Son yıllarda bu işleyişi daha hızlı hale getirmek için “e-Devlet” uygulaması başladı. Bürokrasideki işleyiş büyük ölçüde hızlandı, ama arzu edilen seviyede olduğunu söylemek kolay değil. 

Bir iş yapmak için önceki yıllarda meselâ 10 belge isteniyorsa şimdi tek belge ile iş görmek mümkün. Buna rağmen işler çok daha hızlı, çok daha kaliteli, çok daha istifadeli hale gelebilir. Bunun bir yolu da “işi ehline vermek”ten geçiyor. Devlet adına iş görenlerin ihmali, işi ciddiye almaması vatandaş nezdinde kırgınlıklara yol açıyor.

Bürokrasiye işi düşenlerin çektiği zahmeti, ancak buralara işi düşenler anlar misali, ehliyet ve nüfus cüzdanı değiştirmek için uğraşırken şahit olduğumuz eksiklikleri ya da işin daha iyi olması noktasındaki tekliflerimizi sıralamak isteriz. İdareciler, “Akla ihtiyacımız yok, biz en iyisini biliriz” derse o başka mesele.

Ehliyeti yenilemek için sağlık raporu gerekiyor. Aynı zamanda kan grubunu gösteren ‘belge’ de isteniyor. Tabiî kan grubu bilgisi eski ehliyette varsa mesele yok. Bizim ehliyetimiz ‘eski’ olduğu için kan grubu ve TC kimlik numarası yazılmamıştı. Bu sebeple önce sağlık raporu almak için aile hekimine müracaat ettik. Form doldurduk. Raporu almak mümkündü, ancak kan grubu tayini için bir gün sonra kan vermek gerektiği ifade edildi. Tamam dedik, ama bu arada bir gün boşa gitmiş oldu. (Özel hastanelerde kan grubu tesbitini anında yaptırmak mümkün, ama ücret ödememek için bir gün sonra ‘sağlık ocağı’na gitmeyi tercih ettik.)

Bu arada daha önce Kızılay’a kan vermiş ve kan grubunu öğrenmiştik. Ancak ‘belge’yi bulmak mümkün değildi. Bir umut Kızılay’ı (Bakırköy şubesi) aradım ve “Daha önce Kızılay’a kan bağışlamıştım. Kan grubu belgesi almam mümkün mü?” diye sordum. “Hayır, yeniden kan alır ve neticeyi 1 gün sonra veririz” dediler. Ne yapalım, can sağlığı olsun dedik tabiî.

Bakınız, şu yaşımıza gelmişiz. Devlet benim kan grubumu bilmiyor mu? Niçin çok önceleri bu tesbit edildiği halde kayda geçmemiş? Niçin bu sebeple yeniden kan verip milleti boşuna meşgul edelim? Yazık değil mi? ‘Aile hekimliği’ en önce bunu kayıt altına alması gerekmez mi? 20 yıl önceki ‘belge’nin  vatandaştan istenmesi doğru mudur?

Neyse, bir gün sonra gidip kan verdik ve sonucunu da ertesi gün ‘sağlık raporu’ ile birlikte alıp nüfus müdürlüğüne koştuk. Bu arada telefonla önceden randevu almıştık. Nüfus müdürlüğüne gidince orada da tekrar sıra numarası almak icap ediyormuş, onu da aldık. Hem de bütün işlemler aynı yerde yapıldığı halde hem ehliyet hem de nüfus cüzdanı için ayrı ayrı sıra numarası gerekiyor. Sıra numaraları aldık,  randevu saatini bekliyoruz. Her şey yolunda diye düşünüyorsunuz haliyle. Derken, sıra geldi. Evrakları verdik. Nüfus cüzdanı kayıp, ehliyet de ‘eski’ olduğu için TC kimlik numarası olan bir belge istendi. Yanımızda ‘sarı basın kartı’ vardı, onu ibraz ettik. “Bu olmaz” denildi. “Olması lâzım, bir daha kontrol edin lütfen” derken, ‘şef’e soruldu ve “Evet, bu kimlik yerine geçer, bununla işlem yapılabilir” cevabı geldi.  Şükür dedik. Orada parmak izi verdik ve başka bir bankoya yönlendirildik. Bu defa orada da “Basın kartı geçmez” cevabı almayalım mı? “Şef kabul etti” vs. dedikten sonra tekrar sormalar ve kabul... “Kusura bakmayın, yeniyim de” cevabı... Derken nüfus cüzdanı işini hallettik, sıra geldi ehliyete. İlgili bankoya gittik, orada da yine parmak izi alındı. İyi de aynı mekânda, ayrıca yeniden parmak izine neden ihtiyaç duyulsun? “e-Devlet havuzu”dan bunu almak mümkün değil mi? Benzer işlemleri tekrarlamak zaman ve para israfı değil mi?

Velhasıl, dikkatli bir gözle işlemler incelenirse pek çok işin hızlanması ve tekrarlar önlenir. Bu işi de her halde en iyi “İsrafı Önleme Bakanlığı”nın gönüllü çalışanları yapar. Teklif bizden...