"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hacı Sıtkı Balcı’nın ardından

Faruk ÇAKIR
30 Mart 2020, Pazartesi
Bütün dünya korona virüse kilitlenmiş bir halde iken hem hayat devam ediyor hem de vefatlar.

Bu cümleden olarak bir müddettir hastanede yoğun bakımda tedavi gören eniştem Hacı Sıtlkı Balcı, 25 Mart 2020 Çarşamba günü ikindi vaktinde vefat etti. Camilerde cematle vakit namazları kılınmadığı için 26 Mart saat 11.00 civarında İstanbul Çağlayan merkezdeki camide cenaze namazını kılarak aynı gün otobüsle doğduğu ve vefatı halinde defnedilmesini istediği Çayeli’ndeki köyümüze hareket ettik. 27 Mart’ta da yine öğle öncesi köy camimizin kapısında bir defa daha cenaze namazı kılınarak köydeki aile mezarlığına defnedildi. Bu vesile ile vefat eden bütün akraba ve dostalarımıza, bütün müminlere Allah’tan rahmet diliyoruz.

Hacı Sıtkı Balcı hem eniştemiz, hem de köydeki kapı komşumuzdu. Ayrıca onun dayı evi, benim de dayı evimdi. Aynı zamanda ağabeyimin de kayın biraderiydi. Neticede hem komşu, hem akraba hem de iyi anlaştığımız bir büyük abimizdi.

80 yaşında vefat eden Hacı Sıtkı Balcı ağabey, onu tanıyan herkesin ittifakıyla komşu dostu ve hayırsever biriydi. Çocuk yaşta İstanbul’a gelmiş ve marangozluk mesleğini tercih etmişti. İşinin ehliydi. 1973 yılında Almanya’ya işçi olarak gitmiş ve yaklaşık 10 yıl orada çalışmıştı. Sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptı ve ortaklarıyla birlikte İstanbul’da satın aldıkları “Cerrahpaşa Fırını”nı çalıştırdılar.

Sıtkı ağabey köy ve yayla dostuydu. Köyde yapılacak her işte mutluka onun desteği ve imzası vardı. Tarihi Ormancık Köyü camimizin resmî olarak kayıt altına alınmasında onun büyük desteği oldu. Ayrıca yayla yollarında da onun imzası vardır. Hem maddi hem de manevi olarak her türlü desteği vermişti.

Hacı Sıtkı ağabey kitap ve gazete okumayı da çok seven biriydi. İstanbul’daki evinin mutfağında ve oturma odasında mutlaka takip ettiği bir kitap, okuğu bir gazete olurdu. Almanya’da çalıştığı günlerde Risale-i Nur eserlerini de tanımış ve onları da okumuştu. O günlerden bahsederken, Almanya’da tanıştığı ‘ders arkadaşları’nı her zaman hayırla anlatırdı. Onu en çok etkileyen şey, mesela bir profesörün hiç gurur emaresi göstermeden, ilk defa tanıdığı birisine ‘kardeşim’ demesiydi. Aynı sofraya oturup, aynı kitaptan bölümler okumak, tartışmak ve sohbet etmek onu cezbetmişdi. Bir defasında yıllık izin vesilesiyle köye geldiğinde Almanya’da (Hamburg) karşılaştığı bu durumu ‘köy odası’nda anlatmış ve öyle samimi kişileri herkese örnek göstermişti.

Gerek İstanbul’da ve gerekse köyde çoğu zaman ahbaplarını evinde toplar ve davet ettiği ehil hocalarla sohbet programları düzenlerdi. 1987 yılında 18 yaşındaki oğlu Ahmet’i bir trafik kazası sonrası kaybettiğinde, taziye için evine gelenler arasında ta Almanya’da tanıdığı ‘son şahit’lerden Mehmet Emin Birinci ağabey de vardı.

Sıtkı ağabeyin son yılları sürekli hastanelerle iç içe oldu. Birkaç defa ameliyat oldu. En son akciğerinden ameliyat olmuştu ve tam düzeldi derken nefes darlığı nüksetti. 2019’un son günlerinde hastaneye yattı. Biraz düzelip eve çıktı. Evde fenalık geçirince tekrar ambulansla hastaneye kaldırıldı ve yaklaşık 15 gün sonra yoğun bakımda vefat etti. 

Vefatından önceki son ziyaretlerimizin birinde yine bize projelerinden bahsetti. Köyümüzün iki yaylasına birer mescit yapmak istediğini söyledi. Bu bir bakıma onun vasiyeti oldu. İnşallah bu vasiyeti gerçekleştirmek bizlere nasip olur.

2018’deki bir röportajında da gençlere şu tavsiyelerde bulunmuştu: “Vaktinizi iyi değerlendirin. İleriye bakanların hiçbirinin ‘boş vakti’ olmamış. Bu zamanda bir gencin iki lisan bilmesi kesinlikle şart. İnsan ve genç çalışacak, çalışacak, ama sadece dünya için değil, çevresi için. Aman aman diyorum, iyi çalışın, sizden sonra gelen gençlere sahip çıkın, burs verin, bir şeyler yapın. Gençleri unutmayın, yaşlıların ihtiyacını da görün. Çevrenle köyünle gencinle ilgileneceksin. Aman okuyun, okuyun, okuyun. Okumanın birinci gayesi kültürlü olmak için olmalı. Yoksa ekmek parası kazanmak için değil. Kültür olmadıktan sonra paranın değeri yok.”

Eniştem, komşum, ağabeyim Hacı Sıtkı Balcı’nın mekanı Cennet olsun inşallah... Amin.

Okunma Sayısı: 2293
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih Arıcı

    31.3.2020 22:33:13

    Biray önce hast.zıyaret ettim helâlleştik Haseki Hast.den emekliyim 20 sene tanırım Üzgünüm Allahdan rahmet diler yeri cennet olsun Salih Arıcı

  • Osman Karakaş

    31.3.2020 18:36:24

    Allah cc rahmet eylesin mekanı cennet olur inşaallah. Çok iyi bi amcamızdı

  • Oğuz Yiğiter

    30.3.2020 11:02:31

    Allah rahmet eylesin. Size, ailenize ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Cenab-ı Hak cennetinde buluştursun in şaallah

  • Ali R. Yardimoglu

    30.3.2020 03:13:08

    Rahmetullahi aleyh. Allah, rahmetiyle muamele eder. O Rahman' ur-Rahim.

  • Abdurrahman AYDIN

    30.3.2020 01:54:22

    Rabbim gani rahmet eylesin! Berzah aleminde sevdikleriyle neşe içinde beraber eylesin! Âmin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı