"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Günü kurtarmak yeter mi?

Faruk ÇAKIR
13 Mayıs 2020, Çarşamba
Dış politika konusunda iddialı olan idarecilerin bugün gelinen noktadan kendilerinin de memnun olmadığı söylenebilir.

Bir dönem slogan haline gelen ‘komşularla sıfır sorun’ gerilerde kalırken aramızda ihtilâf olmayan komşu ülke kalmadı. Sadece komşu ülkelerde değil, komşu kıt’alardaki bazı ülkelerle de aramız bozuldu.

Komşu ülkeler başta olmak üzere mümkün olduğu kadar her ülke ile dost olmak Türkiye’nin menfaatinedir. Dostlukları çoğaltmak, düşmanlıkları azaltmak er kişilerin işi. Başka ülkelerle ‘kavga’ etmek iç politikada bazen fayda verse de uzun dönemde yine zarar edildiğine tarih de şahittir. 

Cambridge Üniversitesi Politika ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Ayşe Zarakol, “(Edirne sınırında yaşanan göçmenler konusu başta olmak üzere) Türkiye’nin dış politikasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap vermiş: “Türkiye dış politikası daha çok günü kurtarır gibiydi. O günün şartları çözüme dair ne gerektiriyorsa o yapılıyordu. Bir gün başka diğer gün başka. Uluslar arası politika teorileri de yetersiz kalıyor. Çünkü ‘gelecek yıl Türkiye şöyle yapar’ demek bile zor. Sadece ‘Ne yapacağı belli değil artık’ derseniz bu tahmininiz tutuyor. Hâlâ aynı yöntem izleniyor dış politikada. Sorunlar erteleniyor, kısa vadeli çözümlerle ya da şaşırtmaca yöntemleriyle adımlar atılıyor, ama herhangi bir sorun çözülmüyor.”

Son günlerde ülkelerin içine kapanıp kapanmadığı konusundaki bir soru üzerine de Doç. Dr. Zarakol şöyle demiş: “Genel trend o. Salgınla birlikte daha da arttı. Sanırım son yüzyılda ülkelerin bu kadar birbirinden kopuk olduğu olmamıştır. Bu belki bitecek, ama izleri kalacak.

Peki virüs salgını sonrası büyük değişimler olur mu? Doç. Dr. Zarakol bu konuda biraz farklı düşünüyor: “Global bir düzende yaşandığı için koronavirüsü belki de çok daha fazla hatırlayacağız. Ancak pek bir değişim olacağını sanmıyorum. Var olan trendleri hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir. Çok büyük bir transformasyon olmayacaktır. (...) Toplumun yapısını derinden etkileyecek bir düzeyde değil. Ancak bazı yeni yasal kurallar getirilebilir. Benim tahminim, örneğin yürüme takip uygulamaları. Herkes telefonlarına belirlenen uygulamayı indirecek ve devlet kiminle görüştüğünüzü ne yaptığınızı bilecek. Bu sayede sizi salgından koruyabilecek. Sonrasında bu uygulama farklı amaçlara da dönüşebilir. Kimlerle görüştüğünüz başka sebeplerle takip edilebilir. Ama bu bile bir ihtimal. Bu söylediğim zaten öngörülen bir şeydi. İçinde bulunduğumuz durum bunu çabuklaştırabilir, ancak uzun vadede hiç yoktan radikal değişimler olacağını pek sanmıyorum.” (gazeteduvar.com.tr, 11 Mayıs 2020)

Bütün dünya virüs salgınından etkilendi ve etkilenmeye devam ediyor. Ancak bazı uzmanlar virüs sonrası hayat için ciddî ve kalıcı değişiklikler beklerken, Doç. Dr. Zarakol ‘radikal değişiklikler’ beklemediğini beyan etmiş.

Tabiî ki zaman en iyi müfessirdir ve virüs salgını sonrasının nasıl olacağı zamanla görülecek. Şu var ki, ne olursa olsun ‘güven veren ülke’ olmak ve öyle kalabilmek zor olsa da şart. Aksi halde hep ‘kaybeden’ olarak kalmak ihtimali var.

Okunma Sayısı: 1537
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı