Bir vesile ile Ankara’ya giden yerli turistler ekseriyetle Ulus/Hacıbayram’daki “I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası”nı ziyaret etmek ister. Çünkü o binada önemli kararlar alınmış ve cumhuriyet ilan edilmiştir.
23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında “I. Türkiye Büyük Millet Meclisi” olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası [dönemin CHP’si] Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak kullanılmış. Bina 23 Nisan 1961’de “Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi” olarak, 23 Nisan 1981 tarihinde de “Kurtuluş Savaşı Müzesi” adıyla ziyarete açılmış.
Elbette maksadımız bilinenleri tekrar edip, TBMM’nin toplandığı bu ilk binayı tanıtmak değil. Ancak geçen günlerde yaptığımız bir ziyaret esnasında dikkatimizi çeken bir noktanın, sizlerin de dikkatini çekeceğini düşündük.
Ulus/Hacıbayram’daki bina, Pazartesi hariç ziyaret edilebiliyor. Binayı ziyaret edemeyenlerin de televizyonlardaki haberlerden hatırlayacağı üzere, binadaki ‘genel kurul salonu’nda hattat Hulusi Efendi’nin hattıyla yazıldığı ifade edilen “Ve emruhum şûra beynehum” yazılıdır. Bu ifade Şûra Sûresi 38. âyetinden alınmış ve “(Onlar) İşlerini de aralarında danışarak çözerler” anlamına gelir.
“Bir lira”lık bilet ücretiyle gezilen binaya ilk girdiğimizde dikkatimiz çeken nokta, salonun başındaki ilk odanın “mescid” olarak kullanıldığını öğrenmek oldu. Evet, şimdi müze olarak kullanılan “1.TBMM binası”na girdiğinizde sizi karşılayan ilk oda “mescid” oluyor. Müzenin girişindeki görevli, herkese olduğu gibi bize de “içeride fotoğrafa çekilmesinin yasak olduğunu” tebliğ etti. “Peki, bu müzenin fotoğrafları ‘sanal alem’de var mı? Mesela, bu ‘mescid’in fotoğrafı var mı? Gazeteciyiz, ilgimizi çekti, haber yapabiliriz” dedik. “Hepsi var, hatta ‘sanal tur’ da yapabilirsiniz” cevabını aldık.
Neticede müzenin diğer odalarını da gezdik ve dönüşte müzenin, dolayısı ile oradaki ‘mescid’in fotoğraflarına ulaşmak istedik. Maalesef bu mümkün olmadı. “Yok” diyemiyoruz, ama müze olarak kullanılan binanın ilk odası olan ‘mescid’in fotoğrafını bulamadık. Fakat, ‘sanal tur’da (https://www.tbmm.gov.tr/sanal_tur/kurtulus_savasi_muzesi/flash/index.html) mescidi görmek mümkün. Kültür Bakanlığı’nın sitesindeki tanıtımda da “Mescit/ Müze girişinin sağındaki ilk odadır. Sade bir görünümü olan bu odada seccade ve Kur’ân rahleleri teşhir edilmektedir” ibaresi yer alıyor.
(http://www.kultur.gov.tr/TR,25301/ankara—-kurtulus-savasi-muzesi-i-tbmm-binasi.html)
Kimileri için bu bilgi önemli olmayabilir, ama kanaatimizce bu önemli bir göstergedir. Meclis’e adım atan bir vekilin karşısına çıkan ilk odanın ‘mescid’ olması çok çok önemli olmaz mı?
Tabii ki sonraki yıllarda ‘mescid’ler alt katlara, başka yerlere ve belki de tamamen devre dışı bırakılmıştır. Türkiye’nin yakın tarihi, ‘mescid’ler üzerinden de incelenmeye muhtaçtır. Mescidler elbette namaz kılınan yerlerdir, ama bir anlayışı, bir bakışı, bir tercihi de ortaya koyar.
“İlk odanın mescid olduğu” binalar ve yıllar olduğu gibi, “Din öldürülecektir” denilen yıllar da olmuştur yer yüzünde...