"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu uçurumdan düşmeyelim

Faruk ÇAKIR
20 Ekim 2014, Pazartesi 08:00
Zenginler ile fakirler arasındaki uçurumun büyümesi dünya için büyük bir tehdit ve tehlike olmuş durumda. Öyle ki, ABD Merkez Bankası (FED/Federal Reserve Bank) Başkanı Janet Yellen bir açıklama yaparak dünya ülkelerini ikaz etmek mecburiyetinde kalmış.

FED Başkanı Janet Yellen, Amerika’daki gelir dağılımı eşitsizliğinin son 100 yılın en yüksek seviyesine çıktığını ve bu durumun kendisini derinden endişelendirdiğini söyleyip şöyle devam etmiş: “Son 20-30 yılda derinleşen eşitsizliğin, en zenginler için kayda değer gelir artışı ve çoğunluk için düşen hayat standartları olarak özetlenebileceği bir sır değil.”

FED’in Boston Şubesi tarafından düzenlenen “Ekonomik Fırsat Eşitsizliği” konulu konferansta konuşan Yellen, konuşmasında artan gelir dağılımı eşitsizliğine karşı neler yapılabileceği konusuna da işaret etmiş. Eğitimin gelir eşitsizliğiyle mücadelede önemli yer tuttuğunu hatırlatan Yellen, özellikle erken çocukluk dönemine yönelik programlara yatırım yapılması ve yüksek öğrenim maliyetinin düşürülmesi gerektiğini söylemiş. Yellen, girişimciliğin ve tasarrufları arttıracak adımların da gelir dağılımındaki eşitsizliği azaltacağını sözlerine eklemiş. (AA, 17 Ekim 2014)
Gelir dağılımının bozulmuş olması sadece Amerika’nın derdi değil ki. Türkiye de dahil hemen her ülkede bu sıkıntı yaşanıyor. Oysa bütün dünyada idarecilerin iddiası, hayat standartlarını yükseltmek, gelir dağılımını düzeltmek ve adaleti sağlamaktır. Uluslar arası kuruluşların hedefi ve maksadı da budur. Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler ya da NATO gibi kuruluşların nihaî dünyanın huzuru ve insanların mutluluğu değil mi? Dünyanın herhangi bir köşesinde haksızlık, adaletsizlik ve fakirlik varken; başka bir köşesinde yaşayan insan rahat ve huzur içinde olabilir mi?
Bütün dünyayı etkileyen bu probleme çare olarak eğitim ve tasarrufun görülmesi her halde tesadüf değildir. İnsanların kalplerine yasakçı koyacak bir eğitim ve bir parça ekmeği, bir tohumu, bir dakika ömrü israf etmekten çekinen bir tasarruf anlayışına muhtacız.
İslâmın tesis ettiği zekât müessesesinin de gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltecek bir yol olduğu unutulmamalıdır. Milyar dolarlara sahip olan zenginler, Bediüzzaman’ın işaretiyle “Zenginler, zekâtlarının zekâtlarını vermiş olsa” acaba dünyada hiç fakir kalır mıydı?
İşçi-işveren, zengin-fakir gibi tabakalar arasındaki uçurumu kapatmak, bu hususta çalışmalar yapmak Türkiye’yi idare edenlerin de vazifeleri arasındadır. Zekâtı, selâm gibi yaymak durumundayız. Ne yazık ki bu husustaki hassasiyetler çok tahrip edilmiş durumda. Kimileri, devlete verdiği vergiyi zekât gibi düşünmekte; kimileri de başka bahanelerle “fakirin hakkı olan” zekâtı hak sahiplerine vermiyor. Neticede cemiyeti meydana getiren tabakalar arasındaki ‘köprü’ler yıkılıyor ve aradaki uçurum gittikçe açılıyor. Amerika’dan gelen bu tehlike işareti, bizi de doğrudan ilgilendiriyor. 
Yarından tezi yok, zekâtın yaygınlaşması ve hak sahiplerine ulaşması için yoğun bir çalışma ve kampanya başlatmak durumuntayız. Aksi halde zengin ve fakir arasındaki uçurum, Allah muhafaza kapanamayacak derecede büyük ve hepimiz o uçuruma düşebiliriz. 
Duâmız, milletimizin ve memleketimizin böyle bir tehlikeden muhafaza olmasıdır. Amin.

Okunma Sayısı: 1208
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı