"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bizi israf batırır

Faruk ÇAKIR
17 Aralık 2016, Cumartesi
Hatırlatmalar dikkate alınmıyor ama düşmanların yıkamadığı ülkeleri israfın yıkması mümkündür.

İsraf konusunda Türkiye’nin de iyi imtihan vermediği, ‘nimet’ olan ekmeği dahi israf ettiğimizden bellidir.

İsrafın bir yönü de kendi ürettiğimiz ürünler yerine görenek belası sebebiyle başka ülkelerde üretilen ürünleri tercih etmektir. Ülkemizdeki tarlalarda çifçilerimizin alınteri ile üretilen ‘elma’ yerine mesela Arjantin’den elma ithal etmek acaba bir cihetiyle israf olmaz mı?

Dünyanın bir köy haline geldiğin farkındayız. Dolayısı ile herkesin mümkün olan en uygun fiyata mal ve hizmet alması makuldur. İtiraz edilen nokta, benzer mal ve hizmetleri sırf adı ve markası yabancı ya da meşhur diye tercih edilmesidir.

Geçen gün duyulan bir haber gündemi epeyce meşgul etti. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kahyaoğlu, 3. havaalanında yerli mermerlerin kullanılmak istenmediğini açıklamıştı. (http://www.imib.org.tr/tr/3-havalimaninda-yerli-mermer-soku, erişim: 15 Aralık 2016) 

Bu bilgi üzerine tartışmalar artınca bir gün sonra İstanbul’da yapılmakta olan 3 havaalanı inşaatını yapan

İGA Havalimanları İnşaatı Üst Yöneticisi (CEO) Yusuf Akçayoğlu mukabil bir açıklama yaptı. Akçayoğlu, İstanbul Yeni Havalimanı’nda yerli mermerin kullanılmaması ile ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığını, tamamen asılsız ve yurt dışından mermer ithalatının söz konusu dahi olmadığını söyledi. (AA, 16 Aralık 2016)

Ancak İGA Havalimanları İnşaatı Üst Yöneticisi (CEO) Yusuf Akçayoğlu’nun açıklamalarının tamamına bakıldığında bir sıkıntı olduğu anlaşılıyor. Açıklamanın bir yerinde şöyle denilmiş: “(Türkiye’deki) Bu ocakların üretim kapasitelerini değerlendirdik ancak bu ocaklarda istediğimiz miktarın, istediğimiz sürede üretilemeyeceğini tespit ettik.”

Netice olarak kalite ve uygunluk bakımında yerli ürün varsa, sadece ‘desinler’ için ithal ürün kullanmak israfa da kapı açar. Şunu da unutmayalım ki, yüksek teknoloji gerektirmeyen bazı ürünleri bile üretmekten vazgeçip ithalat teşvik ediliyor. Düşünün ki, en pahalı ‘odun’ ülkemizde satılıyor. (Merak edenler şu yazıya bakabilir: http://www.yeniasya.com.tr/faruk-cakir/en-pahali-odun-turkiye-de_407235)

Tarımdaki israfa da dikkat çekmek lazım. 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “2006 yılı başından 2016 Ekim ayı sonuna kadarki süreyi kapsayan 10 yıl 10 ayda (...) toplamda 97,5 milyar dolarlık tarım ve gıda ithalatı yapıldı. Bunun büyük bölümü yurt içinde üretilen veya üretim açığı kapatılabilecek ürünler. (...) Acilen sulama yatırımları tamamlanmalı, üretim açığımız olan ürünler daha fazla desteklenmeli. (...) Buğday üreticisi bir ülke olarak 142 milyon dolarlık ekmekçilik ve pastacılık ürünleri ithalatı yapmamalıyız. (...) Çay, şeker, bal ve şekerli mamuller üretimi ülkemize has ürünlerken bunlara yıllık 189 milyon dolar ödememizi açıklayamıyoruz. (...) Tarımda iyi bir planlamayla ithalatı yarı yarıya azaltırız. Kahve, kakao gibi ürünleri Türkiye’de yetiştiremeyiz ama ithal ettiğimiz çoğu ürünü ülkemizde rahatlıkla üretiriz.”

Sırf iyi reklam ediliyor diye ithal ürün kullanmak bizi israfa batağına sürükler. Her ne ad altında olursa olsun israftan uzak duralım, durmayanları tatlı dille ikâz edelim.

Okunma Sayısı: 2956
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı