"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Depreme hazır mıyız?

Faruk ÇAKIR
12 Şubat 2019, Salı
Kartal’da çöküş sebebi tam olarak açıklanmayan bir bina çöktü ve depreme karşı hazırlıksız olduğumuz yeniden ortaya çıktı.

“Bir musibet bin nasihattan iyidir” tesbitini bilir ve kabul ederiz ama bunun dahi gereğini yerine getirmeyiz maalesef.

Hatırlamak lazım ki İstanbul’da da büyük yıkıma sebep olan 1999’daki “Marmara Depremi” sonrasında çok büyük laflar edilmiş ve bundan sonra depreme karşı gerekli tedbirlerin acil olarak alınacağı ilan edilmişti. 

Hatta çok sayıda bakan ve siyasetçi İstanbul’u örnek vererek “Bu şehrin yarısını yıkıp yeniden yapacağız” demişlerdi. Aradan yıllar geçti ve Kartal’da yıkılan bir bina bu noktada gerekli tedbirlerin alınmadığı ve depreme hazır olmadığımız ilan etmiş oldu.

Hemen ifade etmekte fayda var ki depreme karşı tedbir almak siyaset üstü bir meseledir. Aynı zamanda bu ve benzeri felaketlere karşı tedbir almak da kolay değildir. Bununla birerini hatırlatmak bir vazifedir.

1999’da yaşanan deprem felaketinden sonra yapılan yeni binalar için gerekli şartlar yerine getirilmiş olsa da eski binaların yenilenmesi noktasında üzerimize düşeni yapmadığımız belli. Değil İstanbul’un yarısını yıkıp yeniden yapmak, daha kaç binanın kesin olarak yıkılması gerektiği dahi tesbit edilmemiş olabilir. 

Allah muhafaza etsin, bu ihmalin bedeli çok ağır ödemek durumunda kalabiliriz.

Kartal’da yıkılan binanın enkaz kaldırma çalışmalarının ağır ilerlemesi de ayrı bir soru işareti olmalı. Bu vesile ile vefat edenlere Allah’dan rahmet diliyoruz. Enkaz kaldırma çalışmaları da en zor işlerden biridir. 

Hele hele enkazın altında insan varsa kılı kırk yarmak durumunda oluruz. 

Bununla birlikte bir twitter hesabında dile getirilen şu can alıcı soruya cevap vermek durumundayız: 

“Kartal’da yıkılan bir apartman için tam donanımlı ve panik yapmadan, telefon sistemi çökmeden, yollar hâlâ kullanılıyorken bile daha kurtarma çalışmalarının yarısına gelinemedi. Bunu 35 bin apartmanla çarpmaya cesaretimiz var mı?” (@Alidogalli, 8 Şubat 2019)

Kurtarma çalışmalarının çok zor olduğunu kabul edelim, ama bir binanın enkazını kaldırmak 3 günde tamamlanamıyorsa nasıl olur da “Depreme hazırız” diyebiliriz? Allah muhafaza etsin, bir deprem sonrası diyelim ki 300 bina bu şekilde yıkıldı, bu yaraları nasıl sararız?

Hiç kabahatli aramadan, hemen çok yoğun bir çalışma ile her türlü tedbiri almak durumunayız. Bu mesele ihmale gelmeyeceği gibi siyasi tartışmalara da konu edilmemeli. Mutlak surette gerekli olan her türlü tedbiri almak durumundayız.

Peki, bu hadiseden sonra gerekli tedbirlerin alınacağına kanaat getirebiliriz miyiz? Keşke bu soruya ‘evet’ cevabını verebilseydik. Büyük bir ihtimalle yine çok konuşulacak, çok vaadlerde bulunacak ama sıra bu  sözlerin yerine getirilmesine dayandığında “Problemleri ertele ve ötele” yolu tercih edilecek. Temennimiz,  elbette verilen sözlerin yerine getirilmesidir ama öyle bir kararlılık da görülmüyor.

Türkiye’yi idare edenlerin 1999 depreminden gerekli dersleri çıkarmamış olması herkes için bir gösterge  olmalı ve idarecileri bu noktada ikaz edilmelidir. Hem maddi hem de manevi kayıplara karşı bir gün dahi beklemeye tahammül yoktur. 

Bize düşen devlet ve millet olarak gerekli tedbirleri almak. Bugün tedbir alan, yarın pişman olmaz vesselam.

Okunma Sayısı: 1745
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı