"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Depremlere hazır mıyız?

Faruk ÇAKIR
18 Ağustos 2018, Cumartesi
Kayıtlara ‘Gölcük/Marmara Depremi’ olarak geçen ve 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen büyük depremin üzerinden bunca yıl geçti, hâlâ “Depremlere karşı hazırlıklı mıyız?” sorusuna gönül huzuruyla “Evet, teknik olarak hazırlıklıyız. Her türlü tedbiri aldık” diyemiyoruz.

19 yıl önce (1999) meydana gelen bu büyük depremde resmî kayıtlara göre 17 bin 480 kişi ölmüş, 23 bin 781 kişi yaralanmış ve 505 kişi de sakat kalmıştı. Yıkılan binaların, sönen ocakların, yaşanan acıların ise hesaba gelmesi mümkün değildi. Bu büyük deprem, bu büyük felâket aynı zamanda devletteki hantallığı, ‘millete rağmen iş yapma niyetini’ de ortaya koymuştu. Düşünün ki deprem için mağdurlara maddî yardım dağıtmak isteyen bazı sivil toplum kuruluşları ve dernekler dahi engellenmişti! 

Yaşanan deprem, “Bize bir şey olmaz” anlayışını da yerle bir etmişti. Ortaya çıkan tablo, işin ehline verilmediğini, binaların inşaat kurallarına göre yapılmadığını adam kayırmanın ne feci bir durum olduğunu da ortaya koymuştu. Neticede depremin şakasının olmadığı, binaların mutlaka kurallara göre yapılması gerektiğini fiilen herkese gösterdi. O tarihten sonra yapılan binalar ekseriyetle daha sağlam yapılmaya başlandı. Artık müteahhitler de, bina satın almak isteyen vatandaş da deprem tehlikesinin hafife alınamayacağını yaşayıp görmüştü. 

Bugüne gelirsek, yeni bina yapımında gösterilen dikkat, alınan tedbirler; maalesef eski binaların yenilenmesi noktasında gösterilmiyor. Türkiye’yi idare edenlerce belki on defa, belki yüz defa “İstanbul’daki binaların yarısı depreme karşı dayanıklı değil. İstanbul’un baştan sona yıkılması ve yeniden yapılması lâzım. Bunun için gerekli adımları attık, kararları aldık. Eski binaları yıkıp yenilerini yapacağız” şeklinde sözler ve vaadler sıralandı. Ancak bu sözlerin yerine getirildiğini söylemek mümkün değil. Değil tamamı, depreme karşı dayanıklı olmayan binaların yarısı dahi yenilenmiş değil. Bunca söz, bunca vaad, bunca mesaja rağmen bunun yapılmamasını nasıl izah edeceğiz?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen “İstanbul’un Afetlere Hazırlık Çalışmaları Çalıştayı”nda konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy şöyle demiş: “Ülkemiz ekonomik anlamda gelişmiş bir ülkedir. Sadece bilime dayanarak, depremle, tsunamiyle, sel ve heyelanlarla, küresel  iklim değişikliğiyle baş edebiliriz. Buna inanmalıyız. Ülkemiz için gerekli olan tek şey saygıdeğer yöneticilerimizin göstereceği siyasî irade ve desteğidir. Yapılanları övmek elbette yapacaklarımız için önemli bir motivasyon kaynağıdır. Ama bu çalıştayın amacı yapılanları övmek değil, geleceği tesis etmek için, daha iyiyi ortaya koymak için eksikleri bulmaktır.” (DHA, 15 Ağustos  2018)

Aynı toplantıda konuşan AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu da “Afet yönetimi dediğimiz şey sadece arama, kurtarmadan ibaret değil. Arama, kurtarma bundan 30-40 yıl önceki yapının önem verdiği bir kavram. Kentsel dönüşüm, şehirlerin dönüşümü, bireylerin eğitimi, ilkyardımın yaygınlaştırılması ulaşımın sağlanması gibi konular tamam olduğunda ancak o zaman tam olarak hazırız diyebiliriz. Afet yönetimi birlikte çalışmayı gerektirir” demiş.

Deprem gibi önemli bir meselede 19 yıl boyunca gerekli tedbirleri almamış olmak izah edilebilir mi? Hem gerekli teknik ve ekonomik hazırlıkları yapalım hem de deprem gibi büyük felâketlerden muhafaza etmesi için de Allah’a duâ edelim.

Okunma Sayısı: 1208
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı