"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çaylar kimden?

Faruk ÇAKIR
07 Mayıs 2020, Perşembe
Virüs salgını neticesinde yaşananlar belki de en fazla çay üreticilerini etkiledi ya da etkileyecek.

Çünkü çay hasadı büyük ölçüde Gürcistan’dan gelen ‘yabancı işçi’lerle yapılıyordu. Koronavirüs salgını sebebiyle sınır kapıları kapatılınca büyük bir işçi açığı ortaya çıktı. Bu rakamın 30 ya da 40 bin civarında olduğu söyleniyor ki bu kadar işçiyi kısa bir sürede iç piyasadan temin etmek kolay görünmüyor.

Aynı zamanda çay üreticisi olmamız hasebiyle bu noktada yaşanan sıkıntıları yakinen biliyoruz. Çay konusunda yaşanan sıkıntı elbette sadece ‘yabancı işçi’lerle sınırlı değil. Başından beri bu mesele bir hal yoluna giremedi. Yeri geldi ‘üretim fazlası’ denildi, yeri geldi ‘özelleştirme’ denildi, yeri geldi başka sebeplerle hadise hep üreticinin aleyhinde gelişti. Başka pek çok konuda yapılan özelleştirmeler sistemin daha iyi işlemesiyle neticelenirken, çayda yapılan özelleştirmeler üreticinin aleyhinde oldu. Onlarca özel fabrika battı ve bunun faturasını da üretici ödedi. Üreticiden yaş çay satın alan ve bunun karşılığını bir yıl sonra veren firmalar oldu. “İflâs ettik” deyip hiç para vermeyen firmalar da oldu. Bütün bu yaşananlar karşısında ‘özel firmalar’a “Dur bakalım, ne yapıyorsun?” diyerek üreticiye sahip çıkan olmadı. Maalesef yanlış yapanın yanında yaptıkları kâr kaldı.

Artvin, Trabzon ve Giresun’da da çay üretimi var, ama ağırlıklı üretim Rize’de. Rize aynı zamanda hem çok göç veren bir ilimiz, hem de kış aylarında herkes başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlere gider. İşte virüs salgını tam da çay üreticileri büyük şehirlerdeyken, İstanbul’dayken, daha köyüne dönmemişken patlak verdi. İstanbul’dan çıkışlar kapatılınca kriz de patlak verdi. İki yönlü kriz yaşanıyor: Hem üretici evine köyüne dönmedi, hem de sınır kapıları kapatıldığı için ‘yabancı işçi’ler çay hasadı için Türkiye’ye gelemiyor.

Çare ve çözüm noktasında çalışmalar yapıldığı söyleniyor, ama bunların derde deva olması kolay değil. Hatta sosyal medyada “Ayda 6 bin liraya çay işçisi aranıyor” şeklinde haberler yapılıyor. Dışarıdan bakanlar da “Vay be! Bir de işsizlik var diyorlar. İşsiz olanlar gitsin çay toplasın. Hem de ayda 6 bin lira. Bu zamanda bu miktar iyi para” diye düşünebilir.

Doğru, “Bu zamanda kim kime bu kadar para verir.” Veriyor ve buna rağmen de işçi bulunmuyorsa demek ki işin içinde işler var. Bir defa çay toplama, çay hasadı işi hakikaten zor bir iş. Herkesin yapabileceği bir iş olsa zaten sıkıntı olmazdı. Yağmur çamur demeden çalışılması icap eden ve ertelenemez bir iş çay hasadı. Afedersiniz biraz da ‘hamal’ işi. Yani, dağlardan, tepelerden sırtınıza ortalama 80 kg ağırlığında yaş çay torbalarını taşımanız icap eder. Yetmez, bunların ‘çay alımyeri’ne ulaştırılıp satılması lâzım. Velhasıl imkânsız değil, ama kolay da değil. Dışarıdan bakanlara kolay gelebilir, ama hiç de öyle değil.

“Hiçbir uçak havada kalmaz” prensibi gereği çay meselesi de bir şekilde çözülecek inşallah. Fakat çözüm ararken üreticilere de kulak vermek gerekir. Resmî açıklamalara bakıldığında “STK’lara ve üretici derneklerine de sorduk, öyle karar aldık” diyorlar, ama alınan kararlar bu kanaati desteklemiyor.

Muhtemelen bu seneki çaylar biraz demli olacak...

Okunma Sayısı: 2326
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı