Son günlerde yine başta Rize ve Artvin olmak üzere çoğu Karadeniz il ve ilçesinde su baskınları yaşandı. Eskiden beri olduğu üzere bu taşkınlardan sonra da idareciler hemen devreye girip “Gerekli her türlü tedbiri aldık. Bundan sonra dere yataklarına ev yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Benzer felâketlerin yaşanmaması için gereken yapılacak” mealinde beyanlarda bulundular.

Her defasında ifade edildiği üzere son yıllardaki yağışlar eskiye göre çok farklı. Artık, ırmakların getirdiğini dereler götüremez halde. 

Umulmadık yoğunlukta yağmur yağıyor ve yine hiç umulmayan araziler sele kapılıyor. Neticede ortaya çıkan tablo yaşlıları da şoka uğratıyor ve “Ömrümüz boyunca böyle felâket görmemiştik” şeklinde açıklamalarda bulunuyorlar.

Rize ve Artvin’in bazı ilçelerini etkileyen bu defaki afette (bir kişinin kayıp olması haricinde) can kaybı olmaması en büyük teselli. Ancak bazı beldelerde çok fazla maddî kayıp var. Tabiî ki insanların sele kapılmaması büyük bir teselli, ama malların da can yongası olduğunu unutamayız. Ayrıca bazı beldelerde yaşanan sel felâketinin büyüklüğünün çoğu kimse farkında değil. 

Meselâ, sel felâketinin üzerinden neredeyse bir hafta geçtikten sonra gidip görme imkânı bulduğumuz Çayeli’nin Büyükköy beldesi/belediyesindeki manzara, yaşanan afetin izlerinin kolay silinmeyeceğini akla getiriyor. Büyükköy beldesinin Gümüştaş Mahallesi ve çevresinde çok fazla toprak kayması meydana gelmiş durumda. Hatta bir ev tamamen yıkılmış, toprağa karışmış ve evden neredeyse iz kalmamış. Pek çok ev yıkılma tehlikesi geçirmiş. Bundan sonra bazı evlerde oturabilmek, ancak yapılacak istinat duvarlarıyla mümkün olur. 

Elbette bakanlar başta olmak üzere vali ve belediye başkanları da bölgeye gidip incelemeler yapmış. Çok sayıda makina ve araç da gece hava kararıncaya kadar çalışıyor. Vatandaşın yarasının sarılması için ortaya konulan gayret elbette takdir edilir. Fakat bütün bölge için sel ve toprak kaymalarına karşı mümkün olan kalıcı çalışmalar yapılabileceğini düşünen ve inanan var mı? Çok kısa bir hatırlatma yapmak icap ederse, geçen yıl yine Çayeli, Madenli Beldesinde benzer manzaralar yaşanmış ve bazı menfezler yenilenmişti. Son yağışlarda aynı menfezlerin yine tıkandığı ve çamurlu suların Madenli caddelerine dolduğu görüldü. Bu tablo, kalıcı çalışmalarda daha çok yol almamız gerektiğini göstermez mi?

Büyükköy Belediye ve Beldesi’nde gördüğümüz bir manzara, vatandaşın sorumluluğunu da akla getiriyor. Beldede yapılan bir ‘çay alım yeri’ yani bir bina, derenin yakınına değil, tam olarak üstüne yapılmış. Çay alım yerinin, yani binanın bir ayağı derenin bir tarafında, diğer ayağı diğer tarafında. Sanki köprü... Binanın altından dere akıyor. Tabiî ki bu defa taşan dere etrafı doldurmuş ve sel suları yollardan akmış. Buna izin vermek de, velev ki izin verilmiş olsa dahi böyle bir bina yapmak bizim hatamız ve sorumluluğumuzda değil mi?

Hiç gündeme gelmemiş olsa da Büyükköy’deki sel manzaraları daha yapacak çok işimiz olduğunu herkese gösteriyor. Lütfen, birlikte ve kalıcı tedbirler için çalışalım. Yarını hesaba katmayan hiçbir tedbir felâketleri önlemede yeterli olmaz. 

Bu vesileyle günleme gelen ve gelmeyen bütün beldelerde yaşanan mağduriyetler için herkese geçmiş olsun diyor ve benzer felâketler yaşanmaması için duâ ediyoruz. Amin.