"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitimciler de dertli

Faruk ÇAKIR
11 Haziran 2018, Pazartesi 00:25
Bir eğitim ve öğretim dönemi daha sona erdi.

Keşke bir bütün olarak eğitim sisteminin dertleri de sona  erebilseydi. Maalesef bugün için bunu söylemek mümkün olmadığı gibi yakın zamanda bu sıkıntıların sona  ereceğini beklemek de kolay değil.

Seçim dönemleri her meslek grubu bakımından sıkıntıların dile getirilmesine vesile oluyor. Eğitimciler de 24  Haziran 2018’de yapılacak genel seçimleri bahane edip sıkıntılarını sıralamışlar. Türk Eğitim-Sen’in, Millî Eğitim Bakanlığı’na ve dolayısıyla idarecilere yaptığı çağrı, sistemin iyiye gitmediğini gösteriyor. Eğitimciler yaptıkları açıklama ile taleplerini şöylece sıralamışlar:

* Öğretmenlere yönelik 3600 ek gösterge sözü yerine getirilmeli. Özür grubu mağduriyetleri giderilmeli, aileler birleştirilmelidir. Sözleşmeli istihdam kaldırılmalı, sözleşmeli çalışanlar kadroya alınmalıdır.

* Bayram ikramiyesi görev başındaki tüm kamu çalışanlarına da verilmelidir. MEB, tüm mahkeme kararlarını  istisnasız uygulamalıdır. Bakanlık ivedilikle yazılı sınav esasına dayalı adil bir yönetici atama düzenlemesi  gerçekleştirmelidir. Eğitime-öğretime hazırlık eğitim ödeneği tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir.

* Öğretmeni not veren konumdan not verilen konuma sürükleyen Bakanlık, bu sistemle öğretmene yönelik  güvenin sarsılmasına, hatta öğretmenin hor görülmesine yol açacaktır. Öğretmeni derste gözlemleme imkânı bulunmayan veli, öğretmeni nasıl değerlendirebilir? Ya kaç tane veli öğretmenin adını biliyor, yılda kaç kere okula uğruyor? Okul müdürlerinin öğretmenleri değerlendirmesi ise başlı başına felâkettir. Okulların büyük  çoğunluğunun torpilli, ehil olmayan insanlar tarafından yönetildiği düşünüldüğünde; bu okul yöneticilerinin  hakkaniyetli, adaletli, liyakate göre puanlar vereceğini iddia etmek mümkün olamayacaktır.

* Hükümet seçim öncesinde tüm sözleşmelileri kadroya almalı ve öğretmen alımlarında mülâkatı  kaldırmalıdır. Mülâkatın objektif olması doğası gereği mümkün değildir. Bu minvalde; öğretmen atamaları sadece KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır.

* 2018 yılında 20 bin atamaya ek olarak en az 40 bin atama daha yapılmalıdır. Okulların bilgili, donanımlı kişiler tarafından yönetilmemesinin sorumlusu yönetici atamalarına mülâkat garabetini monte eden Millî Eğitim Bakanlığı’dır. Talebimiz; MEB’in bir an önce mülâkatsız bir yönetici görevlendirme yönetmeliği çıkarmasıdır.

* TEOG’un apar topar kaldırılarak, yeni bir sistem ihdas edilmesinin eğitimimizde ne tür zararlara yol açacağını defalarca dile getirmiştik. Gerek sınavla gerekse sınavsız olarak liselere yerleşecek öğrenciler  kesinlikle istemediği okullara yerleşecektir. Başarılı öğrenciler dahi hedefledikleri okullara yerleşemeyecektir. Mağdur öğretmen ve eğitim çalışanları oluşturan Bakanlık, bu kez de mağdur öğrenciler oluşturacaktır.

Eğitimcilerin dile getirdikleri talep ve tekliflere katılan olur, katılmayan olur. Ancak “Kaç tane veli öğretmenin adını biliyor, yılda kaç kere okula uğruyor? MEB, tüm mahkeme kararlarını istisnasız uygulamalıdır. Okulların  büyük çoğunluğunun torpilli, ehil olmayan insanlar tarafından yönetildiği” tesbitleri eğitim sistemindeki yaranın çok derin olduğunu göstermez mi?

Yeteri katar maddî imkânlarımız olmadığı için bazı şeyleri yapamayabiliriz. Fakat parasız yapılabilecek işleri de yapmamayı nasıl izah edeceğiz? MEB’in bütün mahkeme kararlarını uygulaması ya da okulları ehil idarecilere teslim etmesi için de para mı lâzım?

Eğitim ve meseleleri 365 gün gündemimizde olmalı vesselâm.

Okunma Sayısı: 2178
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özdemiroğlu

    11.6.2018 07:45:18

    (4) Eğitim olayını ciddiye alan politikalar şarttır. Bununla ilgili MEB ŞURASI yapılarak bir devlet politikası teşekkül ettirilmelidir.BU Şuraya sendikalar, sivil toplum teşekkülleri, hatta eğitim kökenli tüm siyasi parti temsilcileri bile çağrılmalıdır. Toplumumuzdan ve insanımızdan korkulmamalıdır.

  • Özdemiroğlu

    11.6.2018 07:41:49

    (3) İdareci Yönetmeliği' nin 2007'de olduğu gibi sendikaların genelinin üzerinde uzlaştıkları şekilde düzenlenmesi,eğitim tecrübesi, sınav sistemi, eğitim ile ilgili akademik çalışmaları gibi kriterleri esas alan değişiklikle yapılandırılması şarttır.Kesinlikle mülakat kaldırılmalıdır. AKP'ye hizmeti her şeye tercih eden siyasallaşmış yöneticiler eğitime büyük zararlar vermişlerdir.

  • Özdemiroğlu

    11.6.2018 07:37:14

    (2) İkinci olarak da, Özellikle Sn. Müsteşar iyi niyetli olabilir, ancak eğitim kökenli değil, siyaset bilimcidir.Belki dönem itibariyle malum yapı ile mücadele için o makama getirildiği kanaatindeyim.Ancak eğitimin Müsteşardan başta olmak üzere ,(özellikle üst kademe) kesinlikle eğitimci alandan olmalıdır.

  • Özdemiroğlu

    11.6.2018 07:33:37

    Eğitimin temel,devasa meseleleri var. Evvel emirde 4 Yıllık Zorunlu Lise uygulaması felakettir.Çözüm lisenin zorunlu olmaması ve sürenin 3 yıla indirilmesi lazımdır.Orta eğitimin sadece üniversiteye yönelik değil, meslek hayatına ve Türkiye gerçeklerine uygun olarak değişiklikler yapılması gerekiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı