinedir. “İhlâs Risalesi” ve “Uhuvvet Risalesi”nden istifade ile bunu yapabiliriz ve yapmalıyız.

“Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 65) diyenler en önde gayret sarfetmeli ve milletimize kurulan “ihtilâf” tuzağını bozmalıdır.

Birlikle ve birlikte hareket eder, yüreklerimiz de toplu vurursa tuzakları boşa çıkarırız inşallah...

Okunma Sayısı: 1669
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı