"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Cilacı”ları üzen tesbitler

Faruk ÇAKIR
18 Kasım 2014, Salı
Geçen haftalarda “Necip Fazıl Saygı Ödülü” verilen yazar Nuri Pakdil, verdiği bir röportajında bazılarının ‘cila’sının düşmesine vesile olmuş. 1969-1984 arasında çıkardığı Edebiyat Dergisi ile bütünleşen Pakdil, kendini ‘muhafazakâr’ değil ‘devrimci’ olarak tanımlıyor.

Nuri Pakdil, “Klas duruş”u şöyle tarif etmiş: “Klas duruş, her şeyden önce mala mülke itibar etmemektir. Vicdanlı olmaktır. İlkeli olmaktır. Yazdıklarınızla yaşama biçiminiz arasında çelişki olmamasıdır. Her koşulda, doğru bildiğiniz şeyin arkasında durmaktır.”Geçmişte, mülkiyeti eleştirdikler için muhafazakâr kesimin kendilerini ‘mülkiyet düşmanı olmakla’ suçladıklarını hatırlatan yazar Pakdil, “Halbuki ben kirli mülkiyete düşmanım, haram mülkiyete karşıyım. Tapulu mülkiyeti olmayan Nuri Pakdil Türkiye’de tektir!” şeklinde konuşmuş.“Yeryüzünde işçi haklarını İslamiyet’ten daha iyi savunan bir düşünce yapısı yoktur” da diyen Pakdil, “Patronların işçilerin kanı ve canı üzerinden para kazanmasını şiddetle kınıyorum. Ne sağcıyım, ne solcuyum; ben sadece İslamcıyım efendim! Özgürlükçü, emekten yana olan dinden yanayım” demeyi de ihmal etmemiş. (Konuşan: Kübra Par, Habertürk g., 17 Kasım 2014)

Necip Fazıl ekolünden geldiği ifade edilen Pakdil’in  “(Necip Fazıl’ın) Hiç eleştirdiğiniz bir yönü var mı?” sorusuna verdiği cevap da dikkat çekici: “Çok müsrif bir insan oluşunu eleştiriyorum. Kendisine verilen maddi imkânları daha aklı başında kullanmalıydı. Har vurup harman savurmuş...”

“Tek parti” devriyle ilgili tesbiti de yabana atılamaz: “1923 tamamıyla bir yabancılaştırma, değerlerimizden kopma dönemidir. 1923’ten 1950’ye kadarki dönem çok haşin bir şekilde yaşandı. ‘Allah’ demenin bile yasak olduğu bir dönemdi. Çocukluğumda mahalle mektebinde hoca bize Kuran-ı Kerim öğretirken, baskına karşı biri kapıda nöbet tutardı. Korku içinde gidip gelirdik.”Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili soruyu, “Ben tam bilmiyorum, mimar değilim” şeklinde cevaplandıran yazar Pakdil, “Kapitalistliği İslamcılığa tercih edenleri de eleştiriyorum. Hoş bulmuyorum. Kınıyorum” demekten geri durmamış. Pakdil, “Küreselleşme ve kapitalistleşmeye karşı tüm yeryüzü, eninde sonunda, İslami düşünceye doğru, mutlaka evrilecektir” sözünü ‘neye dayanarak’ söylediği sorulunca da şöyle demiş: “Allah’ın kanunlarına inanarak.” (Soru: Ama bugün İslam âleminin geldiği nokta ortada...) Onların durumu önemli değil ki. Biz Ulu Önder’in söylediklerine ve İslam’ın değişmez kurallarına göre konuşuyoruz. Peygamber Efendimiz geleceğin Müslümanlara ait olduğunu vurgulamaktadır. Ben Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ‘Ulu Önder’ derim, bunun altını önemle çiziyorum. (...) Bizim tek ulu önderimiz vardır, o da Hz. Muhammed’dir!” Düşünce özgürlüğü ile ilgili soru da hak ettiği cevabı almış: “Çok daha özgürce konuşabilmeliyiz. Bir numaralı yönetici çok rahatlıkla eleştirilmeli. 5816 No’lu kanun yürürlükte olduğu müddetçe Türkiye’de düşünce özgürlüğünün olduğu söylenemez. Dünyanın hiçbir yerinde kanunla korunan adam yoktur. Her insan eleştirilebilmelidir.” 16 ayrı müstear (takma) ad kullandığı ifade edilen Pakdil’in ‘para’ya karşı tavrı da ilginç: “Bir dönem öğrencileriyle aynı evde yaşıyor ve her sabah ayakkabılarının içine bir miktar para ve küçük bir pusula koyuyordu. (...) ‘Parayı özellikle ayakkabılarının içine koyuyordum. Maksat parayı tahkir ve tezhip etmekti’ diyor”muş. Pakdil’in “Ankara’da yaşıyor ama Ankara’dan nefret ediyor” oluşu da “Ankara’da ‘en kara bir hâlet-i ruhiye’ hissettiği” şeklinde yorumlanamaz mı? Cesaretli ilim ve fikir adamları konuşmaya devam etse, pek çok ‘hayali kule’ler yıkılacak ve çürük binalara sürülmüş olan ‘cila’lar silinecek...

Okunma Sayısı: 2066
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı