Gazze’de devam eden savaşın, daha doğrusu buradaki İsrail zulmünün haddi hesabı yok.
Bir şehir, bir bölge adeta haritadan siliniyor ve “büyük devletler”in idarecileri başta olmak üzere “İslam dünyası” idarecileri ve belki de bütün bir dünya bu zulmü, bu haksızlığı, bu kıyımı seyrediyor. Hemen her gün, “Daha kötü haberler gelemez” derken çok daha kötü haberlerle karşı karşıya kalıyoruz.
Yürek yaralayan ve ‘şimdilik son’ notuyla paylaşabileceğimiz bir haber şöyle: “BM Kalkınma Programı Arap Devletleri Bölgesel Bürosu Direktörü Abdullah El Dardari, düzenlediği basın toplantısında Gazze’deki savaşın Filistin’in sosyoekonomik gelişiminde yıkıcı bir etki yaşattığını, yoksulluk, işsizlik ve insani gelişmede önemli kayıplar neden olduğunu belirtti. El Dardari, “Geçici eğitim, sağlık tesisleri, psikolojik destek ve temel hizmetlerin de içinde bulunduğu yeniden inşa ve iyileştirme çabalarına acil ihtiyaç var” dedi.
“New York’ta gazetecilerin raporla ilgili sorularını cevaplayan Dardari, savaşın etkisinin katlanarak arttığını, Filistin topraklarındaki işsizlik oranının savaş öncesindeki oran olan yüzde 25’ten şu anda yüzde 46 oranına yükseldiğini söyledi. BM yetkilisi, “Eğer savaş dokuz ay devam ederse bu rakamın yüzde 48’in üzerine çıkması bekleniyor. Savaş daha fazla sürerse yıkım katlamalı olarak devam edecek. 7 aydır süren savaş sonrasında Filistin, Doğu Kudüs’ten Batı Şeria ve Gazze’ye kadar 20 yıl daha geriye gitti. Gerileme, etkisini en şiddetli olarak Gazze’de gösterdi. Gazze’de 40 yıldan fazla bir süre gerileme yaşandı; neredeyse 80’li yıllara geri dönüldü. Filistin topraklarında son 20 yılda, Gazze’de ise son 40 yılda insani gelişme için yapılan tüm yatırımlar neredeyse sıfırlandı” dedi. (voaturkce.com, 2 Mayıs 2024)
Bir belde, bir şehir ve bir bölgenin “40 yıl geriye gitmesi” ne demektir? Bir yıl devam etmeyen savaşın Gazze’yi 40 yıl önceki şartlara döndürmüş olması, “insani gelişme için yapılan tüm yatırımların sıfırlanması” kabul edilebilir mi? Bu büyük zulme, bu büyük haksızlığa bütün insanlığın hep birlikte itiraz etmesi gerekmez mi?
Tabii ki ‘büyük devletler’i idarecilerinin önce menfaatlerini gözetmesi ve yarım ağızla savaşa ve zulme itiraz etmesi büyük bir yanlıştır. Fakat ondan çok daha önemli olan “İslam dünyası”ndaki siyasetçi, idareci ve sivil toplum kuruluşlarının Gazze’deki zulme itiraz etmesi gerekir. “Herkes itiraz ediyor ya!” demek mümkün. Ancak sözle itirazların diplomatik, ekonomik ve sosyal itirazlarla desteklemesi icap eder. Savaşın başlamasından aylar sonra zalim İsrail ile ticari ilişkileri kesme kararı almak “savaşa ve zulme itiraz”da geç kalındığına delil değil mi?
Zaten sıkıntı içinde yaşayan Gazze ve Filistin’in 20 ya da 40 yıl geriye gitmiş olması karşımızdaki ‘yara’nın derinliğini görmeye yeter. Mümkün olan her yolu deneyerek bu savaşı bir an önce durdurmak “hür dünya”nın ve en başta “İslam dünyası”nın vazifesidir. İnşallah daha geç kalınmadan bu yönde doğru adımlar atılır.