"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eyvah ki eyvah!

Faruk ÇAKIR
28 Mayıs 2017, Pazar
Temeli sağlam olmayan bir binanın ayakta kalması mümkün müdür?

Ya da sağlam olsa da o temeller dinamitleniyorsa, yıkılmak için her türlü hile ve desise yapılıyorsa o binada rahatça oturmak, ‘İşler yolunda’ demek, temelleri yıkanlara itiraz etmemek, seyirci kalmak mümkün müdür?

Şu an yaşananlar biraz da buna benziyor. Milletimizi ayakta tutan maneviyat temelleri dinamitlenmeye çalışılıyor. Bunu yapanlar da ekseriyetle dost kisvesine bürünmüşler. Dolayısıyla daha fazla zarar verme ihtimali var.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından Samsun’da düzenlenen “İlim ve Ahlâk Zemininde İslâmı Anlamak” konulu bir konferans düzenlenmiş ve temelleri sarsan bazı dertler dile getirilmiş. 

Programın açılışında konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Bir Müslümanın en temel özelliği güvenilir olmasıdır. Kendisine güvenilen, emin olunan insan olmayı başarabildiğimiz takdirde belki de en önemli şeyi başarmış olacağız. Bunu göz ardı etmeden yürüyebildiğimiz takdirde Allah’ın bize emrettiklerini gerçekleştirmiş olacağız diye düşünüyorum” demek suretiyle günümüzde en çok ihtiyaç duyulan ‘güven’e dikkat çekmiş.

‘Güven’ üzerinde ne kadar durulsa yeridir. Hatırlanacağı üzere Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) en önemli hususiyetlerinden biri de “Güvenilir Muhammed (asm)” olmasıdır. O kadar ki düşmanları dahi ona bu noktada itimat etmiş, tebliğ ettiği İslâmı iman etmeseler de ona güvenmeye devam etmişler. 

Aynı toplantıda konuşan Diyanet İşleri eski Başkanlarından Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da cemiyetteki başka bir yaraya dikkat çekip şöyle demiş: “Geçenlerde bir hocamız alan araştırması yaptı ve bir soruya çok canım sıkıldı. Soru şuydu: ‘Dindar olmak ahlâklı olmayı gerektirir mi?’ Cevap verenlerin yüzde 80’i ‘hayır, gerektirmez’ cevabını verdi. (...) Bu vahimdir. Bu soruya bir Müslüman ülkede ‘hayır efendim, bir insan dindarsa ahlâklıdır’ denilmesi gerekirdi. Müslümanlıkla ahlâk birbirinden hayli ayrıldı. Günümüz insanı ‘dindar, ahlâklı olmayabilir’ diye düşünebiliyor.” (http://www.omu.edu.tr, erişim: 5 Mayıs 2017)

Bu bilgi, manevî temellerin tahrip edildiğini göstermez mi? Dindar insandan beklenen ilk hareket onun ahlâklı olması değil mi? Ne oldu da insanların hal ve hareketi gibi kanaatleri de değişti? Böyle düşünen bir cemiyette ekonomi iyi işlemiş olsa bir fayda verir mi?

Bu ve benzeri meseleler kişilerden bağımsız olarak ele alınmak durumundadır. Manevî temellerin sarsılması, ahlâk yoksunluğunun dert edilmemesi hepimizin derdi olmalı. “Güvenilir (Hz.) Muhammed”in (asm) ümmetinin güvenilirliğinin sarsılması, üstelik bunun da dert edilmemiş olması çok büyük bir bunalımdır. Yarını beklemeden bu hastalağın tedavisine başlanmalı. Allah muhafaza, aksi halde ortaya çıkan tablodan sadece ülkemiz değil İslâm âlemi dahi zarar görür.

Manevî değerlerin tahrip edilmesine, bizi ayakta tutan temel taşların sarsılmasına sessiz kalmayalım. Bu yangın karşısında ‘eyvah’ demeyip de neyi bekleyeceğiz?

Okunma Sayısı: 5117
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı