"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gazetecilerin günü

Faruk ÇAKIR
10 Ocak 2018, Çarşamba
Türkiye’nin büyük dertlerinden biri de medyadır. Gazete ve televizyonlar başta olmak üzere bütün millet, medya vasıtalarının yayınlarından dolayı şikâyetçidir. Bu şikâyetlerin dikkate alındığını söylemek de kolay değil.

Elbette medya vasıtalarının da kendilerine göre haklı şikâyetleri vardır. Okumaya ilgi gösterilmemesi gazete ve dergilerin yayın hayatını da olumsuz etkiliyor. Fikir gazetelerinin sayıca az satması, ‘boyalı basın’ denilen gazete ve dergilerin daha fazla itibar görmesi en büyük çelişkilerimizden biridir. Bazı yayıncılar da milletin bu zaafını kötüye kullanarak kötü, kalitesiz ve müstehcen yayıncılıkta birbirleriyle yarışıyorlar.

Medya dünyasının edepli olması en birinci yayıncılık kuralı olmasına rağmen maalesef buna da uyan çıkmıyor. Haber vermek bahanesiyle kötülerin öne çıkarılması medyanın düştüğü en büyük hatalardan biri.

10 Ocak, bir süredir “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor. Bu tarihin tarihine bakıldığında 1961-1971 arasında “Çalışan gazeteciler bayramı” adıyla kutlandığı; 1971 yılındaki askerî müdahaleden sonra da gününün adının, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirildiği görülüyor. Askerî müdahaleden sonra böyle bir adım atılması ve gazetecilere ‘gün’ tayin edilmesi başlı başına bir çelişkidir. Çünkü askerî müdahale demek yayın yasakları, sansür ve medyanın susturulması demektir. Hangi askerî darbede gazeteler hür bir şekilde neşriyatına devam edebildi ki? 12 Eylül 1980 ya da 28 Şubat 1997 sürecinde medyanın durumu bilmiyor mu? 

Tabiî ki mesele sadece gazetelerin kapanması meselesi de değil. Yalan ve yanlış haber veren bir gazetenin yayınlanması, yayınlanmamasından daha kötü değil mi? Darbecilerin reklâmını yapan, bilerek milleti  yanıltan, sabah akşam yanıltıcı ve müstehcen haberler veren bir gazete, televizyon ya da internet sitesi gerçekte ‘medya’ olarak kabul edilebilir mi?

Milletin aklını ve fikrini ifsat eden bu gibi medya vasıtalarıyla başa çıkmak da ancak kaliteli bir eğitimle mümkün olur. Okuduğu her haberi, her yazıyı hemen kabul etmeyen “Acaba bu bilgi doğru mu?” diye tahkik eden bir kitle olsa bu gazeteler bu kadar rahat yalan ve yanlış haber yazabilir miydi? Tahkik eden bir dinleyici, izleyici gurubu olsa Bir haberi evirip çevirip 32 defa yayınlayan televizyon kanalları bu yanlışlarında devam edebilirler miydi?

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı da “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”  vesilesiyle yaptığı açıklamada “Ülkemiz, medya alanında kapsamlı bir değişime, yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Özgürlüklerden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi sorunumuz, geniş katılımlı çalıştaylar dizisiyle çözümlenmeli ve alınan kararlar, ivedilikle uygulamaya konulmalıdır. Özellikle  çalışma koşulları mutlaka iyileştirilmelidir” demiş. (AA, 9 Ocak 2017)

Medya alanında kapsamlı bir değişime ve yenilenmeye ihtiyaç duyulduğunu kimse inkâr edemez. En büyük yenilenme de okuyucu yönünde yaşanmalıdır. “Yalan, yanlış ve yanıltıcı habere dur” diyen okuyucular çoğalırsa medya bu günkü kadar sorumsuzluklara imza atamaz. Her gün yapılan abartılı ve yanıltıcı yayınlar ancak dikkatli okuyucular sayesinde önlenebilir.

Gazeteciler edepli olmalı vesselâm...

Okunma Sayısı: 1449
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı