"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu günler fırsat olabilir

Faruk ÇAKIR
08 Mayıs 2020, Cuma 00:04
Muhtemelen önümüzdeki yıllarda “virüs salgını öncesi, virüs salgını sonrası” gibi tabiri daha fazla kullanılacak.

Çünkü sadece ekonomi sahasında değil, eğitimden sosyal hayata, çalışma sisteminden satış sistemine kadar pek çok sahada ciddî değişiklikler ve değişmeler yaşandı ve yaşanacak gibi görünüyor.

Meselâ, önceleri belli saatte işyerinde olmak ve ‘kart basmak’ ya da imza atmak icap ederdi. Bazı iş kolları için salgın sonrası bu durum değişti. Artık bazı işverenler, “İşe gelmeyin, evden çalışın” demeye başladı. Aynı şekilde okullarda ve eğitim sisteminde de ciddî değişiklikler oldu ve oluyor. “5 dk. geç geleni okula almam, sınıfa almam, yok yazarım” diyen idareciler “Evde kal, dertlerini internetten takip et” tavsiyesinde bulunuyor. Daha bunun gibi ciddî ve köklü başka değişiklikler yaşanması da bekleniyor. 

Medya sahasında çalışanlar da bu gelişmelerden en çok etkilenenler arasında yer alıyor. Haber spikeri ve program sunucusu Balçiçek İlter’in, koronavirüs salgını sonrası televizyon yayıncılığının geleceğiyle ilgili görüşleri dikkat çekici. Gazeteci İlter, ‘korana günleri’ni anlatırken şöyle demiş: 

“Çocuklarla birlikte yeni bir döneme adapte olmaya çalışıyoruz. Çocuklar, online eğitim için bilgisayar ya da tablet başına geçiyor, ben toplantılarımı yapıyorum. (...) Bu süreç hepimize bir fırsat sundu. Bardağın dolu tarafını da görmek lâzım. Zaman geçirmemiz, önceliklerimizi belirlememiz için önemli bir fırsat bu karantina günleri. İyi değerlendirdiğimizi düşünüyorum.” (tivitrend.com, 25 Nisan 2020)

Sabahtan akşama kadar haber izlemek yerine başka şeylerle oyalanmaya başladıklarını belirten TV sunucusu İlter’in televizyon yayıncılığı ile ilgili tesbiti de mühim: “Halkı hiçbir zaman küçümsememek lâzım. Çünkü gerçekten iyi bir işse alıyor hemen ve buna tepkisini çok güzel veriyor. Ama maalesef program ve dizi formatlarına kanal yöneticileri karar veriyor. Yani talepler doğrultusunda bir iş yapılmıyor. Kanal bir sürü şey sunuyor, onun içinden iyisini ya da kendine göre olanını seçiyor halk. Halkın isteğine göre sunulmuyor.”

TV kanallarında ‘hep aynı konuşmacı’ uygulamasına da itiraz eden İlter, “Haberciliği bu yüzden bıraktım. Bir şey katamıyorsunuz. Konuk bile katamıyorsunuz. O dönem bunları yapabiliyorduk. Gündemimizi kendimiz belirleyebiliyorduk. Şimdi böyle bir şey yok. Yani kadın haklarında uzman olan virüs konusunda da uzman olabiliyor, aşı konusunda da. Yemek uzmanı da olur, Ramazan da konuşur o.”

Pek çok gazetecinin başına gelen ‘ses kaydetmeyen teyp’ hadisesi gazeteci Balçiçek İlter’in başına da gelmiş: “20’li yaşlardayım. Aktüel dergisinin Ankara temsilcisiyim. Önemli gazetecilerle beraber köşke çıktık. Herkes açtı teybini. Çok heyecanlıyım. Yaptık röportajı, çıktım. Bastım teybe, hiçbir şey almamış. Kapıya çıktım, başladım ağlamaya. Danışmanı geldi, içeri aldılar. Süleyman Bey (Demirel) müthiş bir adamdı. Allah rahmet eylesin. Gel bakalım sen dedi, sana özel röportaj vereyim ben dedi. Öyle bir röportaj verdi ki bırak Aktüel’i, Sabah’a manşet olmuştuk.”

Virüs salgını herkes için hem imtihan hem fırsat. Ama özellikle medya için. Bakalım değişim hangi yönde şekillenecek?

Okunma Sayısı: 2285
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı