"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu yanlışlar yapılırken hepiniz oradaydınız!

Faruk ÇAKIR
28 Kasım 2014, Cuma
Birileri, neye hizmet ettiklerini bilmeden Risale-i Nur’a ‘bandrol yasağı’ başlattılar. Onlara göre mesele, tereyağından kıl çeker gibi halledilecekti. Evdeki hesap çarşıya uymadı ve “15 günde hallolur” denilen mesele 250 güne yaklaştı hâlâ çözülemedi. Çözülmek bir yana, artık mesele, kendilerinin de itirafıyla ‘içinden çıkılmaz bir hal’ aldı.

“Bandrol yasağı” başladığı ilk günden itibaren bu hadisenin yanlış olduğunu ifade etmeye çalıştık. Onlar ısrarla “Hayır, bu yolla Risale-i Nur’un tahrif edilmesi, bozulması önlenecek” dedi. Neticede kanun çıkarılarak Risale-i Nur’un yayın haklarına el konuldu, bir anlamda kamulaştırıldı, ‘tekel’ haline geldi. Bu tesbite de itiraz ettiler. “Hayır, tekel yok. Risale-i Nur’a ‘devlet’ sahip çıkacak. Dün yasaklıyordu, şimdi sahipleniyor. Buna sevinin” diyerek önce kendilerini sonra da kamuoyunu yanıltmayı tercih ettiler.
Peki bu günkü duruma bakalım: Fiilen, 250 güne yakındır Risale-i Nur basmak isteyen yayınevleri bu imkânı bulamıyor. Demek ki ‘bandrol yasağı’ doğru değildi. Çıkarılan kanunla Risale-i Nur eserlerinin basım hakkı ‘devlet’e, bakanlar kuruluna, bakanlığa ve nihayetinde Diyanet’e devredilmiş oldu. Konu ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı’nda şöyle denilmiş: “MADDE 1- (1) Eser sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) olan ekli listedeki eserler üzerinde, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklanan tüm hak ve yetkiler Diyanet İşleri Başkanlığına aittir.” (26 Kasım 2014 Tarihli ve 29187 Sayılı Resmî Gazete)
Bu madde Türkçe olarak Risale-i Nur’un ‘tüm hak ve yetkiler’ini Diyanet’e yani “devlet”e vermiş olmuyor mu? “Devlet Risale-i Nur’e ‘el’ koyacak” denildiğinde itiraz edenler şimdi nerede? Şimdi de, bu hak, bu yetki “Devlete değil, Diyanet’e verildi” diyerek mi kamuoyu yanıltılmaya devam edilecek?
Bandrol yasağı başladığı günden bu yana yanlışı savunanlar ya da sessiz kalanlar şimdi “(Bandrol konusunda) Bir geçiş süreci konulabilir ya da yasal düzenleme yapılana dek bandrol konusu bu hale getirilmeyebilirdi. Ancak bandrol verilmesinin bıçak kesilir gibi kesilmesi sorunu bu noktaya taşıdı” demeye başladı. Daha ilk günden itibaren bu teklifi yapanlar niçin dikkate alınmadı? Mesele sıkıntıyı çözmek olsaydı öyle yapılırdı. Ne yazık ki hadiseyi el çabukluğunu marifet bilenler bu hale getirdi.
İlgili kanun Anayasa Mahkemesine götürüldü ve iptali istendi. Şimdi de “Aman, mahkeme kanunu iptal ederse tam bir kaos ortaya çıkar. O halde mahkeme başkanı böyle bir yanlışa imza atmasın” mealinde görüş beyan ediyorlar. Be hey ‘büyük düşünen’ler! Hani her meseleyi hesaplamış, hadiseyi yağdan kıl çeker gibi 15 günde halledecektiniz? Meseleyi içinden çıkılmaz hale getirdiniz, Risale-i Nur’un “bütün hakları”nı devlete verdiniz, verilmesine vesile oldunuz; şimdi de oturmuş başında ağlıyorsunuz... El insaf, vel iz’an!
Risale-i Nur hiçbir şeye, evet hiçbir şeye âlet edilemez. Risale-i Nur, kendi hizmetini görür. Lâyık olanlar ona sahip çıkar. O kendi hizmetini yapar, yaptırır. ‘Devlet’e sığınmak, sebeplere hakiki tesir vermek anlamına da gelmez mi? Bu güne kadar ‘devlet’ mi korudu ki bundan sonra onun korumasına ihtiyaç duyulmuş? Risale-i Nur hizmetine gölge olunmasın, başka ihsan istemez... Diyanet de bassın, ama tek yetkili ne o, ne bakanlar kurulu, ne de başbakanlıkta olsun. Risale-i Nur sivil bir hizmettir. İnhisar ve kayıt altına alınamaz. Kim bunu yapmak isterse en başta Risale-i Nur’un tokadını yer.
250 gün sonra “Bandrol yanlış oldu. Keşke geçiş süresi olsaydı” diyenler yakın bir zamanda “Bu kanun da yanlış oldu” demek mecburiyetinde kalacaklar. Boşuna bahane aramayın: Bu yanlışlar yapılırken hepiniz oradaydınız!

Okunma Sayısı: 2361
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih Aytemur

    28.11.2014 00:53:04

    15 günde olur denildiğine şahidim. Diğer cemaatten bir arkadaşımızla bu meseleyi mütala ederken meseleyi anlattım yok böyle bir şey, serbest basılıyor dedi, açtı telefonu ve önemli ve bilinen yayın evine sordu: cevap doğru ağabey ancak 15 güne kadar çözülecek inş. cevabını aldı ve aktardı... Aradan 8 ay geçti neredeyse...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı