Hemen ifade etmek gerekir ki mevcut anlayışla devam edilirse hepimizi ilgilendiren ve mağdur eden ülkemizdeki yüksek enflasyon nispeti düşmez.
Nedir mevcut anlayış? Enflasyonun yükselme sebebinin doğru teşhis edilmemiş olması. İdarecilere göre enflasyonun yükselmesinin sebebi keyfi olarak zam yapanlardır.
Elbette keyfi zam yapanlar da vardır, ama yüksek enflasyonun sebebini sadece bu şekilde açıklamak Türkiye gerçeklerine uymaz. İdarecilere kulak verilirse Türkiye’de enflasyonun yüksek olduğunu dahi kabul etmedikleri anlaşılır. Zaten açıklanan rakamlara itimat ve inanç kaybedilmiş durumda. Şaka gibi geliyor, ancak bizi kıskanan Avrupa ülkelerinin yıllık enflasyon rakamları bizde aylık olarak aşılmış durumda. Onların 12 aydaki enflasyon rakamları biz bir ayda geride bırakıyoruz. Sonra da kabahati idarecilerde, uygulanan ekonomik programda değil de başkalarında arıyoruz. Yanlış teşhis ile hastalıkların tedavi edildiği nerede görülmüştür.
Kimilerinde önemli olmayabilir, ama enflasyonu yok saymakla enflasyon yok olmaz. Daha bunu bile anlamadık ve anlatamadık. Düşünün ki bir kısım medya, enflasyonun rakamlarını haber olarak dahi vermiyor. Niye? Her halde yüksek enflasyon rakamları gizlenirse enflasyonun düşüşe geçeceğini kabul ediyorlar. Açıklanan (Eylül 2018) enflasyon rakamları son 15 yılın en yüksek rakamları olduğuna göre bunun bir haber değeri yok mu? Çok satan gazetelerden biri, birinci sayfasında bu habere kibrit kutusu kadar yer ayırmamış. Başka bir gazete de inanmayacaksınız, ama bu habere birinci sayfada yer vermemiş. Haber var, ama ‘enflasyon rakamları yüksek çıktı’ diye değil de, bakının ‘Enflasyonda en kötüyü yaşadık. Bundan sonra rakamlar düşük çıkar’ mealindeki açıklaması yer bulmuş. Bir yerde yangın olsa, ‘yangın zarar veriyor’ diye o haber verilmez mi? Ya da yangın haberleri duyurulmasa yangınlar sona erer mi? Bakınız, iki ile ikinin toplamının ‘dört’ olduğunu dahi kabul etmiş değiliz. Enflasyon ve diğer dertlerimizle böyle mi başa çıkacağız? Hem neyi farklı yapacaksınız ki enflasyon düşecek?
Açıklanan enflasyon rakamlarını yorumlayan bir ekonomi yazarının tesbitleri şöyle: “Enflasyonun bu noktalara gelmesinde en önemli etkenin aşırı ısınma nedeniyle makro dengelerde bozulma, bunun kurlara yaptığı etkinin, yani TL’nin değer kaybının önüne geçmek için gereken adımların zamanında atılmaması olduğunu biliyoruz. Yani enflasyonla en etkili mücadelenin makro dengeleri yeniden tesis etme, bunun için radikal tedbirler uygulamak, dışarıya güven verecek ekonomi ve siyasî adımların atılması ve bununla birlikte ilk önce kurların istikrar kazanması olduğu, artık açık. Kurların, mevcut yüksek sayılacak seviyelerde olsa dahi, artık istikrar kazanması, dalgalanmanın azaltılması böylece herkesin önünü görmesinin sağlanması, bence enflasyonla mücadele için en öncelikli adım olacaktır. Bunun gerçekleştirilmesi için yapılacaklar da zaten belli.” (Erdal Sağlam, Hürriyet, 4 Ekim 2018)
“Gereken adımların zamanında atılmaması, makro dengeleri yeniden tesis etme ve dışarıya güven verecek ekonomi ve siyasî adımların atılması” gerektiğine göre bunlar niçin yapılmıyor?
Evet, “yapılacaklar zaten belli” ise bunları yapmamak ne ile açıklanabilir? Türkiye’yi idare edenlerin ortaya koydukları icraatlarda böyle bir irade görünüyor mu?
Keşke problemleri inkâr etmekle o problemler ortadan kalkacak olsaydı...